İktidara Kanal İstanbul davetinde bulunan DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, “Milyarlarca dolar kaynağı bu rant projesine aktaracağınıza bir an evvel bu kaynağı siz İstanbul’u sarsıntıya hazırlamaya ayırın. Binaları güçlendirmeye ayırın. Artık hakikaten kâfi. Hükümet sıkışınca İstanbul’a bakıyor, ‘Biz ihanet ettik’ diyor. Sayın Erdoğan’ın kendi sözü, ‘Biz bu kente, İstanbul’a ihanet ettik’ diyor. Madem bunun farkında, biz de, ‘Artık bu ihaneti bırakın, bu ihanetten vazgeçin, yapmayın artık, yazıktır, günahtır bu şehre’ diyoruz” formunda konuştu.
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, partisinin İstanbul Küçükçekmece İlçe Kongresi’nde konuştu.
“KANAL İSTANBUL EKONOMİK YIKIM DEMEKTİR”
Kanal İstanbul projesi için ‘rant İstanbul’ sözünü kullanan ve bu projeyi parti olarak ayrıntılıca incelediklerini belirten Babacan, şunları söyledi;
*Bu proje, ekonomik yıkım demektir. Ülkenin, milletin milyarlarca dolar kaynağını, hem de kıt kaynağını bu projeye yığması ülke için bir ekonomik yıkım.
*Çünkü döviz üretmeyecek. Kaç tane gemi geçecek? Bir gemiden siz kaç para alacaksınız da, Erdoğan’ın tabiriyle 15 milyar dolar, bağımsız değerlendirmelerle 20-60 milyar dolar…20 ila 60 milyar doları siz kaç tane gemiden, kaç lira para isteyerek alacaksınız?
*Bir hesabını ortaya koyun. Mümkün mü bu türlü bir para? Başlarındaki hesap, o denli bir rant oluşacak ki, oradan rant herkese kâfi, bu projeyi de karşılar. Bu türlü bir hesapla girdiler işin içine.
*Bu proje afet riskini büsbütün göz arkası etmek, kültür mirasımızı tehdit etmek demek. Doğayı tahrip etmek demek. İstanbul’un çok değerli olan pak su kaynaklarının bir kısmını kalıcı olarak yok etmek demek. Milletlerarası hukuku da yok saymak demek.
“BURADA İYİ NİYET GÖRMÜYORUZ”
*İstanbul’un şu anda böylesine bir rant projesine acil muhtaçlığı yok. Bütün tesir tahlilleri bağımsız tarafsız bir halde yapılır, bilim insanları ortaya bağımsız ve tarafsız raporları ortaya koyarlar o vakit bakılır.
*Alelacele bir rant korkusuyla, hele hele seçimlere bu kadar kısa bir mühlet kala bu proje üzerinde ısrar, inat varsa, biz burada iyi niyet görmüyoruz.
“BU İHANETTEN VAZGEÇİN”
İstanbul’da 300 bini acil 1,5 milyon konutun yenilenmesi gerektiğine dikkat çekerek, “İstanbul’un çok çok acil muhtaçlık duyduğu bir yatırım alanı var” diyen Babacan, şöyle konuştu:
*Ben artık buradan iktidara bir davet yapmak istiyorum. Milyarlarca dolar kaynağı bu rant projesine aktaracağınıza bir an evvel bu kaynağı siz İstanbul’u zelzeleye hazırlamaya ayırın.
*Binaları güçlendirmeye ayırın. İnsanların inançlı konutlarda yaşaması için kaynakları ayırın. Kentsel yenilenmeyi yerinde uygulayın. Artık sahiden kâfi.
*Hükümet sıkışınca İstanbul’a bakıyor, ‘Biz ihanet ettik’ diyor. Sayın Erdoğan’ın kendi tabiri, ‘Biz bu kente, İstanbul’a ihanet ettik’ diyor. Madem bunun farkında, biz de diyoruz; ‘Artık bu ihaneti bırakın, bu ihanetten vazgeçin, yapmayın artık, yazıktır, günahtır bu şehre…
“ERDOĞAN VE BAHÇELİ SOKAĞA ÇIKSINLAR”
“Ne sayın Erdoğan ne de Bahçeli eskisi üzere sokağa çıkmıyorlar” diyen Babacan, ziyaretleri sırasında vatandaşların kendisine nasıl keder yandığını kürsüden gösterdi. Babacan, “Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli sokağa çıksınlar ve ‘Hayatımdan memnunum’ diyen vatandaşı bulsunlar. Neredeymiş onlar, biz de merak ediyoruz” dedi.
