Muğla Marmaris’te yaşayan Meryem Coşkun’un beyninde 4 ur vardı. Oğlu Veli Coşkun lenf kanseri, gelini Hatice Coşkun ise beyincik küçülmesi (SCA) hastalığı ile cebelleşiyordu. Hekimin, “Beyninizi öteki işlerle meşgul edin” tavsiyesine uydu. Evvel mantı ve gözleme konutu açıp işlerine dört elle sarıldılar. Sonra lokanta derken son olarak büyüttükleri lokanta Marmaris’in meşhur ‘Meryem Ana’sı oldu. Anne ve oğul hastalıklarından kurtuldu. Sıra Hatice’de… Meryem Coşkun çektikleri külfetleri SÖZCÜ’ye anlattı.

İş büyüdü, meşgale arttı

Coşkun Ailesi, 1989’da baba İstek Coşkun’un işi sebebiyle Marmaris’e yerleşti. Ailenin oğlu Veli Coşkun’un lenf kanseri olduğu ortaya çıktı. Hamur işlerinde maharetli olan anne Meryem Coşkun, oğlunu da yanına alıp küçük bir gözleme meskeni açtı. Mantı ve gözlemeleriyle ünlenen ailede Veli de tedavi olmaya başladı. İşler büyüdü. Sulu yemekler başladı. Tam bu sırada Meryem Coşkun’un beyninde 4 başka ur tespit edildi. Aile tabiplere taşınırken bu defa Veli’nin eşi Hatice’de SCA hastalığı ortaya çıktı. Tabipleri dinlediler. Meşgalelerini arttırdılar. Coşkun Ailesi, bilhassa memleketi Tokat yöresinin mahallî yemekleri ile kısa müddette ilçeye ün saldı.

“Mantıları tek tek saydım”

İşi sayesinde hayata sıkı sıkıya tutunan Meryem Coşkun yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Mantının hamurunu kendimiz açıp, kasaptan özel aldığımız etleri doldurmaya başladık. İnanır mısınız ben mantıyı hazırlarken tek tek saymaya başladım. Gün uzunluğu oturup kaç tane mantı hazırladığınızı saydığınız vakit beyninizde diğer niyet kalmıyor. Oğlum kanseri yendi. Benim urlarımda büyüme durdu. Artık gelinimiz için seferber olduk.”

Sözcü