Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 16. Türk Ceza Hukuku Günleri kapsamında zoom üzerinden gerçekleştirilen çevrimiçi toplantıya katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Gül, kanunlar çerçevesinde ve kanıtlar ışığında adil kararı verecek olan tek mecranın yargıçlar ve mahkemeler olduğu belirterek, kimsenin de hakim yahut savcının yerine geçme yetkisinin olmadığını söz etti.
HUKUK YALNIZCA GERÇEĞİN PEŞİNDEDİR
Soruşturmalarda temel olan bahsin saklılık olduğunu ve bu saklılığın de hakikati toplumdan kaçırma manası taşımadığına değinen Gül, şunları söyledi:
– Vatandaşımızın iftira ve temelsiz ihbarlarla gurur ve onurun zedelenmesi asla kabul edilemez. Bu noktada ‘çamur at izi kalsın’ tabirinden yapılan iftira ile haklı sebebe dayanan iddiayı birbirinden ayırmak gerekir. Hukuk karakter suikastının sığınağı değildir. Hukuk prestij suikastı dedikodu ve söylentinin değil, gerçeğin sırf gerçeğin peşindedir. İnsan onurunun yaralamaya karalamaya yönelik palavra ve iftiraların yerine gerçeği koyacak olan da tekrar hukuktur. Bunu yapacak olan da savcılık makamıdır. Bu makamın yapacağı aktif soruşturmadır.
HAK ARANACAK TEK YER YARGIDIR
– Elbette soruşturmada temel olan kapalılıktır. Fakat bu kapalılık hakikati toplumdan kaçırmak manası taşımaz. Bu sürecin emeli bir yanda kişi erdem onur ve haysiyetini korumak, başka yandan soruşturmanın somut kanıta dayalı olarak tesirli yürütülmesini sağlamaktır. Hasebiyle bir cürüm argümanını ve işin aslını araştıracak olan savcılarımızdır. Kanunlar çerçevesinde kanıtlar ışığında adil kararı verecek olan da yargıçlardır, mahkemelerdir. Hak aranacak yegane yer yargıdır. Bu noktada kimsenin kendisini hakim savcı yerine koyma, mahkeme yerine geçme yetkisi yoktur. Bırakalım yargı vazifesini yapsın diyorsak ki bu hususta hepimiz birebir fikirdeyiz o halde yargının misyonunun kanunları uygulamaktan ibaret olduğunu da unutmamalıyız.
KANUNDA EKSİKLİK VARSA ADRES MUHAKKAKTIR
– Hakim, bilhassa de ceza hakimi bir yaptırım kelam konusu olduğunda kanunun lafsını tekrar etmek zorundadır. Hakimin adeta müspet kanun koyucuya dönüşmesi hiçbir formda kabul edilemez. Sistemimizde esasen bu mümkün de değildir. Yargının kendi tabi ve doğal mecrası için de çalışması beklenmesi, bu alışılmış ve doğal işleyişe saygıyı da gerektirir.
– Kanunu uyguladığı için savcının, hakimin gaye haline getirilmesi hiçbir biçimde mazur görülemez. Uygulaması gereken mevzuatı uyguladığı için yargıya ithamda bulunulması hukuk devletinde alışık olunan bir durum değildir. Kanunu değiştirme gereksinimi ortaya çıkmışsa, kanunda bir eksiklik olduğu düşünülüyorsa bu sürecin adresi aşikardır. Ortaya çıkan toplumsal ve tüzel muhtaçlıklar doğrultusunda kanunu değiştirmek yahut düzenlemek meclisin misyon ve yetkisindedir. (İHA)
Sözcü