Babacan’ın konuşmasının geriye kalan kısmından öne çıkan başlıklar şöyle:
“EKONOMİYİ LAKİN DÜŞÜNÜZDE DÜZELTİRSİNİZ”
*Ekonomiyi düzeltmenin yolu inançtır. İnancı oluşturmanın en kıymetli ve birinci adımı hukuktur. Şayet hukuk yerini yok ettiyseniz, ülkede adaleti ayaklar altına aldıysanız, insan hakları, özgürlükler ve demokrasi konusunda ülkeyi daima geriye götürürseniz siz bu ülkenin iktisadını fakat düşünüzde düzeltirsiniz. Fakat uydurulmuş gerçeklikle vatandaşlarımızı aldatmaya çalışırsınız lakin artık kimse yutmuyor.
“HEM MEMURUN HEM DE EMEKÇİNİN GELİRİ GERÇEK MANADA DÜŞTÜ”
*Temmuz 2018’den Eylül 2021’e kadarki 3 yıl 3 aylık müddet içinde; en düşük emekli maaşı toplam %52 artmış, en düşük memur maaşı toplam %56 artmış. Birebir devirde TÜFE’deki artış %59, besin enflasyonundaki artış ise %73.
*Partili cumhurbaşkanının vazifeye gelmesinden bugüne gerçek tablo bu. TÜİK’in kendi açıkladığı sayılara nazaran dahi hem memurun hem de personelin gerçek manada geliri düşmüş.
“TEK HANELİ ENFLASYON HAYAL”
*2002’den evvel 34 yıl boyunca enflasyon iki, üç haneli seyretti. Ben ve arkadaşlarımın misyonda olduğu devirde, yalnızca iki senede tek haneye düşürdük. Bizler ayrıldıktan sonra ipin ucu kaçtı.
*Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine bakın; resmî sayılara nazaran bile enflasyon artık daima çift hanelerde. Tek hane artık bir hayal. Enflasyon daima üst hakikat gidiyor. Üretici fiyat enflasyonu ise 2002 krizindeki düzeyin bile üstünde.
“MERKEZ BANKASI YANLIŞ FAİZ KARARIYLA BİR TAŞLA İKİ KUŞ VURDU”
*Merkez Bankası faizi yüzde 19’dan yüzde 18’e indirdi. Bu, Merkez Bankası’nın gecelik ya da haftalık piyasaya borç verip aldığı faiz. Lakin bu karar vakitsiz olduğu için, şimdi vakti gelmediği için neye sebep oldu? Dolar kurunun ta 9’lara kadar artmasına sebep oldu.
*İlave olarak da Hazine’nin borçlanma faizlerinin tam 1,5 puan artmasına sebep oldu. Bir taşla iki kuş vurdu. Yanlış faiz kararını dayattı. Bir doları bir de Hazine’nin borçlanma faizini fırlattı.
“FAİZİ İTİKADİ BİR SIKINTI OLARAK İSTEMİYORSA SIFIRA İNDİRİP YOK ETSİN”
*Faiz sebep, enflasyon sonuçsa sebebi indir aşağıya, enflasyon da düşsün. Yok şayet ‘Yanılmışım, gerçek değilmiş’ diyorsa bu millete bir özür borcu var. Sayın Erdoğan’ın argümanı doğruysa, o vakit Merkez Bankası’nın bir puan faiz indirmesi yetmez; indirsin yüzde 5’e, yüzde 3’e.
*Bunu şayet itikadî bir problem olarak istemiyorsa, o vakit sıfıra indirip yok etsin. Berbat bir şeyin azı birden fazla yok. Berbatsa 19 da berbat, 15 de makûs, 10 da kötü… İndirsin sıfıra, kurtulalım şundan.
*Eğer ülkenin cumhurbaşkanı çıkıp da ‘Benim vatandaşım hayatından mutlu, enflasyon yüzde 20’nin altında’ diyorsa, artık o cumhurbaşkanının bu ülkenin sıkıntılarını çözme kapasitesi bitmiş demektir. Zira sorunu inkâr ediyor.
*Yok dediği sorunu çözmesi için uğraş etmesini bekleyebilir misiniz? İş başında olduğu sürece bu ülkenin hiçbir sorunu çözülmeyecek.
*Çok kısa vakitte ülkemizde ‘DEVA Ekonomisi’ni yürürlüğe sokacağız. DEVA iktisadı; her bir vatandaşımızın insan onuruna yaraşır iş, gelir ve refah içinde olması demektir. Bu ülkenin insanlarının yatağa aç gitmediği, yarınlarından kaygı etmediği bir refaha ulaşmasıdır.
*Esnafın kepenk kapatmadığı, faturalarını ödeyebildiği, emeklilerin saygın bir gelir elde ettiği bir ülkenin anahtarıdır. Bu milletin daha fazla yoksullaşmasına müsaade etmeyeceğiz. Döviz kurlarında ve faizlerde istikrarı elde edeceğiz. Hayat pahalılığını önleyeceğiz. Vatandaşımızın satın alım gücünü yükselteceğiz.
Sözcü
