Ekonomik, sektörel, bölgesel kriz ve zorlayıcı sebeplerle iş yerindeki çalışma mühleti azalan çalışanlara İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödenen kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) bugün sona eriyor.

Bütün toplumsal kesitlerden, sendikalardan ve patron örgütlerinden ödeneğin sonlandırılmasına yansılar geldiğini belirten Türkiye Devrimci Personel Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Lideri Aruz Çerkezoğlu, ödeneğin sonlandırılması durumunda iktisat ve istihdam alanlarında karşı karşıya kalınacak sıkıntıları SÖZCÜ’ye anlattı.

Çerkezoğlu, kısa çalışma ödeneğinin İş Kanunu’nda var olan bir düzenleme olduğunu ve ‘zorlayıcı sebep’ kapsamında Covid-19 salgını sürecinde toplam 3.7 milyon emekçinin kısa çalışma ödeneği uygulamasından yararlandığını söyledi. Bu ödeneğin bilhassa salgın sürecinde personeller açısından değerli bir toplumsal takviye olarak hayata geçirildiğini anımsattı.

Türkiye Devrimci Personel Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Lideri Aruz Çerkezoğlu

“TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK İŞ VE İSTİHDAM KAYBINI YAŞIYORUZ”

“BİRÇOK EMEKÇİYİ ÜCRETİZ MÜSAADEYE ÇIKARTACAKLAR”

Uygulamanın sonlandırılması durumunda çok sayıda emekçinin ya işini kaybetmesine ya da fiyatsız müsaadeye çıkartılmasına yol açılacağına dikkat çeken Çerkezoğlu, şöyle konuştu:

“Kısa çalışma ödeneği uygulaması sonlandırıldığında çok sayıda personel arkadaşımız ya işini kaybedecek ya da patronlara, personelleri tek taraflı olarak fiyatsız müsaadeye çıkarma hakkı verildi ve fiyatsız müsaadeye çıkartılan emekçilere de İşsizlik Sigortası Fonu’ndan günde 39 lira, artık 8 TL artırım yapıldı, 47 lira nakit fiyat dayanağı verilir. Taban fiyatı bile yarısı kadar. Kısa çalışma ödeneği uygulaması sonlandırıldığında birçok emekçi arkadaşımızı, patronlar, fiyatsız müsaadeye çıkartacaklar.”

“TABLO AĞIRLAŞACAK”

Bugün halihazırda 1 milyon civarında kısa çalışma ödeneğinden yararlanan emekçi olduğunu belirten Çerkezoğlu, “31 Mart prestijiyle bu arkadaşlarımızın ya işten çıkartılması ya da ücretiz müsaade dayatmasıyla karşı karşıya kalması kelam konusu olacak. Toplamda da 3.7 milyon. Türkiye tarihinin en büyük iş ve istihdam kaybını yaşadığımız bu pandemi sürecinde, son bir yılda, her üç bireyden birinin işini kaybettiği bir durumda bu tabloyu daha da ağırlaştıracak” dedi.

“ÇOK ÖNEMLİ BİR GELİR KAYBI VAR”

Çerkezoğlu, hükümetin atması gereken adımları şöyle sıraladı:

“İstihdamı artıracak, kalıcı, garantili istihdam yaratacak siyasetler, çalışma saatlerinin düşürülmesi, kamu istihdamının artırılması, bayanların çalışma hayatına iştirakinin önündeki mahzurların kaldırılması üzere istihdamı artıracak, işsizliğe tahlil olacak adımların atılması gerekirken tam karşıtı yapılıyor şu anda. Öteki taraftan tabi çok önemli bir gelir kaybı var. Enflasyon oranları ortada. Kısa çalışma ödeneği uygulamasının sonlandırılması, yaşanan bu fakirleşmeyi ve gelir kaybını daha da derinleştirecek.”

“PANDEMİNİN TESİRLERİ DEVAM ETTİĞİ SÜRECE SÜRDÜRÜLMELİ”

Hükümetin, var olan uygulamaları sonlandırması değil, tam aksine yeni birtakım toplumsal siyasetleri, takviyeleri hayata geçirmesi gerektiğini söyleyen Çerkezoğlu, “O nedenle biz kısa çalışma ödeneği uygulamasının, pandeminin tesirlerinin devam ettiği sürece sürdürülmesini, en düşük kısa çalışma ödeneği ölçüsünün minimum fiyat olması gerektiğini ve kısa çalışma ödeneğinden bütün çalışanların yararlanmasını yani ön şartların da kaldırılması gerektiğini söylüyoruz. İşten çıkarma yasağı da bütün istisnaları kaldırılarak devam etmeli, Kod 29 zulmüne son verilmeli. Fiyatsız müsaade dayatması da kesinlikle sonlandırılmalıdır” sözlerini kullandı.

“ÇOK BÜYÜK BİR MAĞDURİYET YARATACAK”

Bütün toplumsal kısımlardan, sendikalardan ve patron örgütlerinden kısa çalışma ödeneğinin sonlandırılmasına önemli reaksiyonlar geldiğine dikkat çeken Çerkezoğlu, hükümete şöyle seslendi:

O nedenle biz de bir sefer daha, ülkeyi yöneten siyasi iktidara; kısa çalışma ödeneği uygulamasını devam ettirmeye, ön şartları bütün emekçilerin yararlanacağı biçimde düzenlemeye ve tıpkı vakitte da bütün personellere takviye sağlanması ve bilhassa de kayıt dışı çalışanlar başta olmak üzere gelir dayanağının kesinlikle sağlanması gereklidir diyoruz.”

Sözcü