Zonguldak’ta bulunan Fatih Sondaj Gemisi’nde incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, açıklama yaptı.
320 MİLYAR METREKÜPTEN 405 MİLYAR METREKÜPE ÇIKTI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz’de bulunan doğalgaz rezerviyle ilgili ‘müjde’yi güncelledi. Fatih Sondaj Gemisi’nde açıklamalarda bulunan Erdoğan şöyle konuştu:
– Yapılan çalışmalar sonucunda birinci iki katmanda 320 milyar metreküplük doğalgaz rezervi bulduğumuzu 21 Ağustos’ta duyurmuştuk.
– Çalışmaların sonunda 4 bin 445 metre derinlikte 85 milyar metreküp daha ek rezerve ulaştık.
– Böylelikle Sakarya Sahası’nın Tuna-1 bölgesindeki bulunan toplam gaz ölçüsü 405 milyar metreküp oldu.
* Karadeniz’de keşfettiğimiz rezerv, ülkemizin bugüne kadarki en büyük hidrokarbon kaynağıdır.
* Gayemiz 2023 yılında bu gazı milletimizin kullanımına sunmaktır.
* Kuyudaki çalışmaların 4 bin 775 metre derinlikte sonlandırıldı. Fatih Sondaj Gemisi’nin Filyos Limanı’nda bakıma alınacak daha sonra Karadeniz’deki çalışmalarına devam edecek.
* İnşallah muştularla bu kaynağı daha da genişleteceğiz. Sondaj gemilerimiz dünyadaki toplam filonun yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyor. Gemilerimiz kendi alanlarının en çağdaş donanımına sahiptir.
Denizaltı robotu sayesinde yüzlerce metre derinlikteki elektrik gereksinimini ve görüntü imajlar uzaktan kumanda ile hiçbir riske girmeden elde edebileceğiz.
Keşfettiğimiz kaynaklar ekonomik bedel olarak çok değerlidir. Türkiye, bu mevzuda net ithalatçı ülkedir. Devamının da geleceğine inandığım bu keşiflerle ülkemizin doğalgazda dışarıya bağımlılığı değerli ölçüde azalacaktır. Bu, milletimize daha ucuz doğalgaz hizmeti vereceğimiz manasına da geliyor.
Türkiye çatışmaların dışında kalarak kendi emeği ile bugün bulunduğu yere gelmiştir. Doğu Akdeniz’deki kaynakları paylaşım çabasından Türkiye’yi dışlama gayretlerine istek göstermeden yeni kapıları araladık.
Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, bilhassa de toprağında gözümüz yoktur. Bu çabayı muvaffakiyete ulaştırmak için diplomasi ile gücümüzün tamamını kullanmakta kararlıyız. AB’nin bu hususta Yunanistan ve Rum Kesimi’nin esiri haline gelmiş olması en çok kendisine ziyan veriyor.
Şayet, halihazırdaki tartışmalarda Doğu Akdeniz’de adil bir tavır takınmazsa bu durum AB’nin sonunun geldiğinin resmen ilanı olacaktır. İngiltere’nin ayrılması ile güç kaybeden AB, doğal kaynakların adil bölüşümü konusunda devre dışı kalmanın yükünü taşıyamaz. Global ve bölgesel seviyede bir yine yapılanma sürecinden geçildiği kritik periyotta AB’den öteki verecek mercii yoktur. Türkiye olarak biz kendi işimize bakıyoruz.
Karadeniz ve Akdeniz’de hidrokarbon kaynakları aramayı sürdüreceğiz. Suriye, Libya, Azerbaycan’da haklının yanında durmayı sürdüreceğiz. Bu uğurda gerekirse canımızı ortaya koymak dahil hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağız. Ne darbeler, ne ekonomik tuzaklar, ne siyasi ayak oyunları ne de içi boş tehditler kafi gelir.
Sözcü
