Günümüzde çok sık rastlanan ve çoklukla cinsel temas yoluyla bulaşan rahim ağzı (serviks) kanseri, sinsi ilerliyor. Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Lideri Prof. Dr. Ateş Karateke, hastalıkla ilgili bilinmesi gerekenleri SÖZCÜ HaftaSonu’na anlattı…
Prof. Dr. Ateş Karateke, bayanlara “Kontrollerinizi aksatmayın. Doktora gidin” tavsiyesinde bulundu.
SEBEPLERİ NELERDİR?
Serviks, rahmin alt kısmıdır. Bebeğin rahim içinde durması için gerekli bir yapıdır. Serviks kanseri, HPV isimli virüsten kaynaklanır. HPV ekseriyetle cinsel yolla bulaşan hastalıklar grubundaydı. Fakat araştırmalarda öteki virüslerde olduğu üzere mutasyona uğrayarak temas yoluyla da bulaşabilir olduğunu gördük. Bulaşmanın yüzdesel oranını tam olarak bilmesek de; HPV virüsünü taşıyan bir kişinin kullandığı tuvaleti kullanmak, tuvalet kullanımı sonrası ellerini yıkamayan biriyle tokalaşmak, tıpkı eşyayı kullanmak (iç çamaşırı, mayo) ile de bulaşabilir.
BELİRTİLERİ NEDİR?
Birinci basamakta pek belirti göstermez. Daha sonra, pelvik ağrı yahut vajinadan kanama olabilir. Genital bölgede kabarcığa benzeyen siğiller çıkar. Kimi durumlarda bu siğiller makat da görülebilir. Olağan hücrelerin kanser hücrelerine dönmesi ekseriyetle birkaç yıl alır, PAP Smear testi yapılarak olağandışı hücreler bulunabilir. Ayrıyeten HPV testi de yaptırılabilir.
BULAŞMASI VE ORTAYA ÇIKMASI 15 YIL ALABİLİR
HPV cinsel yolla bulaşan bir virüs olduğu için cinsel ömür hali ile direkt bağlantılı. Erken yaşta cinsel münasebet (21 yaşından önce), çok eşlilik, HPV için yüksek taşıyıcılık riskine sahip. HPV’nin bulaşması ile kanserin ortaya çıkması 10-15 yıla yayılan bir devirde gerçekleşiyor. Rahim ağzı kanser tarama programlarının temel gayesi kanser gelişimini engellemektir. Günümüzde 2 farklı kollayıcı HPV aşısı kullanılıyor. Yapılan çalışmalarda aşıların kanseri yüzde 90 oranında engellediği gösteriliyor. Çocukluk devri için önerilen yaş 11-12 ortası. Çocukluk periyodunda yaptırmamış olanların 26 yaşına kadar kesinlikle aşı yaptırmaları gerekiyor.
TEDAVİSİNDE İKİ PROSEDÜR BULUNUYOR
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Lideri Prof. Dr. Ateş Karateke, rahim ağzı kanseri tedavisinde iki ana yol bulunduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bunlardan birincisi cerrahi tedavidir. Birtakım özel durumlarda farklılıklar göstermekle birlikte, erken evrede standart olarak uygulanan cerrahi metot; rahmin, kanserin yayılması mümkün etraf yapılar ve lenf bezleriyle bir arada çıkartılmasını kapsıyor. Bu hastaların bir kısmına, cerrahiye ek olarak ameliyat sonrasında tek başına yahut kemoterapi ile birlikte ışın tedavisi uygulanması gerekebiliyor. Öteki tedavi biçimi ise; ameliyat yapılmadan hastanın radyoterapi ve sıklıkla eş vakitli verilen kemoterapi ile tedavi edilmesidir. Radyoterapinin öncelikli olarak kullanıldığı tedavi seçeneği, ekseriyetle cerrahinin uygulanamadığı ileri evredeki hastalar oluyor.”
Sözcü
