SÖZCÜ müellifi Uğur Dündar, Tele1’de Anında Manşet programında Merkez Bankası Lideri Naci Ağbal’ın bir gece kararnamesiyle vazifeden alınma kararı ve iktisat gündemine dair görüşlerini paylaştı.
“MERKEZ BANKALARI BAĞIMSIZ OLMALI”
Merkez Bankası lideri çıkarmış bir aileden geldiğini, merhum eski Merkez Bankası Lideri Sadi Bekter ile kan bağı olduğunu ve üniversite yıllarında Sadi Bekter’e bir mühlet asistanlık yaptığını anlatan Uğur Dündar, “Kendisine çok sorular sordum. Bugün üzere hatırlıyorum. ‘Merkez Bankaları bağımsız olmalı. Yöneticileri, bağımsız kalmalı. teknokratlardan oluşmalı. Siyasi yakınlıktan çok liyakat temel alınmalı’ demişti. O kelamlar benim hafızama yerleşti” diye konuştu.
“UĞRADIĞI MUAMELE ONUR KIRICI”
Merkez Bankası liderinin misyondan alınma formülünün onur kırıcı olduğunu vurgulayan Dündar, “Sayın Naci Ağbal maliye kökenli bir teknokrattır. Şu anda siyasi bir pozisyonu da var. Misyondan alındığını duyduğumda, dünya görüşümüz çok farklı olmakla birlikle dürüst ve namuslu bir bürokrat olarak uğradığı muameleyi çok onur kırıcı, itibarsızlaştırıcı bir davranış olarak değerlendirdim” dedi.
“GİZLİ TUTULAMAZ”
Son devirde Merkez Bankası liderlerinin bu kadar sık değişmesinin hem iktisada telafisi çok güç olan tahribatlar yaptığını hem de o misyonları ifa eden insanların hayatları boyunca biriktirdikleri prestijin bir anda sıfırlandığını söz eden Dündar, “Bir empati yapıp kendimi Sayın Naci Ağbal’ın yerine koyalım. Bir gecede bir imzayla o vazifeden alınıyorsunuz. Bunun münasebeti de bilinmiyor. Bir Merkez Bankası liderinin misyondan alınabilmesi için çok ağır bir kadro aksiyonlar yapmış olması gerekir. O da zımnî tutulamaz. Kesinlikle kamuoyu önünde deklare edilmelidir” halinde konuştu.
“250 MİLYAR DOLARI NEREDEN BULACAKSINIZ?”
“Hepimiz biliyoruz ki Sayın Ağbal, Sayın Cumhurbaşkanı’nın bildiği iktisat idaresi anlayışının bilakis faizleri yükseltti” diyen Dündar, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
*Naci Ağbal natürel ki yüzde 19 faizi ebediyen o noktada tutacak değildi. Naci Ağbal’ın aldığı bu tedbir, faizi bir anda yükseltmek, aslında iktisatta yapısal ıslahatların oluşabilmesi için Türkiye’yi yönetenlere ve bu kararları alma noktasında bulunanlara oksijen sağlamak, nefes almalarını sağlamaktı.
*Bu yıl Türkiye’nin özel kesimi ve kamu, 180 milyar dolar 12 ay içinde borç ödemek zorunda. Buna cari süreçler eklenince 30 milyar dolarla 210 milyar dolar yapıyor. Merkez Bankası’nda -40 milyar dolar bakiye var. Bununla 250 milyar dolar ediyor. Artık soruyorum ben Sayın Ağbal’ı misyondan alanlara.
*Bu 250 milyar doları nereden bulacaksınız? Nasıl bulacaksınız? Aslında Ağbal’ın o tanıdığı müddet ve onunla birlikte götüreceği sıkı para siyasetine uyulmuş olsa, kemer sıkma, acı reçete dahil olmak üzere bunu topluma iyi anlatabilmiş olsalar, başta saray olmak üzere bu tasarruf siyasetine bihakkın riayet etme teminatı vermiş olsa toplum bu yükü de omuzlamaya hazır.
“MAALESEF IMF YOLU GÖZÜKÜYOR”
*Buradan nasıl çıkılır biliyor musunuz? Gitmek istemiyorlar lakin maalesef IMF yolu gözüküyor. Nasıl bulacaklar? Bu sarmaldan nasıl çıkacaklar? İnşallah çıkılır. Faizi asla savunan bir insan değilim lakin gerektiğinde faiz acı reçeteyi de peşi sıra getirmek şartıyla kullanılabilen bir enstrüman.
*Faiz sebep, enflasyon sonuç değil. Birçok kere enflasyon sebep, faiz sonuç. Tıpkı Richard Nixon devrindeki Amerikan Merkez Bankası lideri Paul Walker’ın aldığı tedbirler üzere. Onun için efsanevi FED lideri diyorlar. Biz nasıl eski İçişleri Bakanlarından Sadettin Tantan’a efsanevi İçişleri Bakanı diyorsak…
“SARAY ENTRİKALARININ BİR SONUCU”
*Sayın cumhurbaşkanının etrafını bir duvar ördü. Onu Türkiye’nin gerçeklerinden kopardılar. Göremiyor sayın cumhurbaşkanı. Ya da ona o denli bir gerçek anlatılıyor ki Türkiye’nin gündemiyle, halkın gündemiyle taban tabana zıt bir atmosfer, bir tablo çiziliyor. Bu çok büyük bir talihsizlik.
*Bu kadar büyük gücü elinde bulunduran tek imzayla her şeyi yapma kudretine erişmiş bir kişinin yaşayabileceği en büyük talihsizlik gerçeklerden uzaklaşmak ve gerçek algısını yitirmektir.
*Tabii ki ortalarında kıymetli olanlar vardır fakat o kuşatmayı yapanların bir kısmının ben de kimilerini tanıyorum. Büsbütün kendi çıkarlarını düşündüklerine inanıyorum. Dürüstleri tenzih ediyorum. Sahiden Sayın Erdoğan’ı sevdiği için ona gerçekleri anlatamaya çalışan beşerler da olduğuna inanıyorum.
Lakin Naci Ağbal’ın azledilmesi bana nazaran saray entrikalarının bir sonucu olarak gerçekleşmiştir. Sayın cumhurbaşkanının nitekim kopartılması sonucunda oluşmuştur.
“HALK BANKASI DAVASINDAN ÇOK AĞIR CEZA ÇIKABİLİR”
ABD’de 3 Mayıs’ta başlayacak olan Halk Bank davasını da hatırlatan Dündar, “Hiçbir vakit bir yurtsever olarak Halk Bankası’nın o iddia edildiği üzere o davanın sonuçlanmasını dilemem. Lakin yurt dışındaki yazılanlara çizilenlere bakıyorum, Türkiye’ye oradan çok ağır bir ceza çıkabilir. Bu türlü bir ceza gelmesi halinde bu durumda olan iktisada nasıl tesir yapabileceğini artık Türkiye’yi yönetenlerin düşünmesi gerekir. İnşallah bu dava başlamaz, temyiz mahkemesi reddeder…Çünkü sonucu yıkıcı olur” diye konuştu.
Sözcü
