CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, Etraf ve Şehircilik Bakanlığı’nın Balıkesir ve Çanakkale kıyı bandı ile Gökçeada ve Bozcaada’nın da ortalarında bulunduğu Marmara Adalarını kapsayan “Balıkesir-Çanakkale Vilayetleri 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planını” Meclis gündemine getirdi.

“BU PLANLAMA ÇANAKKALE’YE İHANETTİR”

Ceylan, Etraf ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevaplaması için Meclis Başkanlığı’na verdiği önergede, “Bakanlığınız bir emlakçı vizyonu ile mi hareket etmektedir? Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkış yolu olarak artık elde kalan son kamusal alanlar olan kıyı alanlarının nakde dönüştürülmesi mi düşünülmektedir?” diye sorarken, “Bu planlama Çanakkale halkına ihanettir, çiftçiye ihanettir.

Bu planlama Çanakkale’de toprağın altında binlerce kefensiz yatana ihanettir. Türkiye Cumhuriyeti’nin önsözünün yazıldığı toprakların, birilerinin batırdığı ekonomiyi kurtarmak için Katar’a ya da Londra’daki tefecilere peşkeş çekilmesine asla müsaade vermeyeceğiz” dedi.

“YÜRÜTME DERHAL DURDURULMALI”

Bütünleşik kıyı alanlarının yapmaya açılacağını tez eden Ceylan, “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 18 Eylül’de onaylanan bütünleşik kıyı alanları planının bir yağma planı olduğunu, yürütmenin derhal durdurulması gerektiğini söyledi.

“İSTİSNA YETKİSİ GENEL YETKİYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”

“Ülkenin son 18 yılına hâkim olan idare perspektifinin yaşanan ekonomik krizleri, kent topraklarını ve doğal kaynakları pazarlayarak aşmaya çalışan bir model ortaya koyduğunu” belirten Özgür Ceylan, “Merkezi yönetimin gereğinde parsel bazında yapı ruhsatı düzenleme ayrıntısına kadar inen, plan onaylarındaki ‘istisna’ yetkisi ‘genel’ yetkiye dönüştürüldü. Mahallî yönetimlerin güçlendirilmesi yerine, hiçbir şart ve kısıt olmaksızın istisna yetkiler ile planlama merkezileştirildi.

Etraf ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı Balıkesir-Çanakkale Vilayetleri 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planını, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle 18 Eylül’de onaylandı. Kelam konusu plana nazaran, Güney Marmara olarak isimlendirilen, Balıkesir-Çanakkale kıyı şeridi, Gelibolu Tarihi Yarımadası ve Bozcaada ile Gökçeada’yı içine alan yeni bir rant jenerasyonu oluşturulmakta” sözlerini kullandı.

“DOĞAL VE KÜLTÜREL ETRAF OLARAK ÂLÂ KORUNAN BÖLGELERDEN BİRİ”

Çanakkale’nin ve Balıkesir’in Bakanlığın hazırladığı plan raporunda da belirtildiği formuyla ‘Balıkesir-Çanakkale Kıyı Planlama Bölgesi doğal ve kültürel etraf olarak iyi korunan bölgelerden biri olma özelliğine’ sahip olduğunu kaydeden Özgür Ceylan, Bakan Kurum’un yanıtlaması istemiyle şu soruları sordu:

“Kazdağları Ulusal Parkı, Ayvalık Adaları Tabiat Parkı, Gelibolu Yarımadası Tarihi Ulusal Parkı, Troya Tarihi Ulusal Parkı ile varlıklı biyoçeşitliliğinin plan kapsamında bulunmakta. Balıkesir-Çanakkale Vilayetleri 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planı nasıl bir süreç izlenerek hazırlanmıştır? İki vilayet kapsamında birçok yerleşim alanını ilgilendiren bu plan hazırlanırken karar alma süreci nasıl gerçekleştirilmiştir? İlgili belediyelerin, meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınmış mıdır? Şayet alındı ise ilgili belediyelerin, meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri nelerdir? Plan hazırlama süreci iştirakçi ve şeffaf bir halde yürütülmüş müdür?

