İklim değişikliği tehdidi ile gayret için acil ehemmiyet taşıyan karbon salımının sıfırlanması konusu son periyotta sürdürülebilirlik tartışmalarının ana eksenini oluşturuyor. ABD’de seçimi kazanan Joe Biden idaresinin mevzuyu odağına alması bu alandaki gelişmeleri hızlandırıyor. Lakin Paris İklim Mutabakatı ile konulan 2030’a kadar salımın 56 milyar ton azaltılması ve yüzyılın sonuna kadar global ısınmanın 2 derecenin altında tutulması gayelerine nasıl ulaşılacağı konusunda tartışmalar sürüyor.

YILLIK YÜZDE 4 ARTIŞ

Mevcut siyasetlerin devamı halinde karbondan arındırılması güç olan ağır sanayi ve ulaşım üzere bölümler 2050 prestijiyle hâlâ salımın yüzde 40’ından sorumlu olacaklar. Türkiye’nin ise yıllık 500 milyon ton karbon salımı bulunuyor ve önümüzdeki 10 yılda yıllık ortalama yüzde 3-4 seviyesinde artış bekleniyor.

Bain & Company Türkiye Ortaklarından Volkan Kara, karbon salımı olmayan bir iktisat için yeni gözlükler ve yavuz tedbirler gerektiğini vurguladı. Kara, Türkiye’nin güçte döngüsel iktisat prensiplerini benimsemesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’nin bu alandaki durumuna da değinen Kara, “Ülkemizde hala hanelerden kaynaklanmayan karbon salımının yüzde 85’i elektrik üretiminden geliyor. Meğer Türkiye bilhassa güneş ve rüzgâr üzere yenilenebilir güç kaynakları açısından değerli bir potansiyele sahip. Yenilenebilir güç kaynaklarına yapılan yatırımların hem ödemeler istikrarı hem de karbon salımının azalması açısından olumlu katkıları bulunuyor” dedi.

Atık üretimini minimize ederek kaynakları tekrar tekrar kullanmaya dayanan döngüsel iktisat yaklaşımının dünyada bir mega trend haline geldiğini vurgulayan Kara, şöyle devam etti:

İLERLEME GEREKİYOR

“Kurumsal karbon ayak izini azaltmanın en tesirli yolu döngüsel iktisattır. Kaynakların kurtarılması pazarının 2030 prestijiyle yaklaşık 2 trilyon Euro seviyesine çıkması bekleniyor. Paris’te yaptığı niyet bildirimiyle karbon salımında %20 azalma maksadı koyan Türkiye’nin de bu istikamette ilerlemesi gerekiyor. Güç kesiminde ve öteki kesimlerde teknolojinin yönlendirdiği döngüsel iktisat Türkiye’nin amaçlarına ulaşmasına yardımcı olacaktır.”

Volkan Kara

10 trilyon dolar yatırım gerekiyor

Elektriğin büyük ölçüde yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi ve gücün verimli kullanılmasının kıymetli olduğunu vurgulayan Volkan Kara, lakin bunların da ötesinde yenilikçi araçlara gereksinim duyulduğunu tabir etti.

Kara, “Yenilenebilir güç kaynaklarından ve hidrojen ile sentetik yakıtlardan düşük maliyetli elektrik üretimi, karbon salımı gayelerine ulaşmanın temellerinden birini oluşturacak. Arz tarafında yenilenebilir kaynakların 2050 prestijiyle gücün %65’ini sağlaması ve yaklaşık 15 TW seviyesinde heyeti kapasiteye sahip olması bekleniyor. Bunun için arz tarafında 10 trilyon doların üstünde yatırım gerekiyor. Talep ve tüketim tarafında gereksinim duyulan yatırım düzeyi ise 3 trilyon doları geçiyor. Ancak bu yatırımların yapılması şart” dedi.

Sözcü