Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce, Memleket Buluşmaları programı kapsamında Adana’ya geldi. Partisinin Çukurova İlçe Başkanlığı’nın açılışını yapan İnce, “Şimdi bu ülkenin bereketli topraklarında, Çukurova’da yakında mayısta buğday hasadı başlayacak. Bu bereketli topraklardan bir kere daha uyarıyorum ülkeyi yönetenleri. Besin problemimiz bu türlü giderse derinleşecek, güç meselemiz derinleşecek, su meselemiz derinleşecek, ilaç problemimiz derinleşecek. Dördünde de kriz yaşayacağız” sözlerini kullandı.

Dünkü basın toplantısında yaptığı açıklamalara yönelik atılan manşetleri düzelterek konuşmasına devam eden İnce, şunları söyledi:

“LAFLARIMI ÇARPITMAYIN”

* Dünkü basın toplantılarında yanlış manşetlerle duyurulan iki mevzuyu evvel bir düzelteyim. Bunlardan birisi ‘ben o 6’lı masada olsaydım orayı dağıtırdım’ manşeti bu türlü atıyorlar. Niçin lafımı yanlış, yarım yazıyorlar onu anlamadım.

* Cümlemi tekrar ediyorum, Adana’daki lokal basına da güveniyorum. O 6’lı mutabakatta Atatürk yok, laiklik yok onun için dağıtırım dedim. Atatürk olmayan her yeri dağıtırım, uzlaşmaya varmam. Bir defa burayı bir düzeltelim. Orada neden Atatürk yok, onu söyledim. Lafımı eksik yazmışlar.

* İkincisi ‘İktidarın Rusya – Ukrayna Savaşı’na Muharrem İnce’den destek’ o denli demedim. Bakın düzgün yazın tekrar söylüyorum.

* İstikrar siyaseti ya da etkin tarafsızlık siyaseti ismine ne derseniz deyin. 1940’da İsmet Paşa 2. Dünya Savaşı’na girmemek için bu politikayı uyguladı. ‘Önce İsmet Paşa’dan bir özür dileyin’ dedim. Burayı yazan yok. Özgür bir medya, konuşan bir üniversite, konuşan bir sivil toplum bunlar olmadan olmaz. Tekrar söylüyorum laflarımı çarpıtmayın.

“YAKINDA SU VE İLAÇ SORUNU GELİYOR”

Türkiye’nin yakında su ve ilaç sorunuyla karşı karşıya kalacağını lisana getiren İnce, şöyle devam etti;

* Geldiğimiz noktada besin sorunumuz var, inançlı besin sorunumuz var, güç sorunumuz var. Yakında su sorunumuz olacak ve yakında yeniden bir ilaç sorunumuz olacak.

* Dört mevzu; besin, su, güç, ilaç. İhtar misyonumuzu Memleket Partisi olarak Türkiye’yi karış karış gezerek yapıyoruz. Yakında su sorunu geliyor. Su kanunu çıkmazsa önemli bir su sorunu yaşayacağız.

“GÖBEK ATMADIKLARI KALDI”

* Enerjimizde dışa bağımlıyız. Savaştaki Ukrayna’dan, savaştaki Rusya’dan ayçiçeği gelecek diye, buğday gelecek diye göbek atmadıkları kaldı, havai fişeklerle karşılayacaklar. Yazık günah değil mi? Bak bu ülkenin en bereketli topraklarındayız, Çukurova’dayız.

* Ne yazık ki anlayamadıkları yer şurası; buğday da, şeker pancarı da, ayçiçeği de, pamuk da birebir vakitte bir silahtır silah. Tıpkı vakitte savaş anında, kıtlık anında bunlar bir silahtır. Bunu anladıkları gün iş işten geçmiş olacak, bunu öğrenemediler.

“ONLAR SEKRETER, BAKAN DEĞİL”

* Tarım Bakanı falan değişmiyor yanlış anlamayın, o denli büyük hayaller beklemeyin. Tarım Bakanı birebir kişi arkadaşlar. Güç Bakanı, Tarım Bakanı, Ulusal Eğitim Bakanı, Adalet Bakanı birebir kişi bir kişi; Recep Tayyip Erdoğan.

