Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) sıkıntılı kredilerin takibe düşme müddetlerini 90 gün yerine 180 güne çıkaran düzenlemesi 31 Haziran’da bitiyor. Pandemiyle birlikte devreye alınan bu düzenlemenin bir sefer daha uzatılıp uzatılmayacağı bilinmeyen. BDDK bu yolla kredilerin batmasını önlerken adeta bilançolarda yüzdürülmesini sağladı. Bankaların takibe düşmüş alacakları sene başından bu yana 150-151 milyar lira düzeyine neredeyse çivi çaktı. Takipteki kredilere yakın izlemedekiler de eklendiğinde bankalar bilançolarında halihazırda 533 milyar liralık sıkıntılı kredi fiyatını yönetiyor.

Prof. Özlale

İKİNCİ YARI RİSKLİ

YETERLİ Parti Kalkınma Siyasetleri Lideri Prof. Dr. Ümit Özlale, bu yılın ikinci yarısında rastgele bir “değişiklik” yapılmazsa problemli kredilerin toplam krediler içindeki hissesinin yüzde 20’yi bulacağını söyledi. Bir devir Merkez Bankası Ekonomik Araştırmalar ve Para Siyaseti Genel Müdürlüğü’nde danışman olarak çalışan Prof. Dr. Özlale, haziran ayının sonunda sıkıntılı kredilerin ihtiyatlı bir yaklaşımla bile 650 milyar TL’ye ulaşacağını hesaplıyor. Bu da bankacılık kesiminin kredi hacminin yüzde 20’sine denk gelen bir problemli kredi meblağı demek.

ACİL TEDBİR ALINMALI

Özlale, 2020’de uygulanan etkin rasyosunun da sayesinde bankacılık kesiminin kredi hacminde 920 milyar TL’lik bir genişleme yaşandığına işaret ederek, batık kredi sıkıntısına rastgele bir tedbir alınmadığı takdirde evvel bankacılık bölümü, sonra iktisadın tamamı ve vergi mükellefi olan sıradan vatandaşlar için değerli risklerin ortada olduğunu belirtti. Sorunun çok kıymetli bir kısmının kamu bankalarında oluştuğunu tabir eden Özlale, “Sorunlu kredilerinin kıymetli bir fiyatı iskonto edilerek bad bank (kötü banka) kurulabilir. Kesinlikle bu zararın bir kısmını o krediyi veren kuruma yüklemek gerekecek, hasebiyle problemli kredileri bir paket haline getirip varlık idare şirketleri veya  yabancı yatırım bankaları ile masaya oturulabilir. Problemli kredilerin bir kısmının bütçeye yansıması da yadsınamaz. Değerli olan vergi mükelleflerinin en az ziyanla çıkmasını sağlamak. Bankacılık 2001 krizi öncesindeki durumdan daha beter durumda” diye konuştu.

BUZ DAĞININ GÖRÜNEN KISMI

Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) 2017’de devreye girmesi ile sıkıntılı kredi fiyatını süratle artmaya başladığını kaydeden Prof. Dr. Ümit Özlale, “Üç yıllık vakit zarfında yaklaşık 615 milyar TL’lik KGF kefaletli kredi kullanıldı. KGF kredilerinin iki kez yapılandırılmadan takibe atılmama durumundan kaynaklı olarak da bu kredilerin problemli kredilere yansıması 2019 yılı başından itibaren başladı. Sonuç olarak 2017 yılı sonunda 64 milyar TL olan Tahsili Gecikmiş Alacak (TGA) meblağı, 2020 yılı sonunda 152 milyar TL’ye, TGA ve ikinci küme kredilerin toplamı olarak nitelendirilen problemli kredi fiyatı 190 milyar TL iken 536 milyar TL’ye ulaştı” dedi. Özlale, bu fiyatların sıkıntılı krediler açısından ‘buz dağının görünen kısmı’ olduğunu tabir etti.

Sözcü