Kozak Yaylası’nda, Öğretmen Süha Şen’in fikriyle ortaya çıkan ve birçok kişinin özverili çalışmasıyla meydana getirilen Atatürk heykeli, görsel bir şölen sunuyor.
Fıstık çamlarıyla ünlü, hatta ismini fıstık kozalaklarından alan tabiat olağanüstüsü Kozalak Yaylası’nın bir yanı İzmir Bergama, başka yanı Balıkesir Ayvalık’a dayanıyor. Kentlerin yorucu atmosferinden kaçanların kendini attığı Kozak Yaylası’ndaki Bağyüzü köyü (büyükşehir kanunuyla Bağyüzü Mahallesi oldu) yoluna girince sizi büyüleyen, şaşırtan bir manzara karşılar. Fıstık çamları ortasında granit bir kayanın üzerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü oturmuş, sol elinin altında ise güya daha az evvel bitirmiş üzere duran kitaplarıyla etrafına bakınırken görürsünüz. Bin metreyi aşan yükseklikte, çam ormanı içinde, Türkiye’nin bu en farklı, en sıra dışı anıtını kim nasıl yaptı diye düşünürsünüz. Biz de merak edenler için o anıtın öyküsünün peşine düştük. Edindiğimiz bilgileri derleyip sizin için özetledik.
ÖĞRETMEN SÜHAN ŞEN
Atatürk prensip ve ihtilallerine sıkı sıkıya bağlı Öğretmen Sühan Şen, Almanya’da hayatını sürdürürken tatillerini ülkesinde, memleketinde geçirdi. Tabiat olağanüstüsü dağları, yaylaları, ormanları gezdi. 2000’li yılların başlarında bir gün Kozak yaylasında gezerken bu granit kaya ile karşılaştı. Çam ağaçlarının ortasındaki kayayı bir düstur olarak hayal etti, “Bu düsturun üzerinde Ulu Lider Mustafa Kemal Atatürk’ün bir anıtı ne hoş durur” diye düşündü.
PARA İSTEMEDİ
Bu büyülü atmosferdeki Atatürk Anıtı niyetinin heyecanlandırdığı Şen, sorup soruşturup kayanın bulunduğu arazinin sahibi Bağyüzü köyünden Yücel Koray’a ulaştı. Hayalini, emelini gerçekleştirmek için kayalığın bulunduğu alanı almak istedi. Dağ başındaki bir kayalığı neden almak istediğini soran Bağyüzü sakini Koray’a fikrini anlattı. Aldığı “Böyle bir emel için senden para alamam. Anıt için ne kadar yer lazımsa al” karşılığı ona en büyük heyecanı, tanım edilmez hisleri yaşattı.
PROF. ÖKTEM’E ULAŞTI
Öğretmen Sühan Şen’in hayalindeki projeyi gerçekleştirmek için o kayadaki esasa yakışacak, görenleri gururlandıracak bir heykeli yapacak ismi bulması gerekiyordu. Araştırdı, soruşturdu. Türkiye’de birçok vilayette Atatürk, yüze yakın şehitlikte heykelleri bulunan Prof. Dr. Tankut Öktem’e ulaştı. Kayayı, bulunduğu alanı anlattı. Öktem karşısındaki heyecanlı öğretmeni görünce, heykeli fiyatsız yapacağını, böylesine hoş bir projeye katkıda bulunmaktan memnunluk duyacağını söyledi. Birinci fırsatta gidip granit doğal kaideyi gördü. Akabinde Atatürk’ü, golf pantolonlu spor kadro giysisi, başındaki kasketiyle o kayanın üzerine oturmuş, elini üst üste dizilmiş beş kitaba dayanmış olarak dinlenirken tasarladı.
KELAMLARINI EKLEDİ
Ulu Başkan’ı anlatacak Ulusal Çaba, Cumhuriyet, İhtilaller, Bilim ve Sanat ile Nutuk kitaplarını isimleri uzaktan okunabilecek büyüklükte harflerle yazıp sol elinin altına dizdi. Eser tamamlandıktan sonra da kayanın bir kenarına, Sühan Şen’in “Şaşırma ey yolcu! Dâhiler her an yalnızdırlar. Onları ölümsüz yapan kanıları ve eserleridir” kelamlarını kazıdı.
Prof. Öktem; Atatürk’ü, spor kıyafeti ve kasketiyle ölümsüzleştirdi.
Anıt o kadarla kalmadı. Çabucak yanına, üzerinde Ahmet Taner Kışlalı’nın “Kemalizm, geçmişin bekçiliği değil, geleceğin öncülüğüdür” kelamları yazan bir özlü kelamlar duvarı ile tamamlandı. Duvarda ki mermerlere Atatürk’ten, Nazım Hikmet, Yunus Emre ve Mevlana’dan kelamlar kazındı. Anıtın yapıldığı günden bu yana Bağyüzü köyü yoluna girenler bu anıtı görünce evvel şaşırdı, hikayesini öğrenince kimi hislerine hakim olamayıp gözyaşlarını tutamadı, kiminin de gözleri buğulandı. Kurtuluş Savaşının Kahramanı Atatürk’ü, ona şükranlarını sunan Süha Şen, Yücel Koray ile Tankut Öktem’i rahmetle andı, anıyor.
Sözcü
