Çekirgelere yönelik çalışmalarıyla tanınan Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Anabilim Kolu Lideri Prof. Dr. Ali Satar, iklim değişikliklerinin biyolojik çeşitliliğin de hayatlarında değişime yol açacağını söyledi.

İklim değişikliği ile ortaya çıkan kuraklığın şuurlu uğraş edilememesi ve kimi canlıların tarım topraklarından uzaklaştırılmasının çekirgelere rahat hareket etme yeri oluşturacağını anlatan Prof. Dr. Satar, BM Besin ve Tarım Örgütü’nün bu yıl için dikkat çektiği çekirge istilasının Afrika’dan başlayıp, İran, Suudi Arabistan, Çin ve Hindistan’a kadar ulaşmasının öngörüldüğünü kaydetti.

Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Ali Satar  FOTO: DHA

ZİRAÎ ESERLERDE YÜZDE 50 KAYIP

Prof. Dr. Satar, çekirge istilasının olduğu ülkelerin önemli risk altında olduğunu söyledi. Çekirgelerin istila ettikleri topraklarda yüzde 50 eser kaybına yol açabileceğini anlatan Prof. Dr. Satar, “Çekirgeler sürü halinde gittikleri bölgeleri istila ediyorlar. Bunların da bulundukları topraklardaki ekili olan ve insanın tüketebildiği her şeyi yiyorlar. Bu da tedbir alınamaması halinde çekirgelerin istila ettikleri bölgelerde yüzde 50 ziraî eser kaybı manasına geliyor. Kuraklık olan bir devirde ziraî alanlarda da randıman kaybına yol açarak önemli sıkıntılara neden olabilecek bu çekirge istilasının önlenmesi noktasında Besin ve Tarım Örgütü ve ikaz yapılan ülkelerin gayret etmesi gerekiyor” diye konuştu.

TÜRKİYE’YE GELİRSE FELAKET YAŞANIR

Prof. Dr. Ali Satar, BM Besin ve Tarım Örgütü tarafından yapılan çekirge istilası ikazının Türkiye’yi kapsamadığını lakin ilerleyen süreçte iklim değişikliğinin devamı halinde bu riskin de ortaya çıkabileceğine dikkat çekti. Türkiye’de mevsimsel yağışların olmaması ile oluşan kuraklığın ziraî topraklardaki canlı çeşitlerinin hayatlarını sürdürmek için farklı alanlara yönelmesinin mümkün olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Satar, şöyle konuştu:

“Önlem alınmaması ve iklim değişimine bağlı kuraklığın yaşanması halinde Türkiye, çekirge istilası tehdidi ile karşı karşıya kalabilir. Şu anda ülkemizde çoklukla Fas ve İtalyan çekirgesi cinsleri görülüyor. Afrika çekirgesi çeşidi daha fazla ziyan veren ve daha fazla ziraî kayba yol açan bir cinstir. Bu açıdan bakıldığında Afrika çekirgelerinin ülkemize gelişi ve mümkün istilası Türkiye’de felakete yol açar. Bu türlü bir istila olursa ziraî manada Türkiye’de felaket yaşanır.”

DRONLARLA GAYRET ÖNERİSİ

BM Besin ve Tarım Örgütü’nün çekirge istilası ile müşahedelerini riski altındaki ülkelere aktardığını ve bu ülkelerin de çeşitli çabalar verdiğini söz eden Prof. Dr. Satar, “En değerli çaba bana nazaran çekirgelerin bulunduğu alanlarda başka canlı cinslerinin varlıklarını sürdürmeleri sağlanmasından geçiyor. Bunun dışında ilaçlı gayret, toprak ve yerdeki öbür canlılara ziyan verip, biyolojik çeşitliliğe ziyan veriyor. Bana nazaran hem tabiattaki canlıları korumak hem de çabayı daha tesirli kılmak için havadan dronlar kullanılarak ilaçlama yapılmalıdır. Dronlarla havadan yapılacak yağ bazlı ilaçlama sistemi ile çekirge havada etkisiz hale getirilecek, böylelikle topraktaki öteki canlılar da korunmuş olacaktır” dedi.

TÜRKİYE’DE DE ÇEKİRGE SAYISI ARTABİLİR

Prof. Dr. Ali Satar, Türkiye’de de bu yıl çekirge sayısında artış olabileceği ikazında bulundu. Çekirgeler ile uğraş kullanılan ilaçlama prosedürünün tabiattaki yılan, fare ve böcek cinslerine ziyan verdiğini ve bunun doğal dengeyi olumsuz etkilediğini lisana getiren Prof. Dr. Satar, şöyle konuştu:

“Bu nedenle Türkiye’de bu yıl çekirge sayısının daha fazla olabileceğini öngörüyoruz. Bilhassa Hatay, Şanlıurfa, Bingöl’de geçen yıl çekirge istilaları yaşanmıştı. Yeniden Ege Bölgesi’nde kimi yerlerde misal durumlarla karşılaşıldı. Riskli olarak görülen bölgelerde çiftçilerimizin topraktaki canlılara dokunmaması gerekiyor. Zira bu canlılar ekili alanlara ziyan veren çekirgeler ile doğal bir savaş yürütüyorlar. Bu canlıların azalması, çekirgelerin sayısının artması ve vereceği zararın çoğalması manası taşıyor. Yeniden bu alanlarda ördek ve keklikler ile verilecek çaba çekirgelerin yayılımını ve tesir alanını minimum seviyeye indirecektir. Bunun dışında çekirgeler yumurtalarını tarla kenarlarına toprağın birkaç santim altına bırakıyor. Bu noktada da en büyük misyon çiftçilere düşüyor. Çiftçiler tarlalarını sürerken, yerlerinin yola yakın kısımlarını da sürerse, çekirgelerin toprak altına bıraktıkları yumurtaları yüzeye çıkacaktır. Toprak yüzeyine çıkan bu yumurtalar da topraktaki böcekler tarafından tüketilerek ya da soğuk havada oluşacak don ile çatlayarak üremesi önlenecektir. Çiftçilerimizin topraklarını bu biçimde sürmesi de çekirge ile çabada kıymet arz ediyor.” (DHA)

Sözcü