* Bakan falan değişince bir şey olmayacak yani. Onlar sekreter, bakan falan değil. Evvelden deve dişi üzere bakanlar vardı, onlar bitti, onlar yok. Her şeye Erdoğan karar veriyor bu ülkede. Yasama o, yürütme o, yargı o.

“AKILLI EVLATLARA ‘GİDİN’ DİYOR, 250 BİN DOLARI VERENE VATANDAŞLIK VERİYOR”

* Biz 100 yıllık bu Cumhuriyet’te şu unsurla büyüdük; ‘Beni Türk doktorlarına emanet edin’ Artık geldiğimiz nokta ‘gidebilirsiniz, buyurun gidin’ diyor. Ben de bir tweet attım çok beğendi millet. ‘Doktorlara gidin diyeceğine sen doktora git’ dedim.

* Bakın hekimler kimdir? Bu memleketin akıllı evlatlarıdır. Bizim çocuklarımız bunlar, bizi tedavi edecekler. Çocuklar, öğrencilerim gitmek falan yok, nereye gidiyorsunuz ya bu memleket bizim. Bir arada kalkındıracağız bu memleketi.

* Memleketin akıllı evlatlarına ‘çekin gidin’ diyor, 250 bin doları verene vatandaşlık veriyor. Suriyeliye vatandaşlık verecek, Afganlara vatandaşlık verecek, 250 bin dolara mesken alan birine vatandaşlık verecek. Kendi evlatlarımızı göndermeye çalışıyor. Çocuklar gitmek yok, geçecek bu günler merak etmeyin, çözeceğiz biz bu işi.

“GAZİANTEP’TEN ADANA’YA GELENE KADAR HESAP ŞAŞIYOR”

* 2021 yılında 739 bin ayçiçeği ve 821 bin ton ham yağ ithalatı yapmışız. 1.5 milyar dolar para vermişiz. Yazık günah. Türkiye’de tarımda 4 milyar litre mazot kullanılıyor, 25 liraya yaklaştı mazot, 10 lirasını devlet karşılasa 40 milyar TL yapar. 14’e bölsen gerçi hesap yapamıyoruz artık.

* Bir hesap yapıyorum Gaziantep’te, Adana’ya gelene kadar şaşıyor. 14,68, 14,88 oluyor, bütün hesaplar alt üst oluyor. Benim matematik bile yetmiyor buna, Recep’in ki hiç yetmez zati. 3 milyar dolar para yapar. 3 milyar doları Türk çiftçisine versen ne ayçiçeği dileneceğiz ne buğday dileneceğiz. 3 milyar doları Türk çiftçisine vermiyor, 50 milyar dolar parayı Suriyelilere veriyor.

“ENFLASYONDA NEREDEN NEREYE”

* Nereden nereye diyordu. 2002’de iktidara geldiklerinde enflasyon 29,7. 2022 Şubat ayında yalancı TÜİK’in enflasyonu bile 54,44. Bakın ekmezsen dikmezsen, tarlayı sürmezsen sorunu çözemezsin. Bu iktidar da bu muhalefet de marketten başlıyorlar.

* Biri diyor stokçular, öbürü marketlere mektup yazıyor ucuza ver, gelince hallederiz diyor. Oğlan Almanya’dan gelecek, para getirecek vereceğim diyor. Sorunu bilmiyorlar. Sorun rafta değil, sorun tarlada. Öğrenemediniz bunu.

“BUĞDAY ÜRETİMİN ARTMIYOR AZALIYORSA AÇ KALIRSIN”

* 2002 yılında Türkiye Cumhuriyeti 19,5 milyon ton buğday üretmiş. 2021, 17 milyon 650 bin ton üretmiş. Şayet 20 yılda nüfus artmasına karşılık, 5 milyonda Suriyeli olmasına karşılık senin buğday üretimin artmıyorsa, azalıyorsa sen aç kalırsın aç. Rusya’dan gemi gelsin diye yalvarırsın.

