Geçtiğimiz yıl yazdığı ‘İncirin İçindeki Arı’ şiir kitabıyla Türkiye’nin esaslı edebiyat ödüllerinden olan Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü alan Mehtap Meral bir koltukta birçok karpuzu muvaffakiyetle taşıyan sanatkarlardan biri…  Müzik ve şiire olan ilgisi çocuk yaşta anne ve babasının türküler ve Nazım Hikmet sevgisiyle aşılanan Meral, müzik öğretmenliği yaptı… Albümler, besteler ve şiir kitapları yazdı… Meral, “Müzik bizim yaşama sebebimiz. Bizim için bunun maddi karşılığı yok zati. Bu ülkenin müzisyenleri ülkenin iyi kalpli meczupları. Yoksa bu kadar hor görülüp yok sayılıp hâlâ müzik yapmaya devam etmek nefis bir mecnunluk hali” diyor…

– Mehtap Meral’in öyküsü nerede başladı?

Ankara doğumluyum. Müzik eğitimine Ruhi Su Vakfı’nda başladım. Ruhi Su Dostlar Korosu’ndaydım. Çok değerlidir benim için.  Sonra Marmara Üniversitesi Müzik Eğitimi keman ana sanat kısmından mezun oldum. Öğretmenlik yaptım. Müzik ve şiir hayatımda daima vardı…

Mehtap Meral, Hande Zeyrek’in sorularını yanıtladı. “Müzik tutkum dedemden geçmiş” dedi.

– Aileden mi geliyor müzik tutkusu?

Babam Sivaslı, annem Erzincanlı. Personel çocuğuyum. Bağlamanın başköşede olduğu ailelerden biriydik. Dedem çok hoş türkü söyler ve kaval çalarmış. Ondan geçmiş olabilir bendeki müzik tutkusu. Bir duruşu olan, ülke meselleriyle her vakit ilgili bir ailede yetiştim. Daima müzikçi olmak istiyorum dermişim. Yazı da o denli benim için. Ulusal bayramlarda yazdığım dörtlüklerle başladım şiire. Babam da şiir severdi. Nazım Hikmet, Hasan Hüseyin Korkmazgil şiirleri de okurdu. Müziğin de şiirinde his olarak içine doğdum.

– Müzik ve şiir insanı özgürleştirir mi?

Özgürlük gereksiniminden doğar bence. Varmanın hiçbir vakit mümkün olmayacağı seyahatlere inanırım ben. Yol daima devam edecek ve ben de daima öğrenci olacağım ve aramaya devam edeceğim.

– Türkiye’nin esaslı edebiyat ödüllerinden Yunus Nadi Şiir Mükafatı size ne hissettirdi?

Şiiri çok seviyorum ve inanıyorum ki o da beni çok seviyor. Ödül ise hayatımın en gururlu anlarından biridir. Bana yola devam et, pes etme diyen anlardan bir tanesi oldu. Dünya hoş bir yer olsa ben neden müzik söyleyip şiir yazayım. Yazmak ve müzik söylemek benim ilacım. Sakladığım her şeyin bir çığlığı.

Bayanların özgür olması yasaklandı

– İncirin İçindeki Arı şiir kitabında His Asena’ya hitaben bir şiiriniz var…

Bu ülkenin bayanlarının His Asena’ya borcu var. İncir ağaçları çok esaslı ağaçlardır. O şiiri ‘Yaşa His incir olarak” diye bitiriyorum. O da incir ağacı üzere kökünü saldı ve bize çok şey öğretti.

– Kendinizi yiğit hissediyor musunuz?

Tehlikeli olacak kadar merdim. İnandığım şey için korkmadan uçurumdan atlayabilecek bir bayanım. Bu ülkede bayan her şey olur, seksi ve akıllı olamaz, müsaade vermezler. Bayanların bu topraklarda özgür olması yasaklanmıştır.

Mehtap Meral, “İncirin İçindeki Arı” kitabıyla ödül aldı.

Hoş ve iyi olmayan her şeyle yüzleşelim

– Müzisyenler için siyah maske ve oturma hareketi başlatmıştınız. Durum daha sıkıntı bir hal almadı mı?

Bizler için maalesef hiç umut ışığı yok. Müzisyenler, karınlarını doyurmak için enstrümanlarını satacak duruma geldi ve bu kimsenin umurunda değil. Sanatkarın etliye sütlüye dokunmaması istenir fakat benim her vakit siyasete ilgim oldu. Görmeden yaşayamazsınız, görmeyen sanatçı olmaz. Ben bir Cumhuriyet bayanı olarak bu ülkenin sanatkarının refah içinde yaşamasını istiyorum.

– Toplumun şu süreçte sanatsız kalmasına ne diyorsunuz?

İlhan Berk’n bir dizesi var, ‘Cumhuriyet’in birinci günleri üzereydi yüzün’ der. Bu cümleyi kurabilir misiniz şu an? Ben o denli bir aydınlık yüz görmüyorum. Yüzleşmek değerlidir. Hoş olmayan, iyi olmayan her şeyle yüzleşelim. Evvel kendimizle başlayalım. Evvel kendi konutumuzun önünü süpürelim. ‘Ne gelir elimizden insan olmaktan başka’ diyor ya Edip Cansever. Evvel iyi bir insan olmayı becerelim. Zira Gülten Akın’ın dediği üzere; “İnsan sorumluluktur…”

Sözcü