Salgın günlerinde veli olmak: Hepimiz kararsısız

Ana Sayfa Gündem, Siyaset 19 Eylül 2020 2 Görüntüleme

Salgın günlerinde veli olmak: Hepimiz kararsısız

Ali Ekber ŞEN

Halil ATAŞ

Kemal ATLAN

Müslüm KONUTÇU

İlker KILIÇASLAN

İsmail AKDUMAN

İsmail AKIN

Mart ayından beri salgınla gayret eden Türkiye’de Haziran ayında hadiselerin azalması ile olağanlaşma adımları atıldı. Eylüle yanlışsız yükselen olay sayıları, eğitim öğretim periyoduna başlayacak olan öğrenci velilerini de kara kara düşündürmeye başladı.

Kimi veliler çocuklarının online eğitimle ders dinlemediklerini ve yüz yüze eğitimi istediklerini belirtse de birçok veli çocuğunu okula göndermemekte kararlı. SÖZCÜ, Bursa, Eskişehir, Manisa, Antalya, Mersin, Samsun ve Konya’da sokağa indi, velilere sordu. İşte detaylar…

Mehmet Turna

BURSALI VELİ: UZAKTAN EĞİTİMİ UYGUN BULUYORUM

Bursalı veli Mehmet Turna (41), 6’ncı sınıf öğrencisi oğlunu okula gönderme taraftarı olmadığını söyledi. Turna, “Corona virüsünün artması tasa verici. Sınıflar da dönüşümlü eğitimin olacağı söylense de çocuk ders yaparken maske çıkaracak, teneffüse çıkacak, çocuk bu haliyle arkadaşları ile oynayacak. Virüsü kapma riski var. Çocuklar taşıyıcı oluyor. Biz ebeveynlere bulaştırma riski de yüksek. Bu yüzden uzaktan eğitimi uygun buluyorum. Önümüzdeki periyoda bakacağız artık” dedi.

“OKULA HASRET DUYUYORLAR”

Biri 4’üncü sınıf, oburu bu yıl 1’inci sınıf öğrencisi olan iki çocuk sahibi Bursalı veli Metin Barut (42), “Öğretmenlerimize güveniyorum. Tedbir alacaklarından eminim. Bu yıl ilköğretim 1’inci sınıfa başlayacak olan çocuğumun eğitim almasını istiyorum. 28 kişilik olan sınıf 14 bireye düşürüldü. Öğretmenlerin tedbiri ile çocuğumun kendini koruyacağını düşünüyorum. 4’üncü sınıf öğrencisi öteki çocuğum da artık okullar açılsın sıkıldık diyor, okula hasret duyuyorlar” tabirlerini kullandı.

Özge Ayaz

ESKİŞEHİRLİ VELİ: GÖNDERMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM

Eskişehir’de öğretmenlik yapan Özge Ayaz çocuğunu okula gönderip göndermemekte kararsız olduğunu lisana getirdi. Anaokuluna gidecek çocuğu olduğunu söz eden Ayaz, şunaları lisana getirdi:

* Haftada 1 gün olmak eğitim alacak çocuğum lakin çok telaşlıyım. Zira çocuğumun sınıfta maske takıp takmayacağını bile bilmiyorum.

* Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın bu mevzuda bir muallak şeyi var. Durumu veliye bırakıyor. Veli olarak ben de ne yapacağımı bilmiyorum. Çocuğumun sınıfta ne yaşayacağını, okulun-sınıfın hijyen durumunun ne olacağına dair dertliyim.

* Zira okullara yeteri kadar ödenek verilmediğini düşünüyorum. Bilhassa Ulusal Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda ödenek ezası var.

* Anasınıfları için kâfi kayıt olmadığı, işçi masraflarının okulların kendilerinin karşıladığı belirtiliyor. Bizlere net şeyler söylenmesini istiyoruz.

* Çocuklarımız inançlı ve sağlıklı bir formda okullarda eğitim alabilecekler mi? Buna dair bir garanti verilmesini istiyoruz. Hala kararsızım. Pazartesi gününü bekliyorum. İşin aslı göndermeyi de düşünmüyorum.

