YETERLİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, Halk TV canlı yayınına katıldı.

“BİR BAKTIK Kİ AİLE OLMUŞLAR”

Organize cürüm örgütü liderliğinden karar giymiş isimlerden Sedat Peker’in savlarına ait Akşener, şöyle konuştu:

* Bu enteresan Türkiye’yi bir algoritma ve bilgisayar yazılımı üzere düşünürsek her gelen iktidar kesinlikle bir ‘derin devlet’ denilen argümanla, buna bağlı mafyatik ögelerle, kural-kanun-kurul dışı örgütlenmelerle gayret etmek üzere geliyor.

* Bir müddet sonra eskidikçe bu saydığımız her şey tekrar hayata geçiyor. Öne çıkıyor ve o iktidarlar çözemeden gidiyor. Ya da çözüyor diğer bir şey ortaya çıkıyor. Tıpkı borçlanmaya dair konu üzere, bitmeyen bir senfoni halinde.

* Sayın Erdoğan’ın partisi birinci kurulduğu vakit bu hususlarda çok savlı, açıktı. 28 Şubat, Susurluk sorununun üzerine gelen bir iktidardı. Bir baktık ki aile olmuşlar. Her ögeyle aile olunmuş. Bu tezlerin her biriyle bir aile problemi olmuş.

“AKP İKTİDARI ‘ATTAYA’ GİDİYOR”

* Bu bahisler gündeme geldiğinde 2 şey söyledim. Birincisi aile işlerine karışmıyoruz dedim. Göndermeydi. Herkes kulağının üstüne yattı.

* Bir sonraki adımda da şunu söyledim; ‘Sayın Erdoğan’a çağrımdır, Susurluk sorunu Gerçek Yol Partisi’ne, Alaattin Çakıcı ve Türkbank sıkıntısı de Anavatan Partisi’ni götürdü. Şayet siz milletin hakikat dürüst ikna edilmesine, kalplerinin ikna olmasını sağlamazsanız siz de o denli başkalarının sonucuna katlanırsınız’ dedim.

* Ben hayretler içerisinde kalıyorum bu işlere. Sayın Soylu çıktı, muhatapları demiyor ki, ‘Bu baştan aşağıya palavra konuşuyor, bizim bu türlü bir irtibatımız yoktur’…

* Bir top çeviriyorlar orta yerde. Göreceksiniz. Şayet o algoritmanın AKP iktidarının attaya gittiğinin son anlarıdır şu andaki yaşananlar. Aile alakalarının ötesinde bu yakınlığın bir ailevi hâl aldığını gördüm. Kurumlardan, kurallardan ari hale gelirseniz o denli olur.

“HANGİ ARGÜMAN VARSA ARAŞTIRTTIM”

Susurluk ile bugünkü olayları kıyaslayan Akşener, şöyle devam etti:

* Susurluk için pak toplum, pak siyaset, pak ihale diye yolan çıkan samimi beşerler birden teğe tıpkı formda ‘irtica gitsin’e döndü. 28 Şubat geldi. Ondan sonra Susurluk’tan bahsedilemedi.

* 29 dava açılmıştır Susurluk sıkıntısıyla ilgili. Bunun 8 aylık müddette 27’sini mahkemeye gönderen bakan benim. Hangi sav varsa araştırtmıştım.

* Bugün ise hiçbir şey yok şu anda. Bugün değişen şey ‘şahsım’ devleti var. Bugün partili cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var. Bugün yargı, yürütme ve yasama birbirinin üstüne gelmiş.

* Bu türlü bir sistemin içinde her şeyi bir kişinin iki dudağı ortasına verdiniz. O kişi ‘Savcılar, misyonunuzu yerine getirin’ demiyor. Herkes duruyor. Bunun sonucu siyaset kurumunun rezil rüsva olması manasını taşır.

“MECLİSİN PRESTİJİNİN KORUNMASI, ŞAİBENİN KALDIRILMASI LAZIM”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Sedat Peker’den 10 bin dolar maaş alan siyasetçi” kelamları için Akşener, şu sözleri kullandı:

* Bir İçişleri Bakanı elinde evrak, bilgi olmadan konuşmaz. Lakin konuşabiliyor. Sayın Karamollaoğlu ile benim de Kandil ile evrak imzaladığımı söylemişti. Kandil ile kağıt imzaladıysam bu programı yapamıyor olmamız lazımdı.

* O vazifede olan beşerler elinde doküman, bilgi olduğu vakit gereğini yapmalılar. ‘10 bin dolar’ işte bu türlü bir şey değil akla gelen, Sayın Soylu vesayet altında o vakit. Elinde doküman bilgi var, bunu söyleyemiyor.

* Bugün öğrendim ki Meclis Lideri mektup yazmış. Meclis’te yer almış siyasetçilerin, onurunun, meclisin prestijinin korunması açısından bu şaibenin kaldırılması lazım. Bu kadar kolay. Savcı gereğini yapacak. Bu çok cıvık bir hâl. Devlet dediğiniz şey ciddiyet ister.

Sözcü