Sıhhat Bakanlığı tarafından 29 Temmuz’dan itibaren günlük olay sayısı yerine hasta sayısı açıklanmaya başlandı. Ta ki 26 Kasım’a kadar. 26 Kasım’da Bakanlık tarafından günlük hadise sayısı açıklanmaya başladı. Uzun vakittir akıllarda “29 Temmuz-26 Kasım tarihleri ortasında ne kadar olayımız var?” sorusu yer aldı. Bakanlık bu hesaba ulaşabileceğimiz veriyi dün açıkladı: Toplam Olay Sayısı…
Türkiye hadise sayısını açıklamayı bıraktığında (29 Temmuz itibarıyla) toplam hadise sayısı 227 bin 982’ydi. Olay sayılarının tekrar açıklanmaya başlandığı 26 Kasım tarihinden bugüne kadar 465 bin 959 olay tespit edildi. Bu iki veriyi toplayıp, toplam hadise sayısından çıkardığımızda Türkiye’nin olay sayısının açıklanmadığı karanlık devrine ilişkin hadise sayısını elde ediyoruz: 1 MİLYON 54 BİN
‘İKTİDARIN ALDIĞI ÇOK ÖNEMLİ BİR MESULİYET’
İstanbul Tabip Odası Lideri Dr. Pınar Saip SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada, Eylül ayında hadise sayılarının alarm verdiğini söyledi. Haziran ayında süratli bir açılış yapıldığını vurgulayan Saip, basamak basamak açılmak gerektiğini belirtti. Esasen hasta sayısı açıklanmasına da bu periyotta geçildiğini aktaran Saip, “Hala kapanma planı yok. Hadiselerin daha evvelden açıklanıyor olması hem toplumun önlem almasına hem de iktidar üzerinde önlem alınmasına yönelik neden olacaktı. Şu an hadise sayıları tsunami halinde artıyor. En azından şu anda önlemler kısmi olsa bile daha evvelce uygulanırdı. İktidarın aldığı çok önemli bir mesuliyet.” sözlerini kullandı.
TÜRKİYE BU KARANLIK DEVRİ YAŞAMASAYDI NE OLURDU?
Türk Tabipler Birliği Merkez Delegesi Dr. Çiğdem Arslan ise, hadise sayıların açıklanmamasının daha makus sonuçlar doğurduğunu savunmuştu. Arslan geçen günlerde yaptığı açıklamada halka ihtar yapmanın tek yolunun maske-mesafe uyarısı yapmak olmadığını söz ederek sürecin şeffaf yönetilmesi gerektiğini söyledi. Arslan, “Vaka sayılarının vilayet il, ilçe ilçe yanlışsız olarak hem halkla hem de sıhhat çalışanlarıyla paylaşılmaması ne yazık ki bu süreci doğurdu. Verilen sayıların her ne kadar hakikat olmadığını bilsek de bu herkes tarafından bilinen lakin söylem edilemeyen bir şeydi. Şayet yanlışsız sayılar verilmiş olsaydı hem halk hem de sıhhat çalışanları buna nazaran hareket ederdi” demişti.
OLAY SAYISI 1 BUÇUK MİLYONDAN FAZLA ÖNLEMLER KÂFİ Mİ?
Olay sayılarının açıklanmadığı periyoda bakıldığında hadise sayısı 1 milyondan fazla, toplam hadise sayısıyla 1 buçuk milyonu aşıyor. Bu olay sayıları göz önünde alındığında alınan önlemler kâfi mi? Sıhhat sistemi ne durumda? İstanbul Tabip Odası lideri şu formda aktarıyor: Şu an uygulanan kısıtlamaları kâfi bulmuyoruz. Sıhhat sistemi hem yatak sayısı hem de ağır bakım açısından dolmuş durumda. Hastanelerde ek yatak açılıyor olması nitelik sıhhat çalışanları olmadıkça bir mana söz etmiyor. Ağır bakım hastasının bakımı kolay bir şey değil. Bunu lakin tecrübeli sıhhat çalışanları yapabilir. Şu anda sıhhat sisteminin üzerinde çok büyük bir yük var. Çok acil bir kapanmaya gereksinim var. Bu nedenle en az 14 gün aslında ideali 28 günlük mühletle devletin bütün imkanlarını ve yatırımlarını insan sıhhati üzerine yöneltmesi gerekiyor.
ŞEFFAF OLMAK KISITLAMALARDAN KIYMETLİ
Hastanelerdeki doluluk oranına da dikkat çeken Arslan, mevsimsel grip ile birlikte covid olaylarının daha olumsuz bir hale yanlışsız dönebileceğini aktarırken, “Vaka sayıları daima olarak gerçek bir biçimde açıklanmış olsaydı halk maske, ara ve izolasyon kurallarına daha fazla uyacaktı. Bu türlü bir ezaya bu kadar erken girmeyecektik. Natürel ki hadise sayılarının temmuz ayından itibaren açıklanmıyor oluşu hem sıhhat çalışanları açısından hem de hastalar açısından çok önemli bir problem doğurdu. Şeffaf olmak uygulanan kısıtlamalardan çok daha kıymetli bir ikaz olurdu.” sözlerini kullanmıştı.
Sözcü
