Uzun vakittir sessizliğini koruyan Türk sinemasının Sultan’ı Türkan Şoray, sonunda SÖZCÜ HaftaSonu’na konuşmaya karar verdi. “Dünyaya bin kez gelsem, bin kez sinemayı seçerdim” diyen sanatçı, pandemiden yaşadığı cushing sendromuna, sinemadan işsizliğe, gelir adaletsizliğinden toplumdaki kutuplaşmalara ve bayana şiddette kadar her şeyi anlattı…

– Sizce Türkiye’nin en büyük sorunu nedir?

Birinci sıraya işsizliği koyarım. Corona vakasından sonra daha da büyük bir sorun olacak diye endişeleniyorum. Bilhassa gençlerin büyük bir gücü var. Maalesef okumuş, üniversite bitirmiş yahut okuyamamış,  ülkemizin geleceği olan gençlerimiz iş arıyor. Gençlerin, bilhassa geçim sıkıntısında olan insanların sıkıntısı beni çok mutsuz ediyor. İstatistiklere baktığımızda ürkütücü bir tabloyla karşı karşıyayız. Yıllarca yemeyip içmeyip evlatlarını okutan, onların meslek sahibi olması için çırpınan ailelerin hüznünü ve hayal kırıklıklarını yüreğimde hissediyorum. Gençlerin önü açılmalı. Onlar bizim geleceğimiz, onlar bu ülkeyi aydınlığa götürecek olanlar… Ümitsizlikleri umuda çevrilmeli diye düşünüyorum.

Şoray, “Yaşantım boyunca seyircimi hayal kırıklığına uğratmamaya çalıştım” dedi.

TENKİTLER YAPAN OLSUN

– Başka…

Gelir adaletsizliği tabii…  Keşke herkesin bu bahiste talihi eşit olabilse. Ayrıyeten giderek kutuplaşıyoruz. Toplumda birbirimizi ötekileştirmeyerek, empati yaparak, birbirimizi dinleyerek, karşı görüşlüyse hürmet duyarak orta yolu bulmalıyız. Bugün ülkemin görüş ayrılığı içinde kutuplaştığını görmek beni çok üzüyor. Birbirimizi yapan tenkit edelim, birbirimizden alacağımız ve birbirimize vereceğimiz çok şey var. Birlik içinde olalım.  Ayrıyeten ülkemde eğitim çok kıymetli. Eğitimde fırsat eşitliği, kız çocuklarının okutulması çok değerli. Eğitimin hava, su, beslenme, barınma ve sıhhat kadar değerli olduğunu düşünüyorum. Eğitim düşünebilme, hayata uygulayabilme ve hayatın pahasını bilme yeteneğidir, sonsuzdur.

EN DEĞERLİ ŞEY EĞİTİM

– Ve bayana yönelik şiddet… Siz de kederinizi her fırsatta lisana getiriyorsunuz.

Bayana şiddet vakaları hepimizin yüreğini acıtıyor. Nasıl önlenir nasıl yaptırım uygulanır? Bu zihniyetin ve bayana bakışın değişmesi gerekiyor. Bunun için de en değerli şey eğitim. Bu mevzuda üzerimize düşen her şeyi yapmak zorundayız. Ülkemin bayanlarına meseleleri çözülmüş memnun yarınlar diliyorum.

– Türkan Hanım tarım personelleri, maden personelleri, fabrika personelleri haklarını alamamaktan ötürü isyan içindeler…

Soma emekçileriyle birinci günden beri çok ilgiliyim ve kalbim onlarla çarpıyor. Maden çalışanları, tarım emekçileri, emekçiler, emekçiler… Alın teri için yola çıkan herkesin yanındayım. Herkes emeğinin karşılığını kesinlikle almalı. Lakin o vakit daima bir arada yüzümüz güler.

Türkan Şoray tedavinin akabinde sıhhatine kavuştu.

AMELİYATTAN SONRA 20 KİLO VERDİM

– Türkan Hanım şahane görünüyorsunuz, epey kilo verdiniz. Uzun yıllar cushing sendromu hastalığıyla çaba ettiniz. Artık nasılsınız, neler yapıyorsunuz?

Teşekkür ederim öncelikle hoş sözleriniz için. Evet, yıllardır cushing sendromu hastalığımdan ötürü kasvet çektim. Aslında bende yedi sekiz yıldır bu hastalık varmış fakat anlamıyormuşum. Ameliyat olana kadar üç sene boyunca çok sıkıntı bir teşhisle sonuca varıldı. İki kez ameliyat oldum ve böbreküstü bezim alındı. Bu hastalığı yaşayanlarda beden çok fazla kortizon salgılıyor, hasebiyle hem kilo yapıyor hem kasları eritiyor. Ameliyattan sonra 20 kilo verdim, başarılı ameliyatlar oldum ve sıhhatime kavuştum. Artık yürüyorum, koşuyorum, spor yapıyorum ve çok iyi hissediyorum.

