Ziya Selçuk, İktisat Muhabirleri Derneği (EMD) İdare Konseyi ile bir ortaya geldi. Okullarda yüz yüze eğitime kademeli geçişin 15 Şubatta nasıl başlayacağına ait soru üzerine Selçuk, Bakanlığın salgın periyodunda alanda yüzlerce araştırma yaptığını söyledi. Selçuk, “Bu araştırmalar bize gösteriyor ki bizim okulları bugün kapatmamız bugünün sorunu değil, gelecek yılların da sorunu hâline geliyor.
Türkiye, OECD ve Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde okullarını en fazla müddet kapalı tutan ülkeler ortasında başlarda geliyor. Biz bunu daha denetimli olabilmek, riski daha iyi yönetebilmek için yaptık ve bugün de bunun gerçek bir karar olduğunu görüyoruz. Fakat 15 Şubattan itibaren toplumun, ailelerin, annelerin, babaların, çocukların durumuna baktığımızda okulların artık mümkün olduğu kadar daha yüksek bir kapasiteyle açılması gerektiği noktasında bir kararlılığımız var. Bunu da ilgili tüm kuruluşlarla ve ortamlarda paylaşıyoruz, paylaşacağız. Bu manada literatüre ve uygulamalara baktığımızda, elbette küçük yaşların riski daha az” diye konuştu.
“OKUL DENETİMLİ BİR ORTAM”
Bakan Selçuk, okulun tümüyle denetimli bir ortam olduğuna dikkat çekerek, “Hem öğretmenler hem öğrenciler çok denetimli bir biçimde aşikâr kurallara dikkat ederek orada bulunuyorlar. Yani okulda bir çarşıdaki, pazardaki ya da sokaktaki üzere karmakarışık ya da denetimsiz bir ortam yok. Okullardan kaynaklanan durumu da günlük olarak izledik, çocuklarımızı da izliyoruz” tabirlerini kullandı.
‘MESLEKİ EĞİTİMİN GERÇEK KABİLİYETİNİ GÖRDÜK’
Selçuk, salgın sürecinin Türkiyede mesleksel eğitimin gerçek kabiliyetini çok net bir formda görmeye imkan sağladığını kaydederek, meslek liselerinin Ar-Ge merkezleriyle ilişkilendirilmesini sağladıklarını, salgının birinci devrinde dünyanın tedarik problemleriyle âdeta kilitlendiği günlerde bir meslek lisesinin dijital teneffüs aygıtı tasarlayıp ürettiğini söyledi. Selçuk, “Bunlar derhal hastanelere, ilgili kuruluşlara sevk edildi ve bunlar hâlâ tıkır tıkır çalışıyor. Biz bunun binlercesini, hatta yüz binlercesini yapabilecek kapasitedeyiz.
Bu üretimler yalnızca teneffüs aygıtıyla da sonlu değil. Mesela meslek liselerimiz, N95 standardında maske üreten makinenin tasarımı ve üretimini de yaptı. Bunu da hayata geçirdik, üretimi esasen yapıyoruz. Bu periyotta meslek liselerimizin Ar-Ge çalışmalarıyla görüntü laringoskop aygıtı, ozon hava dezenfekte aygıtı, ağır bakım yatağı, hava filtrasyon aygıtı, temassız kızılötesi termometre, görüntü laringoskop aygıtı, numune alma ünitesi, UV-C konveyör sistem ile maske üretiminde sterilizasyon aygıtı, kumandalı ve vakit ayarlı UV-C ışınlamalı sterilizasyon aygıtı, taşınabilir UV-C robot sterilizasyon aygıtı, taşınabilir mekanik teneffüs aygıtı üzere çok sayıda eser tasarlandı ve bu eserlerin üretimi gerçekleştirildi” dedi.
‘294 MİLYON MASKE ÜRETİLDİ’
Meslek liselerinin maske üretimindeki başarısına da işaret eden Selçuk, “Yine salgının birinci başladığı süreçte meslek liselerinde 130 milyon, halk eğitimi merkezlerinde ise 164 milyon tek kullanımlık maske üretildi. Daha öncesinde elle ve tek makinede dikişler yapılırken, meslek liselerinde üretilen bu makineler sayesinde artık milyonlarcasını çok rahatlıkla üretebiliyoruz. Lakin asıl o kritik devirde muhtaçlık duyan ülkelere gönderilen maskelerin değerli bir kısmını meslek liselerimiz üretti. Tek kullanımlık tulum, önlük, siperlik, dezenfektan, kolonya ve daha pek çok hijyen eserinin üretimi gerçekleştirildi. Bunların milyonlarca litresi yani yalnızca yüzey dezenfektanı 8,5 milyon litre üretildi. 1,3 milyon adet siperlik üretildi. Bunların hepsi dağıtıldı” dedi.
‘MESLEK LİSESİ RUHU OLUŞTU’
Selçuk, otellerin, fabrikaların, organize sanayi bölgelerinin içindeki iş garantili ve iş öncelikli okulların yüzlercesini açmaları sonucunda meslek liselerine tercihte bir sene içerisinde öğrenci sayısında yüzde 63-64 oranında artış olduğunu hatırlatarak, “‘Kendi tercihiyle gelen çocuk’ diye bir şeyden kelam ediyoruz artık, yani mecburi olarak meslek lisesine gidiyorsun değil de yüzde 64 bir artıştan kelam ediyoruz.
Buradaki artış; toplumda usta öğreticilerin, öğretmenlerin, öğrencilerin, okul yöneticilerinin salgın devrinde âdeta bir ulusal seferberlik üzere bu sürece takviye vermeleri bir ruhsal atmosfer yani bir ruh oluşturması sonucunda gerçekleşti. Eğitim; iş hayatını, ekonomiyi, bölümleri takip ediyor; bölümün nabzını tutuyor, ekonomik göstergelerin tahlilini yapıyor ve nerede neye gereksinim var bunları denetim edip yatırımlarını buraya yöneltiyor. Bu türlü bir yapıya yanlışsız yöneliş kelam konusu” diye konuştu.
‘YÜZDE 1 KDV DEVAM EDECEK’
Selçuk, pandemi periyodunda özel okullarda yüzde 8den yüzde 1e indirilen KDV oranının tıpkı halde devam edip etmeyeceğine yönelik bir soruya da “Özel öğretim kurumlarımız da Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın asli ögesidir. Bu kurumlarımızda yaşanan sıkıntılar bizim meselemizdir. Başta özel öğretim kurumlarımızdaki evlatlarımızın eğitim süreçlerinin devamlılığı, öğretmenlerimizin ve çalışanlarımızın istihdam şartları açısından buradaki finansal durum da kritik kıymet taşımaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığımıza geçtiğimiz periyot sağlanan bu vergi kolaylığının bu devir de sağlanması tarafında tavsiye görüşümüzü bildirdik” yanıtını verdi. (DHA)
Sözcü
