Yeşilçam’ın işçilerinden ve Zagor karakterine hayat veren Levent Çakır ismiyle tanınan Şükrü Ocak, bugünlerde memleketi Edirne’de mütevazi bir hayat sürerek geçimini sağlıyor. Babasını erken yaşta kaybeden Ocak, annesi ve kız kardeşine bakacak yaşa geldiğinde kentteki bir cambazhanede akrobat olarak işe başladı. Böylece Türkiye’de turnelere çıkan Ocak’ın Yeşilçam’a adım atması ise 1970 yılında gerçekleşti.
İstanbul’da yaptığı şovda, atletik bedeni ve akrobasi yetenekleri sayesinde bir Yeşilçam yapımcısıyla yolu kesişen Ocak, birinci sinemasında figüran olarak yer aldı. Şükrü Ocak, birinci muvaffakiyetini ise 1970 yılında çekilen Zagor -Kara Korsan’ın Hazineleri sinemasıyla yakaladı. Sinemanın akabinde aranan bir aktör olan Ocak’ın, inişli çıkışlı sinema hayatında 2015 yılında periyodun Edirne Valisi tarafından emekli olması sağlandı. Bugünlerde Edirne’deki meskeninde sakin bir hayat süren Çakır, hem yaşadığı zorlukları hem de yeni nesil aktör ve aktrislerden beklentilerini anlattı.
FOTO: DHA
BİR SİNEMAYLA JÖN OLDU
3 YILLIK SÜREÇTE 30 SİNEMA ÇEKTİ
1973 yılında vatani vazifesini yapmak için askere gidene kadar 30’a yakın sinemada başrol olarak rol alan Ocak, askerden geldikten sonra ise bir müddet Yeşilçam’a orta verdiğini lisana getirdi. Ocak, “Yeşilçam’da 1970’den 73’ün sonlarına kadar çeşitli sinemalar çektik. Açık seçik sinemalar çıkmıştı 1974’te. O nedenle pek sıcak bakmadım. Lakin bu bahsettiğim 70-73 ortası yaklaşık 30 sinemada başrol olarak yer aldım. Daha sonra İstanbul’dan ayrılıp İzmir’e yerleştim ve orada fotoroman reklam ofisi açtım. Gazetelere fotoromanlar çektim direktör ve oyuncu olarak” diye konuştu.
FOTO: DHA
“HALEN SİNEMAYLA İÇ İÇE YAŞIYORUM”
Yaklaşık 7 yıl boyunca fotoroman yayımlayarak hayatını kazanan Ocak’ın Yeşilçam’a dönmesi ise İbrahim Tatlıses’in oynadığı Sıkıntı sinemasıyla oldu. Burada makûs adam karakterini oynayan Ocak, daha sonra çeşitli üretimlerde 2000’li yıllara kadar rol aldı. Her ne kadar emekli olsa da, Yeşilçam’ı hala bırakmadığını, sinemayla iç içe yaşadığını söyleyen Ocak, “Aslında hala bırakmadım. 1966’dan bugüne kadar hala bugün de sinemayla iç içe yaşıyorum. Hala elimde 2- 3 senaryo var. Hala daha teklif alıyorum. Ancak gidemiyorum. Zira oraya gittiğim vakit orada konutum olması lazım. Konutum olmadığı vakit otelde kalacağım. Kısım başı alacağım belirli ve o parayla otele harcayamam. Bu türlü bir ıstırabım var ne yazık ki” diye konuştu.
“BU İŞİ PARA İÇİN DEĞİL, AŞK İÇİN YAPTIK”
Bugüne kadar 200’ü aşkın sinemada rol aldığını söyleyen Şükrü Ocak, “Başrol oyuncusu olarak o pahalı jönlerin ortasından sıyrılmam için inanın 10 metreden havada saltolarla aşağıya atlıyordum. İkinci kattan direkt betona atlıyordum ve hiçbir önlem yoktu. Kendim de akrobat olduğum için oynattılar aslında. Buna karşın omzumda çatlak var bana yadigar kalan. Bel omuriliğim kayık. O denli bir yerden atlıyorsunuz ki, çizmemin ucuna basmam gerekirken topuğa basıyordum ve omurilik büyük bir darbe yiyordu. Çok zahmetler çektik, her şeyi göğüsledik. Biz para için değil, aşk için sevda için sinemalarda oynadık” dedi.
FOTO: DHA
“YENİ KUŞAK DÖRT DÖRTLÜK”
Yeni nesli çok beğendiğini lisana getiren ve tavsiyelerde bulunan Şükrü Ocak, “Şimdiki kardeşlerimiz dört dörtlükler. Dizilerde oynayan kızlar, genç çocuklar hepsi okullu. Bütün metni çabucak ezberleyebiliyorlar. Çok yetenekliler. Bütün dizilerdeki oyuncuları çok beğeniyorum. Fakat Yeşilçam’da ne yazık ki şu an yetişen jön yok. Artık televizyon yıldızları var. Sinema başka bir olay, televizyon başka bir olay. Yeşilçam aslında bitti. Şu an başrol olabilmek için okulunu, eğitimini göreceksin. Ben bunu herkese söylerim. Tiyatro okuyacaksan tiyatro kısmına, aktör olacaksan sinema okullarına gideceksin. İşinin hakkını vereceksin. Teknoloji ve sistem büsbütün değişti. Sinemada oynamak için mutlaka okulunu okusunlar, tiyatro yahut sinema kısmında kesinlikle eğitimlerini alsınlar” diye konuştu. (DHA)
Sözcü
