Tele1’de Anında Manşet programına konuk olan SÖZCÜ muharriri Uğur Dündar, uyuşturucu kullandığı için gözaltına alınan AKP Genel Merkez çalışanı ve eski Kastamonu Belediyesi çalışanı Kürşat Ayvatoğlu’nun mal varlığını AKP’nin kurulduğu yılları örneklendirerek yorumladı.

“Bugün geldiğimiz nokta, kokuşmanın, çürümenin vardığı son boyutu göstermesi açısından ibret verici bir tabloyla karşı karşıya bırakıyor bizi” diyen Dündar, şu sözleri kullandı;

*Bunu çözümleyebilmek, derinliğini tahlil edebilmek için Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara hangi şartlarda geldiğini anlatmamız gerekiyor. 2001 krizinde ülke iktisadı çok üzücü bir darboğaza girmişti.

*Bankalar hortumlanmıştı. Toplum o yaşanan çok makûs sürecin sorumlusu olarak iktidardaki partileri gördü. Onları sandığa gömerek AKP’yi iktidara taşıdı.

*AKP’yi toplumun iktidara getirmesinin bir nedeni de, “Bunlar namazda niyazda olan, Allah’tan korkan beşerler. Bunlar çalmazlar çırpmazlar, ülkeyi tüyü bitmemiş yetimin hakkını gözeterek yönetirler” demişti. AKP’nin de en büyük argümanı buydu.

ERDOĞAN’DAN UĞUR DÜNDAR’A ARGÜMANLI CEVAP

Erdoğan ile başlangıç yıllarında çok röportaj yaptığını, seçim öncesinde Erdoğan’ın bir siyasi parti başkanıyla birinci ve son sefer bir ortaya geldiği tartışma programında yer aldığını hatırlatan Uğur Dündar, şunları söyledi;

*O süreçte ben bir program sırasında sayın Tayyip Erdoğan’a reklam ortasında şunu söyledim. Dedim ki; Daha evvelki iktidarı Türk toplumu 2001-2002’ye kadar yansıyan o krizin ağır faturasını omuzlarında taşıyan ve gençlerin de tahminen hayatları boyunca çalışarak ödemek zorunda kalacakları bir borç yükü bırakan bu iktidarı sandığa gömdü ve sizi iş başına getirdi.

*Ama sizin partiniz de yolsuzluklarla anılmaya başlarsa, bunun sonucunda halk büyük ekonomik düşünceler yaşarsa, motamot o iktidarı sandığa gömdüğü üzere sizi de sandığa gömer dedim. O çok iddialıydı; ‘Bizim devrimizde bu türlü şeyler olmayacak’ dedi.

ERDOĞAN İLE ANISINI PAYLAŞTI

Uğur Dündar, Recep Tayyip Erdoğan’la olan bir anısını da şöyle anlattı:

“Paltosunu üstünden hiç çıkarmadı. Laf açıldı. “Bize soruyorlar siz mali dayanağınızı nereden buluyorsunuz” dedi. Çabucak bir elini paltosunun sağ cebine attı. Bir avuç ziynet eşyası çıkarıp koydu masanın üstüne. Sonra sol cebine elini soktu. Oradan bir avuç ziynet eşyası daha çıkardı. “İşte halkımız, alyansını, ziynet eşyasını bize veriyor. Bize çok güveniyor. Biz de harcamalarımızı buradan yapıyoruz. Bizim kaynağımız bu. Bizim gerimizde öteki bir güç yok” dedi. Arkadaşlarımla birlikte bu anı daima birlikte yaşadık.”