* Evvel ekeceksin, evvel ektireceksin, mazotu ucuza vereceksin, tohumu ucuza vereceksin, gübreyi, ilacı ucuza vereceksin. İkisi de marketçi bunların, işin sonundan başlıyorlar. Düğmeyi yanlış iliklersen üst kadar yanlış masraf.

“ÜRETİM OLMADAN OLMAZ”

* GSMH’nin yüzde 1’i tarıma verilecekti, kanun var bu hususta. Dinleyen yok. Yalnızca tarım bölümünde örümcek ağı teoremi vardır. Örümcek ağı teoremi şudur; eserin üretimi yüzde 10 azalırsa, 100 üreteceğine 90 üretirse, bunun fiyatı iki katına çıkar. 5 liraysa 10 lira olur. Bir tek tarımda böyledir. Bunu bilmeyecek kadar bilgisiz beşerler bunlar. Bilgisiz diyorum sonra mahkemeye veriyorlar. Bunu bilmiyorlar zira. Üretim olmadan olmaz. Boşuna söylemiyoruz ne Cumhur ne Millet tek yol Memleket diye.

“HERKESE TASARRUF VAR, TBMM’YE CUMHURBAŞKANLIĞI’NA YOK”

* 2021’de Türkiye iktisadı yüzde 11 büyüdü, tarım yüzde 2,2 küçüldü. Ulusal gelirde tarımın hissesi Erdoğan iktidara geldiğinde yüzde 12’ydi, bugün Türkiye’de tarımın hissesi yüzde 6’nın altında. Tasarruf genelgesi yayınlıyor. İki yer hariç. TBMM’ye tasarruf yok. Cumhurbaşkanlığı’na tasarruf yok. Herkese tasarruf var, bak millet otomobilleri çalıştıramamış, çiftçi deposuna mazot koyamamış, herkes tasarruf ediyor. Lakin parlamento ve Cumhurbaşkanlığı hariç, genelge bu türlü.

“BİR DEFA DAHA UYARIYORUM”

* Artık bu ülkenin bereketli topraklarında, Çukurova’da yakında mayısta buğday hasatı başlayacak. Bu bereketli topraklardan bir sefer daha uyarıyorum ülkeyi yönetenleri. Besin sıkıntımız bu türlü giderse derinleşecek, güç sıkıntımız derinleşecek, su sıkıntımız derinleşecek, ilaç sıkıntımız derinleşecek. Dördünde de kriz yaşayacağız.

“HAYVAN YEMİNE KOTA İNEKLERE REJİM YAPTIRACAKLAR”

* Uyarıyorum; hayvan yemine kota getirmeyi düşünüyorlar, ineklere rejim yaptıracaklar. Sen 1 kilo yiyeceksin diyecek, yarın 750 gram. Danalara diyet yaptıracaklar ya. Ve sonra çıkıp şunu derlerse şaşırmayın. Danalar çok yağlanmasın, sizin sıhhatinize ziyan vermesinler diye diyet yaptırdık derler. Oraya gidiyor bu iş.

* Bakın uyarıyorum. Ukrayna’ya, Rusya’ya muhtaç kalmamak için, bir bu tarımda ithalat işinden vazgeçin. Bu tarımda ithalat sopasını çiftçiye kullanmayın, çiftçiyi destekleyin. Bakın buğday ihalesi yaptınız geçen sene Türk çiftçisinden 2,25’den aldınız. Ukraynalı’dan artık 6 liraya alıyorsunuz.

“SULAMA YATIRIMLARINI TAMAMLAYIN”

* Bakın buğday ihalesi yaptınız geçen sene Türk çiftçisinden 2,25’den aldınız. Ukraynalı’dan artık 6 liraya alıyorsunuz. Yazık günah. 6 lirayı Ukraynalıya vereceğinize 6 lirayı Adanalı Ahmet Amcaya verseydiniz de seneye daha çok ekseydi. Sulama yatırımlarını tamamlayın diyorum. Tekrar söylüyorum. GAP dedim KOP dedim Bunları tamamlayın diyorum. Sulama yatırımlarını tamamlamazsanız başımız belaya girer su sorunu yaşarız.