“EĞİTİMİ DONDURSUNLAR, IMTIHANLARI İPTAL ETSİNLER”

Konut hanımı Istek Yılçın da çocuklarını okula göndermek istemeyenlerden. 2 çocuk annesi olan Yılçın, çocuklarından 8’e giden Asude ile 12’ye giden Buyruk Uras’ı bu yıl okula göndermeyeceğini söz ederek, “Bu yıl eğitimin dondurulması ve yapılacak imtihanların iptal edilmesi taraftarındayım. Her eğitim seviyesi için söylüyorum bunu. Zira çok kritik bir devirden geçiyoruz. Pandemi sonrası kimi şeylerin tekrar başlaması gerekiyor. Devlet okulları hijyen olmadığı için göndermeyi düşünmüyorum” sözlerini kullandı.

Heval Yıldız Karasu

“DEVLETİ YÖNETENLERİN ÖNCELİĞİ IKTISAT OLMUŞTUR”

Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği Lideri birebir vakitte avukat olan 2 çocuk annesi Heval Yıldız Karasu, çocuklarını okula gönderme konusunda telaşlarının bulunduğunu söyledi. Çocuklarının birinin 2 oburunun 6’ncı sınıfa gideceğini söz eden Karasu, şöyle konuştu:

* Olağan vakitte bile okulların paklığını velilerin omuzlarına yükleyen bakanlık, bu süreçte paklık meselesine dair ne tahlil üretti?

* Veliler yeniden okulları sırayla temizleyecek ya da hizmetli ve paklık materyali için para mı toplayacak? İşsizliğin tepe yaptığı bu periyotta bakanlık niçin ek işçi atamasına gitmiyor?

* Basamaklı ve seyreltilmiş eğitim ne demek? Kalabalık sınıfların sorunu nasıl çözülecek? Yıllardır bakımsız olan okullar bakımdan geçirilmemiş ve sarsıntı riskiyle yıkılan okulların yerine yenileri yapılmamışken bakanlık sanki öbür kurumların boş atıl binalarından mı yararlanacak? Yoksa öğrencisiz imam hatip binalarını mı kullanıma açacak?

* Etaplı ve seyreltilmiş eğitim için daha fazla öğretmene gereksinim duyulacağı aşikardı. Bu durumda atan(a)mamış öğretmenleri de sevindirecek bir tahlil mü bulunmuştur?

* Sıkıntıların eklenerek geldiği bu süreçte ne yazık ki; devlet okullarında her 50-70 öğrenciye bir WC düşmekte, sabundan, boyaya, ısınmaya ve işçi sarfiyatına kadar her türlü sarfiyat velilere yüklenmektedir.

* Eğitimin kademe evre paralı hale getirilmesinin sonucu olarak bakanın son yaptığı öğretmen maaşlarına dair açıklama velileri ziyadesiyle huzursuz etmiştir.

* Anayasasında demokratik laik toplumsal hukuk devleti olduğu yazan bir devletin, vatandaşlarına sıhhat, eğitim ve adalet hizmetlerini parasız sunması beklenir. Rastgele bir kriz anında da bu hizmetleri öncelemesi beklenir.

Fakat pandemi süreci bize göstermiştir ki; devleti yönetenlerin önceliği iktisat olmuş ve alınan tüm önlemler iktisat üzerinden şekillendirilmiştir.

* Iktisat, üretim, paylaşım elbette ki kıymetlidir. Fakat bu ülkenin geliri uzun yıllardan beri ranta talana ve betona yatırılıp eğitime bilime sıhhate bütçe ayrılmadığı için şuan eğitim ve sıhhat alanının yetkileri bizlere tahlili ve yanlışsız bilgiyi sunamamaktadır.

“VELİLER AÇILIP AÇILMAMASI İKİLEMİNDE KALDI”

“Biz veliler çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için eğitimin kamusal, nitelikli, bilimsel, parasız ve tümden devlet eliyle yapılması gerektiğini düşünüyoruz” diyen Karasu, kelamlarını şöyle sürdürdü:

* Eğitime ve sıhhate ayrılan bütçenin azamî arttırılmasını, işçi, bina ve materyal teminlerinin en yakın vakitte çözülmesini istiyoruz. Bu ülkenin elinde bu imkanların olduğunu biliyoruz.

* Şayet eğitim özelleştirilmeseydi, devlet bu hizmeti ranta çevirmeseydi, artık her mahallede çocuklar birbirleriyle eşit imkanlardaki en yakın okullarına gidecek ve ek önlem ve tahlillerle seyreltilmiş eğitime geçebilecekti.