“Zaman içerisinde Adalet ve Kalkınma partisi hem o argümanını kaybetti hem de vaat ve taahhüt ettiği rotadan çıktı” diye devam eden Dündar, kelamlarını şöyle sürdürdü;

“Bunu da nasıl anladım? Yıllar öncesinde bir gün, havaalanından terminalden uçağa gidiyoruz. Uçak biraz uzaktaydı. Yanıma birisi yaklaştı. Bir bakanlıkta işi varmış. Dedi ki, ‘Uğur beyefendi, bu periyotta rüşvet şöyle alınıyor. Ben bir ihaleye gireceksem, şayet iş bana verilecekse diyorlar ki ‘Ağabey bu işi alırsın, bizi bir Umre’ye götürürsün. Umre’den sonra bir Tayland yaparız. Biraz orada birtakım geceler birlikte yaşarız. Siz bu işi alırsınız’ diyorlar’ dedi. Artık rüşvetin ismi Umre oldu Uğur beyefendi dedi. Ben bunu yıllar öncesinde yazdım. Rüşvet, yolsuzluk, hak edilmemiş karlar kurumsallaşırsa o toplumun geleceği ipotek altına alınır ve çok büyük tehdit oluşturur.”

“RÜŞVET KURUMSALLAŞIRSA TOPLUMDA ÇÜRÜME İNANILMAYACAK BOYUTLARA VARIR”

Rüşvetin, yolsuzluğun kökeninin tarihte çok eskiye dayandığını belirten Dündar, şu sözleri kullandı;

*Rüşvet kurumsallaşırsa, yolsuzluk yaygınlaşırsa, hak edilmemiş yararlar artık olağan sayılmaya başlarsa o toplumda çürüme, yozlaşma inanılmayacak boyutlara varır. Biz bir kişiyi görüyoruz. Pudra şekeri kullanıyorduk diyen, daha sonra tabirini değiştirerek uyuşturucu batağına nasıl sürüklendiğini anlatmış, lüks ciplerdeki hayatından kimi kesitler sunmuştur.

*Şimdi burada şunu toplum soruyor. Şayet görünürde maaşı 3 bin lira olan bir ofis memuru, bu şatafatlı hayatı yaşayabiliyorsa, kim bilir ötekiler neler yapıyordur? Çok afedersiniz, toplum, “Malı nasıl götürüyordur” diye düşünüyor.

*Ben 17-25 Aralık tapeleri yayınlandığında, o tapelerin hepsi kanunsuz elde edilmiş kanıtlar ve hukuken geçerliliği olmayan bir kadro kayıtlar ve evraklar; Çok üzülmüştüm. Bu boyuta varabileceğini hiçbir vakit düşünmüyordum. Sahiden toplum ismine, toplumumuzun yarınları ismine çok üzülmüştüm.

“OKURKEN GÖZLERİM YAŞARDI”

“Okurken gözlerim yaşardı” diyerek bir örnek veren Uğur Dündar, “Rize’de 210 mevsimlik emekçi alımına 22 bin 956 müracaat olmuş. Ayrıyeten Adana Büyükşehir Belediyesi’ne Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne ağır vasıta şoförü 200 eleman için verilen ilana 52 bin müracaat yapılıyor. Bunun 45 bini üniversite mezunu” diyerek işsizlik ve gençlerin problemlerine dikkat çekti. “Bu tıp fotoğrafları, imgeleri gören gençler, fevkalade hayal kırıklığı yaşıyorlar” dedi.

“Z NESLİNİN YÜZDE 75’İ CUMHUR İTTİFAKINA OY VERMEYECEĞİNİ SÖYLÜYOR”

Yapılan bir araştırmaya değinen Dündar, şöyle konuştu:

*Bu nedenle Z jenerasyonunun yüzde 75’i Cumhur İttifakı’na oy vermeyeceğini söylüyor. Bunlar, o imkanlara kavuşamayan, iş bulma umudunu yitiren gençlere çok ağır darbeler indiriyor, travmalar yaşatıyor bu örnekler.

*Bir tarafta köşeyi zahmetsiz dönenler, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan paralara hükmedenler, 3-5 yerden ballı maaş alanlar, öbür tarafta uğraşıp, didinip, imtihandan imtihana girdikten sonra eleğin üstünde kalabilen fakat iş imkanını asla bulamayacak olan hayalleri çalınmış, gençlikleri hırpalanmış bir yığın Türk genci.

*Onun için 4 gençten 3’ü yurt dışına gitmek istiyor. Onun için 4 gençten 3’ü idealim yok diyor. Tasavvur edebiliyor muyuz? Bunun ne ağır bir fatura çıkardığını toplumumuzun yarınlarına…Çok üzücü bir durum.

Sözcü