Türkiye Gazetesi muharriri Cem Küçük, 4 köşe yazısında SÖZCÜ ve müellifimiz Uğur Dündar’ı gaye aldı. Bu yazılarında SÖZCÜ’ye “paçavra” diyerek ağır hakaret etti. “FETÖ’ye yardım etmek ve çete olmak” üzere temelsiz ve kanıtsız suçlamalar yöneltti.
Avukatlarımız, bu 4 yazı için 30 bin ve 20 bin lira tazminat talepli iki farklı hakaret davası açtı.
Birebir günlerde müellifimiz Rahmi Turan köşesinde, Türkiye Gazetesi müellifi Fuat Uğur’a, katıldığı bir televizyon programında kendisine yönelttiği suçlamaları için, “Haysiyetsiz TV programlarını izlemem” karşılığını verdi. Fuat Uğur, bu sözle kendisine hakaret edildiği argümanıyla SÖZCÜ’ye ve yazarımıza 20 bin liralık tazminat davası açtı.
Bu üç dava dün, İstanbul’daki bir asliye hukuk mahkemesinde görüldü.
SÖZCÜ’nün açtığı iki davanın duruşması bir dakika sürdü. Hakim, saat 09.42’de başlayan duruşmada, “Basın özgürlüğünü korumak gerek. Bu davalarda karşı taraf çok dikkatli cümleler kurmuş. Şayet diğer bir söz daha etse tazminat kararı verirdim fakat bu sözler hakaret değil” diyerek, her iki davayı da saat 09.43’te reddetti.
20 DAKİKALIK ADALET
Davaya bakan ve açtığımız iki hakaret davasını 20 dakika evvel, “basın özgürlüğüne” vurgu yaparak reddeden birebir hakim, avukatımızın itirazını dikkate almayarak SÖZCÜ’yü, Fuat Uğur’a 5 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti.
SÖZCÜ Avukatı İsmail Yılmaz
SÖZCÜ Avukatı İsmail Yılmaz, iki kararı bu türlü kıymetlendirdi: ADAMINA NAZARAN ADALET OLMAZ
Asliye hukuk mahkemesinde 20 dakikada çıkan birbirine zıt iki karar için avukatımız İsmail Yılmaz, başlıktaki tespiti yapıp şunları söyledi: “Yargının misyonu hukuka, adalete uygun yargılama yapmaktır. Yargıç belgedeki olaya nazaran yargılama yapıp kararını vermelidir. Belgenin taraflarının kim olduğuna bakılmadan adil davranılmalıdır. Hakim, adaleti adamına nazaran değil, önündeki belgeye nazaran tecelli ettirmelidir. Kimi kişi ve kurumlara karşı önyargı ile hareket edilip karar verilmesi hukuku ortadan kaldırır. Yargının taraflı davranması, en başta kendisine ziyan verir. Yargıya olan itimadı sarsar. Maalesef, ülkemizde son vakitlerde yargıya olan inanç taban düzeylere inmiş durumdadır. Kimi şahısların davasının daima kabul edilmesi, kimi şahısların davalarının da daima reddedilmesi bu sonuçları doğurmaktadır. SÖZCÜ’ye karşı olan bu hasmane tavır demokratik unsurlara, hukuka ve vicdana alışılmamıştır. SÖZCÜ’ye yapılan en iğrenç hücumların cezasız kalması, basın özgürlüğü ile bağdaşmamaktadır.”
Sözcü
