Antalya’dan Yunanistan’ın Meis adasına sefer yapan kaptan Kerem ile birinci görüşte aşık olduğu Yunan Gogo, “Güven ve sevgiyle halkların bir ortada yaşayabileceğini göstermek istiyoruz” diyor.
Antalya’nın Kaş ilçesinde yaşayan ve 1.5 mil uzaklıktaki Kızılhisarlı (Meis) Adası’na sefer yapan feribotta kaptan ve başmakinist olarak çalışan Kerem Ercüment (46), bundan 2 yıl evvel bir sefer sırasında turizmci Gogo Karydogianni (31) ile tanıştı.
İkilinin arkadaşlığı kısa müddette aşka dönüştü. Genç bayan tanışmadan 2 ay sonra Kaş’a geldi. Çift burada nişanlandı. Fakat tam o günlerde koronavirüs salgını patladı. Pandemi yüzünden hudut kapıları kapanınca, Karydogianni ülkesine dönemedi. 1.5 yıldır Kerem Ercüment’le yaşayan Gogo, “Kerem bana ‘Ben Türk ve Müslüman olabilirim, sende Rum Hristiyan olabilirsin, lakin birebir şeyi seviyoruz, tıpkı duyguyu yaşıyor ve paylaşıyoruz, birebir acıyı çekiyoruz, karım olmanı istiyorum, birinci gördüğüm andan itibaren sana aşığım, seni din ve hayatın konusunda asla zorlamayacağım’ dedi ve kendi yaşantısını görmem için beni Türkiye’ye davet etti. Buraya geldim ve dönemedim. fakat bu müddette Kerem ile birbirimizi daha yakından tanıma fırsatı bulduk ve birbirimizden ömür uzunluğu ayrılamayacağımıza inandık” dedi. Ortalarındaki lisan, din farkının kıymetsiz olduğunu lisana getiren Kerem Ercüment ise, aşklarının tüm duvarları yıkacak kadar güçlü olduğunu söyledi.
Ercüment şöyle konuştu: “Gogo ile tanıştıktan sonra hayatımızın akışı değişti. Kaptan olduğum için yöredeki adaları ve insanları çok iyi biliyorum, asla bir gerginliğimiz olmadı. Pandeminin açılmasının akabinde Akdeniz’in iki yakasında da düğün yapıp hayatımızı birleştireceğiz. Aşkımızın Ege ve Akdeniz’de dostluk köprüsü olmasına katkıda bulunacağına inanıyoruz.”
Gogo Kardydogianni, Kerem Ercüment’le aşklarının nasıl başladığını şöyle anlattı:
“2019 seçimlerinde adanın belediye meclis üyesiydim ve belediye lider adayıydım. Kerem sık sık bizim restorana gelmeye başlamıştı. Tekrar bir gün yemek yedikten sonra benden frappe (soğuk kahve çeşidi) yapmamı istemişti, bende frappeyi olağan olarak buzlu su ile değil musluk suyu ile yaparak vermiştim. İki gün sonra geldiğinde yeniden birebir şeyi yaptım. Bu sefer mutfağa ardımdan gelip frappeyi kibarca kasıtlı olarak mı makûs yaptığımı sordu. Ben de, ‘Bana iyi frappe yapmadığımı mı söylemek istiyorsun?” dedim. Kerem’in bakışları ve sesinin tonu değişti, işte ne olduysa o ortada oldu, aramızdaki sıcak dostluk bu türlü başladı, inadına musluk suyu ile yaptığım frappe aşkımızın ve dostluğumuzun simgesi oldu.”
Kaş kıyısında ellerinde Türk ve Yunan bayraklarıyla poz veren aşıklar, “Denizlerin nasıl hududu yoksa aşkımızın da sonu yok, hudut kapıları açılınca çabucak düğünümüzü yapacağız” dedi. Çocuklarının Ercüment soyadını taşıyacağını lisana getiren Kerem Ercüment, “Çocuklarımız benim soyadımı taşıyacak. Gogo ise onlara Konstantina, İstanbul manasında yani ve dedesinin ismi Vasilis’i verecek. Gogo ve ben nadir rastlanan bu Türk Yunan aşkı ile nasıl denizlerin sonu yoksa aşkların da hududu olamayacağını, lisan, din farkının değersiz olduğunu ve halkların birbirlerine inanarak güvenerek yaşayabileceklerini bir ortada olabileceklerini anlatmak istiyoruz ve bunu başaracağımızdan eminiz” tabirlerini kullandı. Ailesinin birinci başta bu evliliğe karşı çıktığını söyleyen genç bayan, bu süreçte yaşananları şöyle anlattı: “Ailemin haberi yoktu, bir gün restorana geldiler. Kerem bir masada oturuyordu. Annem, babam tavırlarımdan durumu anladı. Sonra Kerem cebinden ikram olarak aldığı içinde zincirli haç bulunan kolyeyi çıkardı ve ‘Müslüman olabilirim fakat bizi hiçbir şey ayıramaz, ne siyaset, ne din, yalnızca biz lisan ayırabilir, hepinizi çok seviyorum’ dedi. Annem babam, gidersem, meskenin kapısının kapanacağını söyleyerek, reaksiyon gösterdi. Kerem Türkiye’ye döndü. Dedem ve büyük annem ise ‘Kerem ile evlen onunla gitmek istiyorsan Türkiye’ye git yerleş, bu adamdan ayrılma seni seviyor’ dedi. Öbür gün biletimi alıp Kerem’in yanına gittim ve bir daha hiç ayrılmadık.”
Sözcü
