İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, ‘İklim Değişikliği ve Arıcılık’ bahisli çalıştayda, “Yerküremiz son vakitlerde 1 derecenin üzerinde ısındı ve artık hasta bir gezegenin üzerinde yaşıyoruz. Şunu biliyoruz ki; şayet dünyamız hastaysa biz de hastayız, şayet o uygunsa biz de güzeliz. Bizim ona karşın iyi olmamız mümkün değil” açıklamasında bulundu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘İklim Değişikliği ve Arıcılık’ bahisli çalıştay Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) yapıldı. İklim krizinin arıcılık üzerine olumsuz tesirlerinin masaya yatırılıp tahlil yollarının arandığı çalıştayda hususa ait bilimsel sunumlar yapıldı.

İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer’in ‘Başka Bir Tarım Mümkün’ vizyonu doğrultusunda yürüttüğü çalışmalara paralel olarak dünyanın en verimli arıcılık coğrafyalarından birine sahip Türkiye’de kesim için iklim değişikliğine hassas siyasetlerin gerekliliği tartışıldı.

Programa akademisyenler ve uzmanların yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Mustafa Özuslu, İzmir Köy Koop Birliği Lideri Neptün Soyer ile kooperatif temsilcileri de katıldı. Oturumlarda İzmir Köy Koop Birliği ve ortağı kooperatif liderleri ile havzadaki kooperatiflerin, birlik, oda ve kurum temsilcilerinin, besin toplulukları ve üreticilerin, etraf ve tabiat derneklerinin ve ilgili STK’ların müşahede, kıymetlendirme ve somut tahlil teklifleri gündeme geldi.

“ARILAR KAYBOLURSA YERYÜZÜNDE HAYAT BİTER”

İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

* İklim krizi denilen şey yerkürenin ısınmasına sebep oldu. Pekala bu ne demek? Biz 37 derece beden ısısıyla sağlıklı yaşayan insanlarız. Isımız bir, bir buçuk derece arttığı vakit hastalanırız. Ya midemiz ağrır ya başımız ağrır, bir şey olur yani, kimi belirtiler ortaya çıkar. Yerküremiz de o denli.

* Son vakitlerde 1 derecenin üzerinde ısındı. Ve artık hasta bir gezegenin üzerinde yaşıyoruz. Şunu biliyoruz ki; şayet dünyamız hastaysa biz de hastayız, şayet o güzelse biz de düzgünüz. Bizim ona karşın iyi olmamız mümkün değil. Bir kent efsanesi midir, bilmem. Sizler benden daha iyi bilirsiniz kesinlikle. Şayet arılar kaybolursa yeryüzünde hayat biter derler. Zira arıların değişik bir işlevi olduğunu bilim anlatır.

* Arılar kaybolmasın diye ne yapılması gerektiğini bulmak lazım. Bu gezegen ısındıkça ve bu iklim krizinin sonuçları giderek daha çok hepimizi vurdukça arıcılık da bundan hissesini alacak hiç kuşkusuz. O vakit buna akıl yormak, bununla ilgili bilimin ne dediğini araştırmak ve buradan kendimize dersler çıkarmak mecburiyetindeyiz. O nedenle ben bu toplantının çok değerli olduğunu biliyorum. Bu toplantıya emek veren çok bedelli hocalarımızı hürmetle selamlıyorum.

* Her birinin katkısına çok teşekkür ediyorum. Dilerim bu toplantının sonunda ortaya çıkacak dersler, kararlar sizlerin hayatını kolaylaştırır, yapmakta olduğunuz arıcılığın randımanını arttırır yahut önündeki pürüzleri kaldırır. Bugün aslında benim programımda buraya gelmek hiç yoktu lakin duyunca kesinlikle gelmem gerektiğine karar verdim.