* Velilerde okullar açılsın mı açılmasın mı ikileminde kalmayacaktı. Zira biz veliler biliyoruz ki uzaktan öğretim eğitim, okulun yerine geçemez, yetersizdir, uzaktandır, hiyerarşiktir, sanaldır, tek yanlıdır, tesirli ve verimli değildir.

* Hem çocuklarımızın hem toplumun geleceği için eğitimdeki kangren sıkıntılar başta olmak üzere meselelere tahlil bulunmalıdır. Aksi taktirde yalnızca bizim çocuklarımız kaybetmeyecek bu ülke kaybedecektir.

Hülya Arslan

MANİSALI VELİ: BAKANIN AÇIKLAMALARI BİZİ DAHA ÇOK HUZURSUZ ETTİ

Oğlu 7. Sınıfa giden bir çocuk annesi kuaför Hülya Arslan(40)’da şöyle konuştu:

* İki ay evvel çocuğumu okula göndermeyi düşünüyordum. Zira salgının o vakitlerde denetim altına alındığını düşünüyorduk. Fakat etrafımızdan aldığımız bilgiler, okuduğumuz haberler ve en son Sıhhat Bakanı’nın açıklaması bizi daha çok huzursuz etti.

* Okullarda da alınan önlemlerin kâfi olmadığını düşünüyorum. Zira bu vakte kadar okullarda ne üzere önlemlerin alındığı, çocuklarımızın okula nasıl gideceği, sınıflarda kaç kişi oturacakları? üzere konusunda kesin bir açıklama yok.

* Oğlum 7. sınıf öğrencisi. Uzaktan eğitim alıyor, fakat okulların kademi olarak açılacağını duyuyoruz. Şuanda çocuklarını okula gönderecek olan birinci sınıf anneleri bile huzursuz halde. Biz nasıl huzursuz olmayalım?

* Şayet hadise sayılarındaki artış bu türlü devam ederse çocuğumu okula göndermeyi düşünmüyorum. Şu anda çocuğuma derslerden ve derslerinden geri kalmaması için özel kurs aldırıyorum.

“ÇOCUĞUMU RİSKE ATMAK İSTEMİYORUM”

Bu yıl oğlu 2. sınıfa başlayan kuaför Mustafa Atadil (38) de yaşadıkları ikilemi şu sözlerle aktardı:

* Şimdilik yalnızca 1. sınıf öğrencilerin okula başlayacağını ve geri kalanların kademeli olarak okula başlayacağını biliyoruz. Çocuklarımız okullara nasıl başlayacak? Hangi okul için nasıl bir tedbir alındı, ortada bir şey yok.

* Sıhhat Bakanı son açıklamasında olay sayılarının önemli halde arttığını söz etti. Bu artışın karşısında biz çocuklarımızı okula nasıl göndereceğiz?

* Ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Okula göndermesek çocuklarımız yüz yüze eğitimden uzak kalacak. Okula göndersek salgınla karşı karşıya kalacak.

* Hükümetin ve MEB’in bir an evvel buna tahlil bulmasını, ayrıyeten insanlarımızın da artık önemli bir formda dikkat etmesini istiyoruz.

* Milyonlarca öğrencinin geleceği kelam konusu. Şayet önümüzdeki aylarda da olay sayılarında önemli artış bu formda devam ederse, rastgele bir düzelme göstermezse ben çocuğumu okula göndererek riske atmak istemiyorum.

Derya Elif Tanal Topbaş

ANTALYALI VELİ: BEN ÇOCUĞUMU ASLA GÖNDERMEM

“İNSANLAR SOKAĞA ÇIKMAYA KORKUYOR”

Sevinç Cansever (54), “Kızım şu anda lise öğrencisi. Salgın beklenilen doğrultuda azalmadı. Bilakis arttı. Beşerler sokağa çıkmaya, kalabalık ortamlara girmeye korkuyor. Bu türlü bir ortamda bende çocuğumu okula göndermek istemiyorum” dedi.

