Galatasaray Spor Kulübü İdare Heyeti, oy birliğiyle 19-26 Aralık 2020 tarihinde yapılmak üzere seçim kararı aldığını açıkladı. Bu açıklamanın ardından Özhan Canaydın devrinde Futbol Şube Sorumlusu olarak misyon alan Burak Elmas ve 1905 Galatasaraylı Yönetici Ve İş İnsanları Derneği (GSYİAD) eski Lideri Metin Öztürk, adaylıklarını duyurdu.

Galatasaray Lideri Mustafa Cengiz’in ise aday olup olmayacağı merak konusu oldu. Seçim kararının alınmasının akabinde birinci kere konuşan Mustafa Cengiz, şimdi karar vermediğini söyledi. Cengiz, açıklamasında “İnşallah günü gelince duruma bakacağım, durumu değerlendireceğim, ona nazaran vaziyet alacağım” tabirini kullandı.

Kulüpler Birliği, TFF ve beIN Sports ortasında gerçekleştirilen toplantının akabinde konuşan Cengiz, çarpıcı açıklamalar yaptı:

“Biz basın toplantısı yapıp evrakları verecektim. Baya uğraştık. Geniş iştirakli toplantılara müsaade verilemeyeceği, ilgili kanuna uygun genelge nedeniyle verilemeyeceği bildirildi. Lakin çok enteresan buna bile inanmadılar. Biliyorsunuz Divan’da Denetleme Şurası raporu bile okunmayarak tüzük ihlali yapıldı. Biz gelinen süreçte bu ibra tuzaklarından bıktık. Mali Harika Genel Konseyi dar kapalı bir alanda yapılıyor. Israrla sorduk, siyasi partilere müsaade veriyorsunuz bize neden vermiyorsunuz diye. Siyasi partiler anayasa gereğidir. Anayasa değişmedikçe değişmez kararı var. Siyasi partiler genel heyet yapamazsa kapanır ve hazine yardımı alamaz dediler. 1 Aralık’a kadar yapamaz dediler.”

“BUYURUN DAİMA BİRLİKTE YARIŞIN”

“Biz de devletimizin buyruklarına uyan bir topluluk olarak 1 Aralık’tan sonra en uygun tarihi, kimse de baskın seçim demesin diye 1 ay 40 gün sonraya verdik. Birden fazla hazır olduğunu beyan etti bundan da şad olduk. İki saat içinde 3 aday olması memnunluk verdi. Hepsi Galatasaray için gayret ediyor. Orada bir dinamizm olduğunu gösterir. İnşallah belirttiğimiz tarihlerde, en geç 26 Aralık’ta öncelikle seçim istiyoruz. Zira bizim misyondan gitmememiz için, ibrasızlığa karşın direndiğimizi sanan bir kesim var. Bu bölüme buyurun daima birlikte yarışın diyoruz. Olay bu.”

“BUGÜNE KADAR SIHHATİMİ SORAN OLMADI”

“Ne işler yaptığımı tarih deliller. Bizim en büyük problemimiz yaptıklarımızı anlatamadık. BeIN Sports’ta o denli bir mukavele yaptık ki, yıllardır sevgili Özhan Canaydın’dan beri gelen süreçte ücretsiz frekansı aldık, münhasırlık mukavelesini kaldırdık. Bugün bütün platformlara girme hakkımızı aldık. Milyonlar kıymetindeki teçhizatın ücretsiz zaman hakkını aldık. Bunun için beIN Sports ve yöneticilerine teşekkür ediyorum. TFF ve Kulüpler Birlği yayın haklarını da halledecek. Bir insanın kendini ben iyiyim, doğruyum diye anlatması kadar zavallı bir şey olamaz. Bunu topluluğumuz kıymetlendirecek, taraftarımız kıymetlendirecek, tarih kıymetlendirecek. Tek tek irdeleyecekler. Yanılgılarımızı zati anlatıyorlar sağ olsunlar. Varsa yanlışlarımız düzeltmeye çalışıyoruz. Ben bugüne kadar resmi ortamlarda sıhhatimi soran olmadı. Durumunuz nedir diye soran olmadı. Serzeniş için söylemiyorum. Çok de doğal. Hastaysan ne işin var esasen burada. Hizmet edeceksen sağlıklı olacaksın. Şu anda sürecim iyi gidiyor lakin bu işlerin senedin vadesi ne vakit gelir bilinmez.”

“ŞU ANDA VERİLMİŞ BİR KARARIM YOK”

“Elimden geldiğince gönül verdiğimiz şey için gayret ediyorum. Benim bu yaştan sonra ne artistlik yapacak halim var, ne siyasete girecek halim var, ne de ticari olarak bunu kıymetlendirecek durumum var. Ben aslında mülkiyeliyim, tüccar bir geçmişten gelmiyorum. Mesleğim yöneticilik. Mümkün olduğu kadar en iyi formda yönetmeye çalışıyorum. Şu anda verilmiş bir kararım yok. Ailem ve hekimlere bakarsanız ibra edilmediğim günden beri bırakmamı istiyorlar. Biz bir aşkın peşindeyiz. Ben o gün de 176 milyonu bir hafta içinde ödememiz gerekirdi. Bunlar laf değil. Şu anda da o kadar kritik bir periyodun içindeyiz ki, ben bunu istemiyorum. Bunları anlatmak istemiyorum. Bu sefer de ‘bak, bak kendini adaylığa zorlatıyor’ diyecekler. Maalesef o denli insanlarımız var. Onların da canı sağ olsun. Hepsine talih ve muvaffakiyet diliyorum. Bütün camiamı sevgiyle kucaklıyorum. İnşallah günü gelince duruma bakacağım, durumu değerlendireceğim, ona nazaran vaziyet alacağım.”

“GERÇEK YÖNETİCİLİK BUDUR”

“Tabii ki futbol bir seyir zevki. Ben isterim ki yalnızca pas değil üçgenler kuralım, dört pasta gol atalım. Hepimiz bunu istiyoruz. Sekiz tane başka ekibe, dokuz tane öteki gruba ben de bunu istiyorum. Hayalleriniz öteki, gerçekler öbür. Maşallah başka gruplar da dayanılmaz oynuyor. Mesela bir Ankaragücü maçı. Taraftarımız çok kızıyor ancak karşı ekibe da hürmet duyun. İdare ünitesinde kusursuz sorumluluk diye bir prensip vardır. Sizin kusurunuz yoksa bile şayet siz yönetimseniz, siz sorumlusunuz. Ben makûs oyundan da, transfer yanılgılarından da sorumluyum. Lakin bir hoşluk varsa ben topluluk olarak paydaşıyım. Gerçek yöneticilik budur.”

“BÖYLE BİR TEZGAH İÇİNDE…”

“Mali Genel Konsey için müsaade alma talihimiz yok. Biz lisede yapalım dedik lakin toplumsal aralık olayları var. Sonuç devlet. Devlet ne derse onu yaparız. Bir idare daima erken seçim, erken seçim diye dayatırsanız iş yapamaz. Devamlı, ‘Seçim beceriksizler, seçim vasatlar’ diyorlar. İdare bilimi için devamlı seçimden bahsedersen hiçbir şey yapamazsın. Madem o denli, buyurun diyorum. Devamlı seçim, ibra tehdidi var. Çok özür dilerim bu türlü bir tezgah içinde olursanız bir yere varamayız. Varsa bir planın, maddi önerin gel yardım et”

Sözcü