“ACİL TAHLİL BULMAMIZ İSTENİYOR”

Etraf ve Arı Muhafaza Derneği Lideri Şamil Tunçay Beştoy da “Senelerden beri bu sürecin içindeyiz. Bir Muğlalı arıcı, “Arıcılık yeterlidir fakat tutkun olursan” diyordu. Arıcılık lakin tutkun olunursa yapılacak bir bahis. Beşere bir kez bulaştığı vakit içinizden atamazsınız. Ancak maalesef arılar yok oluyor. Artık olay olağan bir tartışma boyutunun ötesine geçti. Bilimsel çalışmaları yapabiliriz lakin bu bir krize dönüştü ve bizden ivedilikle buna ait bir tahlil bulmamız isteniyor. Arıcılığımızı kaybedersek ziraî üretimin büyük kısmını kaybedeceğiz. Bizim ivedilikle tahlil önermemiz, bulmamız ve uygulamamız gerekiyor” diye konuştu.

“İKLİM KRİZİ GÜMBÜR GÜMBÜR GELİYOR”

Global iklim değişikliği üzerinden konuşan Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Lideri Ziya Şahin, “Felaket tellallığı yapmak istemiyoruz lakin bu iklim krizi gümbür gümbür geliyor. 2008 yılından bu yana ABD’de başlayan arıların çökme bozukluğu senatoyu toplayıp ‘Burada ne oluyor?’ dedirtiyorsa bizim de burada ‘Sürdürülebilir tarım için var olsun arılar’ lafını kılavuz yapmamız gerekiyor. Biz tarımla geçineceksek, tarım ülkesiysek arıya olan değeri biraz daha öne koymalıyız. 2021 yılı bir milat olsun istiyoruz” dedi.

“ANKARA’YLA EN YERELE ULAŞACAK EKOSİSTEMİ KURMAK ZORUNDAYIZ”

İzmir Köy Koop Birliği Lideri Neptün Soyer de çalıştayın ‘Hepimiz Tıpkı Kovandayız’ başlığıyla yapılan oturumunda kelam aldı. Köy Koop Birliği Lideri Soyer, şunları söyledi:

* Hepimiz tıpkı kovandayız başlığı bizi çok heyecanlandırdı. Etraf mühendisi ya da bir orman mühendisinin söyleyeceği asla bir arıcının uzak olmaması gereken bir husus. Biz İzmir Köy Koop Birliği olarak mahallî idareyle ve bakanlığa bağlı olduğumuz için Tarım Bakanlığı ile çalışması gereken bir heyetiz.

* Yerele yaklaşıyoruz lakin biz bakanlığa çok yaklaşamıyoruz. Sanırım söylenenlerin hepsinin altında yatan bilimde ve kamuda bir ekosistemin kurulamamış olması. Biz daima arıcıları güya çok farklıymış üzere konumladık. Aslında o da küçücük bir hayvan. Büyükbaş, küçükbaş, küçücük baş. Münasebetiyle daima birlikte tıpkı formda tarımı uyguluyoruz. Ziraat mühendislerinin o değerli çalışmalarının asla artık öteki bilimlerden başka olmayacağı ortaya çıktı.

* Bizler, üreticiler, köyden kente her vakit gelemeyenlerin sizlerin bilim ışığında yapmanız gerekenlere çok gereksinimimiz var. Bu ekosistemi üniversitelerden başlayarak tarlada bizimle birlikte, yerelle birlikte Ankara’yla en yerele ulaşacak biçimde kurmak zorundayız. Benim bir zeytin bahçem var. Yakarca sorunu yaşadık. O kadar kolay ki aslında köyde olmanıza da gerek yok kentte de yaşıyorsunuz.

* İlaç istedim, çok rüzgarlı olduğu için Allah’tan çok aklı başında bir ilaç firmasıymış, ‘Yapamayız yenge’ dedi. ‘Neden?’ dedim. ‘Bak 100 metre ileride arılar var. Artık bu rüzgarda ben bu ilacı yaparsam o arılara ziyan veririz’ dedi. Bu kadar basit! Ben kendimi çok şuurlu sanıyorum. Ancak o kovanın içinde olduğumu fark ettirdiğiniz için teşekkür ediyorum.

Sözcü