HDP Eş Genel Lideri Pervin Buldan, partisinin küme toplantısında konuştu. Pervin Buldan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir TV kanalındaki röportajı sırasında gösterilen fotoğraflar hakkında açıklamada bulundu. Fotoğrafların AKP iktidarı tarafından bölücü terör örgütü PKK’ya silah bıraktırma teşebbüsünün yapıldığı tahlil sürecinde çekildiğini anlatan Buldan şunları söyledi:
ZİRVEMİZDE İHA’LAR UÇUYORDU
– Bir kezinde Kandil’de görüşme gerçekleştirdiğimiz sırada, dışarıda yaptığımız görüşme esnasında üzerimizde iki İHA dolaşıyordu. İki İHA biz o görüşmeleri yaptığımız esnada zirvemizde dolaşıyordu. Ankara’ya döndüğümüzde sorduk “Sizin güvenliğiniz için uçuyorlardı” dediler. Kandil görüşmelerini devletin güvenlik hedefli uçurduğu İHA’ların altında gerçekleştirdik.
– Bütün bunlar devletin kayıtlarında mevcuttur. Zira her yaptığımız görüşme, Kandil’deki görüşme de hükümetle ve devletle yaptığımız görüşme de İmralı’da yaptığımız görüşmeler de kayıtlarda mevcuttur. Ben ne bir fazlasını ne bir eksiğini söylemiyorum, anlatmıyorum.
ERDOĞAN UMUTLA BEKLİYORDU
– Soylu efendi bak, iyi dinle bunları! Sana o fotoğrafın öyküsünü de anlatayım. Kandil fotoğrafları PKK’den silahları bırakacaklarına dair mektupları aldığımız ziyaretlere aittir Soylu Beyefendi. İki gün evvel bir TV programında gösterdiğin fotoğraflar… Öcalan’ın Kandil’e PKK’ye, Türkiye’ye karşı silahları bırakma davetinin yapıldığı ya da davetinin yapılacağı ve bizim o mektubu götürdüğümüz, mektuplar üzerinde konuşulan imgelerdir. Onların fotoğraflarıdır. Senin genel liderin Erdoğan da heyecanla bu mektubun Türkiye’ye nasıl döneceğini ve bizim bu mektuba karşılık olarak Türkiye’ye neler getireceğimizi heyecanla, umutla bizlerden bekliyordu.
O MEKTUPLARI İLGİLİLERE TESLİM DE ETTİK
– Biz o mektupları getirdik. İlgililere teslim de ettik onlar da arşivlerde, kayıtlarda mevcuttur. İsteyen istediği vakit o mektupları da devletin yetkililerinden isteyebilir. O fotoğrafları Kandil’dekiler çekti. Artık bize diyorlar ya “Gitmişler orada uzunluk boy fotoğraflar çekmişler” diye. Bir kez oraya gidince İmralı’ya gittiğimiz üzere elimizde telefon yok, telefon götürmek oraya da gidince de yasak İmralı’ya gidince de yasak. Fotoğraf çekebileceğimiz bir makine yok. Çekilen hiçbir fotoğrafı biz çekmedik. Kandil’deki fotoğraflar üzerinden belirli bir vakit geçtikten sonra basına yansıdı. Lakin öbür bir fotoğraf var tabi İmralı’da çekilen bu fotoğraf. Artık bu fotoğrafı kim çekti ve bu çekilen fotoğrafı bize kim verdi. Soylu bunu araştırsın.
KİMİN NEREDE OTURACAĞINI BELİRLEYEN ERDOĞAN’DIR
– Bu da Dolmabahçe mutabakatının fotoğrafı. Bunu da biz çekmedik. Bunu da oradaki yetkililer çekti. Her üç fotoğraf üzerinden de bu çağrıyı İçişleri Bakanı’na yapıyoruz; Her üç fotoğrafın da maksadı birebirdi ve kimler tarafından çekildiği de açık ve net olarak ortadadır. O Dolmabahçe Mutabakatı’nın açıklandığı gün ince bir detay var. O salonda kimin nerede oturacağını belirleyen bile şahsen Erdoğan’dır! Artık bu gerçekleri bir tarafa bırakıp iftira ve palavralara sarılarak algı operasyonlarıyla sorumluluktan kurtulacağınızı sanıyorsunuz çok büyük yanılıyorsunuz.
TAHLİL SÜRECİNDE CENAZE GELMEDİ
– O süreç halklarımızın geleceği için, vücutların toprağa düşmemesi için fedakarca yürütülen bir süreçti. Bugün de olsa hiç tereddüt etmeden tıpkı fedakarlığı yapmaya devam edeceğimizi bir sefer daha tabir etmek istiyorum. Kâfi ki tek bir insanımızın bile burnu kanamasın. Bırakın ömrünü yitirmesini tek bir insanımızın tırnağına taş değmesin diye biz bu fedakarlığı yapmaya hazırız. Ne keyifli bize ki üç yıl boyunca tahlil sürecinde cenaze gelmedi. Yürüttüğümüz onurlu duruş vardı, biz bu onurlu duruşun gerisindeyiz. Tahlil sürecinde bize vaat ettiklerinizi yeri ve vakti geldiğinde açıklayacağız.
Sözcü
