Kentte, çarşamba günü 7 saatte metrekareye yağan 220 kilogram yağışın akabinde meydana gelen sel ile heyelanlarda can ve mal kayıpları yaşandı, alt yapı ve üst yapıda ağır hasarlar oluştu.
Afet sırasında mahsur kalan 103 kişi kurtarılırken, Muradiye beldesinde çöken konutun enkazı altında kalan Hacere Mert, eşi Cemal Mert, Güneysu ilçesi Ballıdere köyünde çöken konutta Ayşe Karali ile oğlu Mustafa ve kızı Aynur Karali hayatını kaybetti. Sele kapılan Adem Yanık’ın da cansız vücuduna ulaşıldı.
HASAR TESPİTİ SÜRÜYOR
Sel afetinden en fazla etkilenen Güneysu ilçesi ile Muradiye ve Büyükköy beldelerinde yaralar sarılmaya çalışılıyor. Belediyeler, Vilayet Özel Yönetimi ile Devlet Su İşleri (DSİ) ve Karayolları grupları, cadde ve sokakları selin sürüklediği moloz ve balçıktan arındırıyor, paklık çalışması yürütüyor.
Etraf ve Şehircilik Bakanlığı ile Defterdarlık takımlarının başlattığı hasar tespit çalışmaları da devam ediyor.
KAYIP 2 KİŞİ ARANIYOR
Muradiye beldesinde çöken konutun enkazı altında kalan Batuhan Delihasan ile Güneysu ilçesinde sele kapılarak kaybolan Hasan Arıcı aranıyor. Arama çalışmalarında; bölgeye ulaşan 120 kişilik işçi ile Trabzon, Giresun ve Samsun’dan 4 köpekli arama timi misyon aldı.
Kıyı Güvenlik Komutanlığı; 30 gemi çalışanı ile 1 kıyı güvenlik gemisi ve 5 dalıcı çalışanı ile Taşlıdere mevkisinde aramalara eşlik ediyor. Kıyı Güvenlik Komutanlığı’na ait helikopter de havadan tarama yapıyor. AFAD’a bağlı 29 dalgıç ile Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen 10 dalgıç da dere ve denizde arama gerçekleştiriyor.
YAMAÇLARDA MESKENLER ASIDA KALDI
Kentte sel ve heyelan felaketinde 236 bina hasar gördü. 72 köy yolunun kapalı olduğu yerleşim yerlerinde heyelan sonucu yamaçlarda çok sayıda mesken askıda kaldı. Vatandaşlar askıda kalan konutlarını boşaltarak yurtlara ya da yakınlarının yanına yerleşti. Tarım yerlerinin de ziyan gördüğü Rize’de ilk belirlemelere nazaran 440 dekar tarım alanı sel ve heyelandan etkilendi.
‘ÇOK KORKTUM’
Güneysu ilçesinde heyelan kabusunu yaşayan Bedriye Erdoğan, “Çok yağmur yağdı. Çoluk çocuğumuz daima risk altındaydı. Çok korktuk. Çaylıklar su oldu, aktı. Çok üzüldük, çok ağladık. Eşim çaylıkların oradaydı. Ben de çığlıkları duyunca eşim çamurun altında kaldı zannettim. Allah bir daha göstermesin, beterinden saklasın. Tam çay vakti bölgede. Daha berbatı de olabilirdi. Birçok insanın malı gitti. Cana geleceğine, mala gelsin” diye konuştu.
‘ÇAYLIKLARIN DAİMA KOPTUĞUNU GÖRDÜM’
Çaylıklarının yerinde olmadığını belirten Yakup Erdoğan, “Burada çaylıkların aşağıya geldiği vakit ben bir akrabamdaydım. Buraya geldiğimde çaylıkların daima koptuğunu gördüm. Çok şaşırdık. Bizi Allah korudu. Burada iyi ki yoktuk. Amcamın ve benim çaylığım yerinde yok. Konutumun art tarafında bulunan çaylıklarda yola inecekti fakat meskenim siper oldu onlara. Çok hasarımız var” dedi.
‘ÇAY TOPRAĞIMIZ YERİNDE YOK’
Bölgede çay hasadı vakti olduğunu söyleyen Abdullah Erdoğan ise, “Çok gerilimli bir gündü. Buralar daima aşağıya indi. Tarım topraklarımız çok ziyan gördü. Karşı dağda bulunan çay toprağımız yerinde yok. Çay vakti zati. Bir de üzerine bayram geliyor, herkes gerilimli. Buradaki koşturmaca uzun sürer. Allah beterinden korusun” sözlerini kullandı. (DHA)
Sözcü