“KOPYA ÇEKMEK SERBEST”

* Memleket Partisi’nin şu an yeni kurulan bir parti olduğu için projelerinden yararlanabilirsiniz. Bütün partilere sesleniyorum. Kopya çekmek özgürdür. Alın kullanın bunları, teşekkür ederiz biz size. Proje bizimdir demeyiz, her geçen gün projemizi ben açıklıyorum, iki ay sonra bir öteki parti açıklıyor. Teşekkür ediyorum bu ilgilerinden ötürü. Tekrar söylüyorum bakın, bundan çok mutluyuz biz. Kıymetli olan memleketin problemlerinin çözülmesidir.

“YANLIŞ ANLAMIŞLAR”

* Su sorunu diyerek, hazine toprağı diyerek anlattık ancak yanlış anlamışlar, eksik anlamışlar. Tarım envanterini bir an evvel çıkarın, Türkiye’nin elinde ne var ne yok bir görelim. Eser planlamasına bir an evvel geçelim. Nerede, ne kadar, hangi eserden ekeceğiz bunu bilelim. Adana’da ne kadar ekeceğiz, Kahramanmaraş’ta ne kadar ekeceğiz, Gaziantep’te ne ekeceğiz, Konya’da ne ekeceğiz, Edirne’de ne ekeceğiz bunu bilelim. Bir envanterimiz olsun.

“ÇİFTÇİYE DOLARLA ESER GARANTİSİ VERECEKSİN”

* Eser garantisi vereceksin çiftçiye kardeşim eser garantisi. Hastane yapan müteahhitte hasta garantisi veriyor musun, veriyorsun. Köprü yapan müteahhitte geçme garantisi veriyor musun, veriyorsun. Havaalanı yapana uçma garantisi veriyor musun, veriyorsun. Çiftçiye niçin vermiyorsun? Hem de dolarla vereceksin dolarla.

* Çanakkale Köprüsü’ne artırım geldi mi, geldi. Nasıl geldi, daha geçmeden geldi. Bakın bugün Çanakkale Köprüsü’ne sabah girseydin, yolun ortasında artırım gelmişti. Övündüğün bütün hizmetlerin dolarla. Çiftçiye de alım garantisini dolarla vereceksin. Ha aç kalmak istemiyorsan. Aç kalırım diyorsan verme. Daima düşer buğday üretimi, gemi beklersin Karadeniz’de, İstanbul Boğazı’nın girişinde.

“UCUZ ET YEMEK İSTİYORSAN BUNLARI YAPACAKSIN”

* Büyükşehir Yasası tarım alanlarını mahvetti. Derhal bu maddeyi gözden geçirmek lazım. Bunları neden anlatıyorum. Meralar neden kıymetli. Hepimiz besin ıstırabı yaşayacağız, hepimiz pahalılık yaşıyoruz. Markete girdiğimizde ucuz peynir yemek istiyorsak, ucuz et yemek istiyorsak, ucuz ekmek almak istiyorsak buradan başlamalıyız. Üretimden başlamalıyız.

* Bakın söylüyorum Türkiye’de hayvancılıkta her doğan 5 buzağıdan biri birinci 4 ayda ölüyor. Ya Tayyip Erdoğan’ın işi gücü bırakıp bu buzağılarla uğraşması lazım. Ben cumhurbaşkanı olsaydım her 5 buzağıdan birisi neden ölüyor ya öldürmeyeceğiz bunları, veterinerler misyona. İlaç vereceğiz, niçin? Ee ucuz et yemek istiyorsan bunu yapacaksın. Yoksa gidersin Sırbistan’dan et alırsın.

* Bütün bu konuşmalarım, tarım, hayvancılık, mazot, elektrik, ilaç bütün bu konuşmalarım dar gelirlinin, personelin, fukaranın, emeklinin mutfağıyla ilgilidir, tenceresiyle ilgilidir. Bayanlarla ilgilidir, tencerede aş mı pişiyor, taş mı pişiyor, tencerede et mi kanıyor, sıkıntı mi kanıyor bayanlar bilir. Onu ucuzlatmak için tarladan başlamak lazım.

Sözcü