MERSİNLİ VELİ: ÖZEL OKULLAR İLE DEVLET OKULLARI TIPKI DÜZEYE GETİRİLSİN

4 çocuk annesi Müge Tokatlı(43) , bahisle ilgili şu kelamları aktardı:

* Çocuklarımı okula göndermeyeceğim. Zira, okulların ne kadar sağlıklı olup olmadığını bilmiyoruz, sonuçta bir salgın var. 4 çocuğumdan biri gidiyor okula.

* O da 8’inci sınıf yani bu yıl imtihan yılı. Devlet okullarında imtihana girecek ancak eğitimi eksik kalacak, özel okullarda ise şu an eğitim sürüyor.

* Özel okullar ne durumdaysa devlet okulları da birebir düzeye getirilmeli. Benim çocuğum imtihana girecek lakin bir yerde de sıhhati daha kıymetli. Bu nedenle salgın konusunda inançlı bulmadığım için okula çocuğumu göndermeyeceğim.

Nurcan Fazilet

“BİR AN EVVEL YASAKLAR GETİRİLMELİ”

3 çocuk annesi Nurcan Fazilet (39)’de çocuklarını okula göndermeyeceğini belirterek şunları lisana getirdi:

* Çocuklarımı okula göndermeyeceğim. Yalnızca ana sınıfına göndereceğim. Okullar çok kalabalık, etraf hastalıkla dolu. O yüzden göndermeyi düşünmüyorum.

* Yetkililer bir an evvel hafta sonu olsa bile yasakların gelmesi gerekir. Piknik yapılmamalı, bir an evvel çok sıkı önlemlerin alınması gerekir. Mersin çok iyi durumda iken şu an Türkiye’de 3’üncü sıraya geldi.

* En azından hafta sonu sokağa çıkma yasağı uygulanmalıdır. Hastalık kol gezerken çocuğumun hayatını korumak ismine okula göndermeyeceğim” dedi.

“DEVLET OKULLARININ DURUMU SAĞLIKSIZ”

2 çocuk babası Ali Kınık (42) da çocuğunu okula göndermek istemeyen velilerden. Kınık, “Çocuğumu okula göndermeyi düşünmüyorum. Bu durumda çocuğu okula göndermenin sıhhati açısından büyük bir risk taşıdığına inanıyorum. Bilhassa devlet okullarının durumunun sıhhatsiz olduğunu düşünüyorum” tabirlerini kaydetti.

KONYALI VELİ: ÇOCUKLAR TENEFFÜSTE NASIL KORUNACAK?

Konya’da inşaat dalında çalışan Serhat Ekinci (30), “10 yaşında Baran isminde 4. sınıfa giden bir oğlum var. Okulların yeniden açılması üzere bir durum var. Bu çocuklar okulda nasıl korunacaklar? Haydi sınıfta toplumsal aralı oturdular. Pekala ya teneffüste ya da okul çıkışında çocuklarımız nasıl korunacak? Üstelik hadise sayıları da artıyor. Bu türlü bir süreçte okullar yüz yüze eğitime açılırsa ben oğlumu okula göndermem” dedi.

“TEDBİRLERE NAZARAN KARAR VERECEĞİM”

Konyada, dokumada çalışan Şehmus Erdoğan (39) ,” Okula giden 3 çocuğum var. Lakin eğitimin yüz yüze yapılması bizi endişelendiyor. Zira olay sayıları çok yükseldi. Çabucak çabucak herkesin bir yakını ya da tanıdığı hastalığa yakalanıyor. Okullarda bu süreçte toplu alan olması bakımından riskli. Alınacak önlemlere nazaran çocuklarımın okula gidip gitmemesine karar vereceğim” diye konuştu.

Faside Yörük

SAMSUNLU VELİ: KORKUYORUM

Faside Yörük (63) yaşında. Mendil tesbih satarak anneleri tarafından terk edilen 2 torununa bakıyor. Yörük, “Okullar açılırsa bu kaidelerde onları okula göndermem. Devletimiz tedbir aldık diyor lakin gönlüm rahat değil, zira korkuyorlar. Virüs çok süratli yayılıyor. Dışarıya çıkmalarına müsaade vermiyorum. Ancak devletimiz illa okula gidecekler derse yapacak bir şey yok. Bir tanesi ilkokul 2 oburu 3’e gidecek. Lakin onlar da okula gitmek istemiyorlar. Korkuyorlar. Ben de korkuyorum. Ne yapacağımızı bilmiyorum” sözlerine yer verdi.

Sözcü