Çanakkale ve Balıkesir vilayetlerinde lokal idareleri ‘By-Pass’ eden bu planla makro seviyede ortaya konan ulusal gayeler nelerdir? Bu planla hangi kamu faydasına ulaşmak amaçlanmıştır? 710 kilometre kıyı uzunluğuna sahip Çanakkale ve 646 kilometre kıyı uzunluğuna sahip Balıkesir kıyılarının toplam uzunluğu bin 356 kilometre. Güney Marmara’nın tamamını etkileyecek kelam konusu bütünleşik kıyı alanı planı ve öngörülen yatırımlar için bir çevresel tesir değerlendirmesi yapılmış mıdır?”

“BAKANLIK UZMANLARI LİMANLAR İÇİN ‘GEREK YOK’ DEDİ”

Ceylan, Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü’nün ‘Balıkesir-Çanakkale Vilayetleri 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’ için hazırladığı raporun Deniz Ulaşımı, Nakliyeciliği Ve Lojistik Uzman Değerlendirmesinde limanlar için ‘Gerek yok!’ görüşüne yer verildiği halde kararnamenin yayınlandığını açıklayarak, “Yağma planının talimatı yukardan gelmiş olacak ki, kendi raporlarına karşın kararname yayınlanmış. Muhakkak ki ortada bir kamu faydası falan yok. Birilerine peşkeş var” diye konuştu.

“LİMAN MUHTAÇLIĞI GÖRÜLMEMEKTE”

Raporda, kruvaziyer limanı için, ‘kruvaziyer liman yatırımına gereksinim bulunmamaktadır’, konteyner limanı için ‘Kapasitenin 450 bin TEU, fiili elleçlemenin 18 bin TEU olduğu bölgede konteyner limanı yatırımına muhtaçlık uzun vadede bulunmamaktadır’ görüşüne yer verildiğini lisana getiren Özgür Ceylan, plan kapsamında görülen genel ve dökme yük limanı için ise ‘Çelebi Bandırma ve Çanakkale Kepez limanları mevcut kapasitelerinin çok altında çalışmaktadır. Bu nedenlerle yapılan talep varsayımlarında uzun periyotta bir liman kapasite gereksinimi görünmemektedir’ görüşlerine münasebetleri ile birlikte yer verildiğini söyledi.

PLANLAMA ALANININ YÜZDE 66’SI TARIM ALANI

CHP’li Ceylan, planlama alanının yüzde 66,14’ünün tarım alanı, bu alanın yüzde 23,4’ünün ise zeytinlik olduğunu söz ederken, “Planlama alanını yüzde 25,53’ü orman, yüzde 16,19’u makilik ve fundalık, yüzde 17,78’i de çayır ve mera alanı. Bu planlama toprağa ihanettir. Bu planlama Çanakkale halkına ihanettir, çiftçiye ihanettir. Bu planlama Çanakkale’de toprağın altında binlerce kefensiz yatana ihanettir” diye konuştu.

“BAKANLIK UZMANLARINDAN ‘MİLLİ GÜVENLİK’ UYARISI”

‘Yağma planı’ olarak değerlendirdiği bütünleşik kıyı planı kararnamesi ile ilgili olarak uzmanların ‘Milli Güvenlik’ uyarısı yaptığını hatırlatan CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, planlama alanı içinde Askeri Alanlar, Askeri Limanlar, Askeri Yasak Saha Alanları ile Askeri Güvenlik Bölgeleri ve Askeri Stratejik Bölgeler bulunduğunu söyledi.

“ULUSAL GÜVENLİK SORUNU”

Özgür Ceylan uzmanların ulusal güvenliğin en değerli eşik olarak göz önüne alınarak planlamanın yapılması tarafında görüş bildirdiklerini söz ederken, “Planlama alanının ülke güvenliği bakımından en başta pahalandırılacak alanlar olduğuna dikkat çekilmiş. Bilhassa kıyı ve kıyının gerisinde bulunan askeri alanlarda, ilgili mevzuat kararları uyarınca kıymetlendirme yapılması gerektiği görüşü lisana getirilmiş.

Adaların turizm yüklü niteliklerinin korunması ve geliştirilmesine yönelik öngörüler sunuluyor lakin ulusal güvenlik uzmanları yat limanı, iskele vb. kıyı yapılarının öncelikle ulusal güvenlikle ilgili hususlar göz önüne alınarak kıymetlendirilmesi gerektiğini söylemiş. Buna karşın bu kararname yayınlamış ise üzerine bir düşünmek lazım yağma planından da öte bir durum var. Bu planlama kimin için ve ne için yapılıyor? Sorarlar adama” diye konuştu.

Sözcü