KABULLENMEK SIKINTI

– Pandemi sürecinde ne yapıyorsunuz?

Coronavirüs; hiç beklemediğimiz, bugüne kadar yaşamadığımız bir durum oldu hepimiz için. Alışılmış kabullenmemiz biraz sıkıntı oldu lakin toplumca, sıhhatimizi korumak ismine koyulan kurallara uymamız gerektiği konusunda bilinçlendik. Hayat şeklimizde yeni şartlar oluştu. Tek kahrım kızıma ve yakınlarıma sarılamamak. Bir de kaybettiğimiz canlara üzülüyorum. Bir an evvel bu berbat günler geçsin diye dua ediyorum.

AŞKLARI, ACILARI, HASRETLERİ, GÜZELLİKLERİ YAŞADIM SİNEMADA

Sinema o kadar hoş bir hayat verdi ki bana. Bin defa daha dünyaya gelsem tekrar bir sinema işçisi olmak isterim. Dünyanın en hoş mesleği sinema benim için…

– Sinemanın Sultanı, yine dünyaya gelse yeniden sinemayı seçer miydi?

Bin defa dünyaya gelsem, bin sefer kendi ülkemin sinema işçilerinden biri olmak isterim. Sinema bana o kadar hoş bir hayat verdi ki, o kadar hoş hisler hissettirdi ki… Büyük aşkları, acıları, sevinçleri, kavuşmaları, hasretleri, kıskançlıkları, müsamahayı, iyilikleri yaşadım sinemada… O karakterlerle bütünleştim bazen o karakterlere kendimden kıssalar kattım. Dünyanın en hoş mesleği bana nazaran sinema.

– Hayatınızı sinemaya çekmek isteseler ne derdiniz?

Hayatımın sinema olması için yaklaşık yirmi yıldır, gerek kendi ülkemden gerek yurt dışından pek çok teklif aldım. Kimileri cazipti, düşünmedim değil. Fakat sonra özelim bana kalsın istedim. Hayatımın sinema olmasını şu an istemiyorum. Sahiden düşündüm, taşındım ve sinemayla ilgili kitap yazdım. Hakkımda birçok kitap yazıldı. Bunlar bana kâfi geliyor.

EŞSİZ BİR HİS

– Sinema sizin için bir tutku. Öbür bir tutkunuz var mı?

En büyük tutkum, sinema ve kızım Yağmur. Ben Yağmur’u uzun yıllarca bekledim, o benim için bir özlemdi. Yağmur’u birinci kucağıma aldığımda etrafımda kamera aradım. Zira sinema sahnelerinde o kadar çok anne rolü oynadım ki, inanamadım, yeniden sinema sandım. Eşsiz bir histi bu.

– Fotoğraf yapmak da bu tutku sizin için…

Elimde karakalem daima vardır, boş bulduğum yere daima yüzler çizerim. Amatörce… Fakat ruhumla yapıyorum fotoğrafları. Bir stant için fotoğraflarım hazır, hepsi bayan temalı. Elde edilecek geliri de Mor Çatı’ya bağışlamak istiyorum.

“Sade giyinince kendimi rahat hissediyorum” diyor.

KOSTÜMLERİMİ DAİMA KENDİM HAZIRLADIM

– 220 sinemada rol aldınız, isminizi Guinnnes Rekorlar kitabına yazdırdınız. Sinemalar, diziler bitti mi artık?

Diziler çok yorucu. Müddetler çok uzun. Dizi yapanları, direktöründen oyuncusuna kadar tüm teknik takımı yürekten kutluyorum. O emeği görüyorum. O kadar yorgunluğu göze alamıyorum artık, kendimi iyi hissetsem de. Çok heyecanlandıracak bir senaryo olursa… İçimdeki o oyunculuk sevgisi ve heyecanını atamam elbette, tahminen o vakit kabul edebilirim.

– Sinemalardaki kostümlerinizi de kendiniz hazırladınız, o denli değil mi?

Seni Kalbime Gömdüm haricindeki bütün sinemalarda, kostümlerimi daima ben tasarladım, ben seçtim ve özel olarak diktirdim terzilerime. Her sinemaya onlarca kostüm hazırlardık. Bir sinemada giydiğimizi bir sinemada giyemiyorduk. Hepsini sakladım kostümlerin. 110 kostümden oluşan stant de yapıldı.

Sözcü