Körfez Savaşı öncesindeki bu temasta Bush, Saddam’ı devirmek için dayanak istedi. Özal ise Türkiye’nin nasıl bir tavır alacağını açıklamadı. Güneş gazetesinde çıkan haberde iki başkanın satır satır konuşmaları yer aldı. Özal’ın, Irak’a operasyon yapılmasını desteklediği haberde görüldü.
Başbakanlık misyonunun akabinde 9 Kasım 1989’da Cumhurbaşkanı seçilen Turgut Özal, birinci değerli yurt dışı ziyaretini ABD’ye yapmış ve Lider George H. Bush ile buluşmuştu. ABD o günlerde 1. Körfez Savaşı olarak da bilinen ‘Çöl Fırtınası Harekatı’ için ön hazırlık yapıyordu. Baba Bush, Özal’dan, Saddam Hüseyin’i devirmek için takviye istedi. Özal ise bu görüşmenin akabinde Türkiye’nin nasıl bir tavır alacağını açıklamadı. Özal yurda döndükten bir müddet sonra iç siyaset hareketlenmişti. Başbakanlık koltuğunda Yıldırım Akbulut vardı ve ANAP Genel Başkanlığı koltuğu boşalmıştı. Evvel Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz vazifesinden ayrılıp aday oldu. Yılmaz’ı, Yıldırım Akbulut ve Hasan Celal izledi. Yılmaz’ı liberaller, Akbulut ve Güzel’i ise muhafazakarlar destekliyordu. Yılmaz’ın rakiplerinin güçlerini birleştirmeleri, istikrarları değiştirebilirdi.
OPERASYONU DESTEKLİYOR
1990 yılının mart ayına gelindiğinde ise kıymetli bir gelişme yaşandı. Sonradan DSP’den milletvekili de olan gazeteci Uluç Gürkan imzasıyla Güneş gazetesinde, “Özal-Bush görüşmesinin tutanaklarını açıklıyoruz” başlıklı bir haber yayınlandı. Kripto basına sızmış, Gürkan kıymetli bir atlatma habere imza atmıştı. Haberde 2 başkanın satır satır konuşmaları yer alıyor ve Özal’ın, Irak’a operasyon yapılmasını desteklediği görülüyordu.
GÜRKAN’A SORUŞTURMA
‘Gizli’ bir kriptonun basında yer alması ortalığı karıştırdı. Gürkan hakkında soruşturma açıldı ve kriptoyu kimin sızdırdığı araştırılmaya başlandı. Kuşkular Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan ve şimdi bir yıllık aday memur olan Hande Mumcu üzerinde ağırlaştı. Argümana nazaran Mumcu, kriptonun fotokopisini çekip Güzel’e vermiş o da Mülkiye’den sınıf arkadaşı Uluç Gürkan’a iletmişti. Senaryo Güzel’in ‘Kendi bindiği kısmı kesme’ manasına gelse de ANAP Genel Lider adaylığını tehlikeye düşürüyor, Yılmaz’ın ise elini güçlendiriyordu. Hem Gürkan hem de Mumcu bu iddiayı reddetti. Hande Mumcu, poliste ve DGM’de baskı gördüğünü söyledi. Hoş de beklendiği üzere yıprandı ve ANAP kongresinde yalnızca 20 oy alabildi. 2. çeşitte Akbulut lehine çekilse de Mesut Yılmaz yeni genel lider oldu.
HANDE MUMCU’NUN DRAMI
Mumcu ve Gürkan’ın sanık olduğu ‘Kripto Davası’ ise yıllar sürdü ve tam 30 yıl evvel 24 Ekim günü beraat ile sonuçlandı. Fakat SBF mezunu ve geleceği parlak bir diplomat olabilecek Hande Mumcu’nun hayalleri yıkıldı, memuriyetten ihraç edildi. Yaşadığı güç günleri göğüsledikten sonra gazeteci oldu.
Hande Mumcu
Show TV Ankara Ofisi’nde misyona başladı. Hürriyet gazetesinin genç ve başarılı Başbakanlık muhabiri Barış Selçuk ile nişanlanarak evlilik hazırlıklarına başladı. Fakat yazgı onları, 4 Ağustos 1994 günü vefatla buluşturdu. Devrin Başbakanı Tansu Çiller’in yurt gezisini izlemek için Ankara’dan Giresun’a giderken Çorum yakınlarında geçirdikleri trafik kazası sonucu yan yana vefata gittiler. Kazadaki 3. basın şehidi de kameraman Salih Peker oldu.
Özal-Bush kripto tutanaklarını kamuoyuna açıklayan Uluç Gürkan, Sözcü HaftaSonu’na o günleri şöyle anlattı:
Uluç Gürkan
“Bu olay, ANAP’ta genel başkanlık gayreti sürerken yaşandı ve komplo kokuyordu. Samimi inancım, Hande Mumcu o günlerde şimdi aday memur ve kriptolara ulaşacak bir pozisyonda değildi. DGM Savcılarına nazaran ben kriptoyu Hasan Celal Güzel’den almışım. Bunu da birlikte kan bağışı yaparken çektirdiğimiz bir fotoğraf ile Mülkiye’den sınıf arkadaşlığımıza bağladılar. Meğer o devir bu kripto elinde olan 4 değerli diplomat da benim Mülkiye’den sınıf arkadaşımdı. Kaynağımı açıklamadım ve Hasan Celal olmadığını söyledim. Kriptonun zımnilik mühleti de bir aydı. Ben haberi 3 ay sonra yazdım. Buna karşın tutuklandım. Lakin cezaevine girmeden 5 milyon lira kefaletle özgür bırakıldım. Parayı da Güneş gazetesi ödedi. Hande ile birlikte ‘Suç vasfı yoktur’ kararıyla beraat ettik. Lakin benim aklanmam milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle tam 12 yıl sürdü.”
Sözcü
