Edirne’nin Keşan ilçesi Sazlıdere Köyü mevkiinde BOTAŞ tarafından yapılması planlanan “Saros FSRU Gemi İskelesi” projesi çevrecilerin reaksiyonunu çekmeye devam ediyor. Trakya Platformu’dan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi;
“SAROS’TA GERİ DÖNÜLMEZ KAYIPLAR MEYDANA GELECEK”
*Marmara Denizinin başına gelen devasa kirletme faaliyetinde ısrar üzere Saros FSRU Liman inşaatı ve işletmesinde ısrar ve halkla inatlaşma devam ederse Saros Körfezi’mizin geri dönülmez kaybı gerçekleşecektir.
*Marmara Denizi merkezi iktidar ve mahallî iktidar yetkililerinin gözleri önünde yok edilmiştir. Marmara Denizi’ni kirleten vicdansızlık ve göz yuman umursamazlık Trakya’mızdaki yıkım projelerine karşı halkın özgücüne dayanmak dışında bir deva olmadığını göstermektedir.
*T.C.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı açısından Saros Körfezi’ni kirletip yok edecek Saros FSRU Doğalgaz Liman ve Kara Boru Çizgisi çalışmalarını durdurmak kamu faydası için zorunluluktur. Daha fazla orman, kıyı, tarım ve deniz tahribatı yapılmadan Saros Körfezi’ndeki FSRU liman çalışmalarını durdurmak bilim ve hukukunda gereğidir.
“İNŞAAT HEMEN DURDURULMALI”
Saros Körfezi’nin doğal varlıklarıyla birlikte korunması için Saros FSRU inşaatının hemen durdurulması gerektiği belirtilen açıklamada, Trakya’da, Saros’ta yaşayan insanların oylarıyla seçilmiş olan Trakya Belediyeler Birliğini ve Marmara Belediyeler Birliğini sessizliğini bozmaya, doğal varlıklarımıza, denizlerimize faal formda sahip çıkmaya ve bu yıkım faaliyetlerine karşı halk ile birlikte hareket etmeye çağırıyoruz. Saros Körfezi’nde bu zulmü bizlere yaşatanları da bu vandalizme sesini çıkarmayanları da tarih bir gün kesinlikle yargılayacaktır” denildi.
“İNSANLIK ÖNEMLİ BİR YOL AYRIMINDA”
Trakya Platformu’dan yapılan açıklamanın devamı şöyle ;
*2020 Eylül ayında Birleşmiş Milletler açıkça ‘insanlığın önemli bir yol ayrımında bulunulduğu, doğayı kurtarmak için acil harekete geçmesi gerektiği’ konusunda ikazda bulunmuştur. Tabiat umursanmadan, yalnızca çıkarlar düşünülerek gerçekleştirilen bu zihniyetin en tipik örneğini, Saros FSRU projesinde ve iç bir deniz olan Marmara Denizi’nde gözlemlemekteyiz.
*1989 Temmuz ayında Marmara Denizi tarihinde birinci kez kırmızı-su (red-tide) olgusuna rastlanmıştır. 1989 Ekim ayında Marmara Denizi tarihinde birinci kez, Sarayburnu – Tuzla –Adalar üçgeninde kitlesel balık vefatlarına rastlanmış, durumun yarattığı şaşkınlık dolayısı ile İstanbul, Ankara ve kimi Karadeniz’e kıyısı olan kentlerde Valiliklerce balık satış ve tüketimi yasaklanmıştır.
*1992 yılı Temmuz ayında Marmara Denizi tarihinde birinci kere yeşile bulanmış (green-tide), yemyeşil bir görünüm kazanmıştır. 1995 yılı Eylül ayında Marmara Denizi tarihinde birinci kere taraklı medüzlerin (balıkçı tabiri ile kay-kay) istilasına uğramış, Marmara Denizi genelinde denizanası adaları oluşmuş, balıkçılık uzun bir mühlet sekteye uğramıştır.
*2000 yılına gelindiğinde Marmara Denizi tarihinde birinci kez balık istihsali dramatik formda düşmüş, genel istihsali yalnızca 1-2 cins balık taşır hale gelmiştir. Yeniden 2000 yılından sonra arıtılmaksızın yapılan deşarjların sonucunda oluşan bulanıklık dolayısı ile yüzey suyu sıcaklıklarında olağandışı artışlar gözlenmiş, Marmara Denizi tarihinde birinci sefer 2.5°C ortalama sıcaklık artışları görülmüştür.
“YURT GENELİNDE UYGULANMAYA ÇALIŞILMAKTADIR”
*2007 yılı Eylül ayında Marmara Denizi tarihinde birinci kere “deniz salyası” yahut balıkçıların tabiri ile “lez”musilajagregat oluşumu Marmara Denizi genelinde görülmüş ve geriye kalan canlı hayata, geriye dönülmez ziyanlar vermiştir. Bu gün prestiji ile de kelam konusu musilajagregat oluşumu Marmara Denizi genelinde kâbus üzere karar sürmektedir.
*Günümüzde misal yaklaşımlar İkizdere’de, Ergene’de, Istrancalarda, Saros Körfezinde, Tekirdağ’da, Kaz Dağları’nda, Kuzey Ormanları’nda, Karadeniz’e akan derelerde, cennet göllerimizde, meralarımızda, Akkuyu’da, kısaca denizlerimiz, koylarımız da dâhil tüm yurt genelinde uygulanmaya çalışılmaktadır.
*Derin deniz deşarjı denen formülün bir katliama yol açtığı ortaya çıkmıştır. Akıntıların konveyör olarak kullanılabileceği konusunun tam bir palavra olduğu kanıtlanmıştır. Bugün yaşadığımız tabiat olaylarının tahlili, aksiliklere yol açan nedenlerin ortadan kaldırılması ve geçmişte bu aksiliklere yol açanların cezalandırılmasıdır.
Sözcü
