Boğaziçi Üniversitesi İklim Siyasetleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Levent Kurnaz, iklim değişikliğini durduracak güçlü adımlar atılmazsa Türkiye’nin 2050’ye hakikat müsabakası mümkün tehlikeleri TBMM’de anlattı.

Prof. Kurnaz, “2050 yıllarına geldiğimiz vakit Türkiye’de kişi başına düşen su ölçüsü yaklaşık olarak su kıtlığı düzeyine ulaşacak. Bu su kıtlığının en büyük nedeni ise nüfus ve iklim değişikliği. 2050 yılına geldiğimizde kişi başına yıllık düşen su ölçüsü yaklaşık 800 metreküp olacak. Bu da ülkemizde önemli su kıtlığının yaşanacağını gösteriyor” dedi. İklim değişikliğine bağlı kıyı kısımlarda de hayatın etkileyeceğini belirten Kurnaz, şunları söyledi:

45 DERECE SICAKLIK OLAĞAN OLACAK

– Bu yüzyılın sonunda İstanbul’da sıcaklığın 45 derece olduğu günler göreceğiz. Ve artık 45 derecelik bir sıcaklık bizim için olağan sıcaklık düzeyi olacak. Lakin İstanbul’da sıcaklık düzeyinin 50 derecelerde olacağını da söyleyelim. Tekrar Antarktika’da kopmasını beklediğimiz çok daha büyük buz kütleleri var. Bu buz kütleleri koptuğu vakit İstanbul’daki deniz düzeyi yükseltecek. Bu yükselme ile bilhassa boğazların kıyı kesitlerini çok önemli bir formda etkileyecek.

Boğaziçi Üniversitesi İklim Siyasetleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz

BEŞERLER ÖLMEYE BAŞLAYACAK

– Antalya’da bu yüzyılın sonunda insanların yaşayamayacağı sıcaklıkları görme ihtimalimiz hayli yüksek. Sıcaklığın olduğu yere bir de nemi ekleyecek olursak İnsan bedeninin terlemesine imkan vermeden insan vefatları gerçekleşecek. Bu sürece biz ıslak termometre 35 derece diyoruz. Bu çeşit sıcaklıklara bu yüzyılın sonunda Türkiye’nin güney bölgelerinde sıklıkla rastlamaya başlayacağız. Antalya, Adana ve Mersin üzere bölgelerde ıslak termometre 35 dereceye ulaştığında dışarıda beşerler ölmeye başlayacak.

KARADENİZ’DE FINDIK YETİŞMEYECEK

– Malatya’da şu an da bile kayısı üretimi konusunda zorlanıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda 2 milyon kayısı ağacı kesildi. Yeniden sıcaklığa bağlı Mersin’de narenciye bitiyor. Sıcaklık artışı bu halde devam ettiği sürece Çukurova’da pamuk tarımı yapamayacak hale geleceğiz. Tıpkı vakitte şu an Karadeniz’de fındık yetişen yerlerde fındık yetiştiremeyeceğiz.

– Ülke olarak bizi çok büyük bir bela bekliyor Ülkemizde Orta Anadolu’da tarım yer altı suyu ile yapılıyor. Yeraltı suyunun geçtiğimiz yıllar içerisinde yer yer düştüğü biliyoruz. Bu durum iklim değişikliği ile birlikte tarımında çok makus etkileneceğini gösteriyor. Tekrar sıcaklığa bağlı turizmde önemli kayıplar yaşayacağız. Şu an 35 derecelerde ülkemize turist gelip yaşayabiliyor lakin hava sıcaklığı 48 dereceyi bulduğunda turistler gelip ülkemizde yaşamayacak.

ET VE SÜT TÜKETİMİNİ AZALTMALIYIZ

– Öncelikle şahsî hayatımızda özel araç kullanımını bırakmak zorundayız. Et ve süt eserlerini tüketmeyi azaltmalıyız. Ayda 500 gram kıyma ile yaşayan insanların bir şey yapmasını beklemiyoruz. Lakin günde üç öğün et yiyen şahıslar tüketimini asgarî düzeye indirmeli. Yeniden gereksiz alışveriş yapmaktan kaçınmalıyız. Üstümüz de var kıyafetlerle yaşamayı öğrenmeliyiz. Tıpkı vakitte İstanbul’da yaşayan vatandaşların İstanbul’dan öbür yere taşınmaları gerekir. Bunları yapmadığımız surece her geçen gün daha büyük problemlerle karşılaşacağız. (DHA)

Sözcü