İYİ Parti Küme Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Erdoğan’ın muhalefete yönelik “Ülkenin idaresine talip olduklarını söylemekten vazgeçmelerinin kendileri için daha iyi olacağını da hatırlatmak istiyoruz” sözlerini eleştirerek, “Milletin oylarıyla şanlı meclise girmiş partileri tehdit etmek, demokratik bir ülkede yaşanacak bir olay değildir. Ulusal irade lafını lisanından düşürmeyen Sayın Erdoğan’ı, ulusal vicdanda karşılık bulmayan kelamlarından ötürü, şahsen milletten özür dilemeye davet ediyorum” dedi.

İYİ Parti Küme Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu Meclis’te yaptığı basın toplantısında gündeme ait açıklamalarda bulundu.

“MİLLİ İRADEYE YAPILABİLECEK EN BÜYÜK SAYGISIZLIKTIR”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Erdoğan’ın muhalefete yönelik ‘Ülkenin idaresine talip olduklarını söylemekten vazgeçmelerinin kendileri için daha iyi olacağını da hatırlatmak istiyoruz.’ tabirlerini eleştiren Dervişoğlu şu sözleri kullandı:

* Milletin oylarıyla aziz meclise girmiş partileri tehdit etmek, demokratik bir ülkede yaşanacak bir olay değildir. Muhalefete parmak sallayıp, ‘Ülkenin idaresine talip olduklarını söylemekten vazgeçmelerinin kendileri için daha iyi olacağını da hatırlatmak istiyoruz’ demek, demokrasiye, hukuka, ve en değerlisi de ulusal iradeye yapılabilecek en büyük saygısızlıktır.

“BİZZAT MİLLETTEN ÖZÜR DİLEMEYE DAVET EDİYORUM”

* ‘Korkudan Cumhurbaşkanı adaylarını bile açıklayamıyorlar’ sözü de, inşa ettikleri endişe imparatorluğunun bilinçaltında oluşturduğu hezeyanın lisana dökülmüş halidir. Cumhurbaşkanının kullandığı bu kutuplaştırıcı zehirli lisan, maalesef parti sözcülerine de sirayet etmiş ve meclis konuşmalarına yansımaya başlamıştır. Ulusal irade lafını lisanından düşürmeyen Sayın Erdoğan’ı,  ulusal vicdanda karşılık bulmayan kelamlarından ötürü, şahsen milletten özür dilemeye davet ediyorum”

“CUMHUR İTTİFAKI TARİHTE ARTIRIM İTTİFAKI OLARAK ANILACAKTIR”

Arka arda gelen artırımları da eleştiren Dervişoğlu, “Cumhur İttifakı, tarihte Artırım İttifakı olarak anılacaktır” dedi. Dervişoğlu, kelamlarına şöyle devam etti:

* Bilindiği üzere, doğalgazda Ekim tarifesinde sanayi ve elektrik üretim santralleri için yüzde 15’lik artırım yapılmıştı. Akaryakıta dün gece yarısından geçerli olmak üzere 26 kuruş artırım, Motorine ise 35 kuruşluk artırım yapıldı.

* Ziraî girdi maliyetleri de artırım üzerine artırım ile yükselmeye devam etmektedir…Son yapılan artırımlarla gübrede yıllık fiyat artışı yüzde 150’lileri bulmuştur.

* Tarım ilaçları yüzde 60, besi yemi yüzde 53, süt yemi yüzde 55, zirai ilaç fiyatları ise yüzde 80 oranında artmıştır. Tüm bu artırım furyasının tesiriyle birlikte girdi maliyetleri artacak, üretim darbe yiyecek, enflasyon daha da yükselecektir.

“İKTİDARA SORUYORUZ UÇAKLAR NEREDE?”

Türkiye’nin F-35 savaş uçağı için ABD’ye ödediği 1,4 milyar doların akıbetini de soran Dervişoğlu, şunları belirtti:

* Bildiğiniz üzere, Türkiye F-35 savaş uçağı alabilmek için ABD’ye 1,4 milyar dolar ödeme yapmıştı. ABD, Türkiye’nin parasını ödeyerek satın aldığı uçakları teslim etmedi ve kendi hava kuvvetlerinin envanterine kaydetti.

* İktidara soruyoruz uçaklar nerede? Yok! Pekala F-35 uçakları için ödediğimiz para nerede? Yok! 27 Haziran 2019 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan bir açıklama yapmıştı, demişti ki; “F-35 projesi için gerekli parayı ödedik.

* Şayet yanlış bir atakta bulunurlarsa sıkıntıyı memleketler arası tahkim mahkemesine götürürüz. Şimdiye kadar yaptığımız ödemeleri geri isteriz”. O yanlış atılım akabinde 2 yıldan fazla vakit geçti Sayın Erdoğan. Türk Milletinin hakkını ve hukukunu savunmak için daha neyi bekliyorsunuz?

“YAZIK DEĞİL Mİ BU ÜLKENİN KAYNAKLARINA?”

Türkiye’nin F-35 savaş uçakları ve Rusya’dan alınan S-400 hava savunma sistemleriyle 3,9 milyar dolar ziyana uğratıldığını vurgulayan Dervişoğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:

* Türkiye, bir yandan 1,4 milyar dolar ödediği F-35 programından uzaklaştırılırken öte yandan 2,5 milyar dolar ödeyerek satın aldığı S-400 hava savunma sistemini aktive etmemiş, münasebetiyle 3,9 milyar dolar ziyana uğratılmıştır.

* Artık de ABD’den 40 adet F16 alma talebinde bulunmuşsunuz. ABD ile kriz yaşandığında F16 yada F35, Rusya ile kriz yaşandığında aktive edilemeyeceğini bile bile S400 almak zorunda mıyız? Yazık değil mi bu ülkenin kaynaklarına? İşte bu savrulmanın ve bu baş karışıklığının Türkiye’ye şu ana kadar olan bilinen bedeli 4 milyar dolar.

* Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Türkiye, ne istediğini bilmeyen, ne hedeflediğini bilmeyen, nereye gittiğini bilmeyen daha doğrusu yönetilemeyen bir ülke pozisyonuna düşürülmüştür. Bu ucube sistemin bedelini Türk milleti ödemektedir.

Sözcü