CHP Genel Lideri Kılıçdaroğlu, çeşitli ziyaretler için Nevşehir’e geldi. Birinci olarak Derinkuyu ilçesi Yazıhüyük beldesinde temaslarda bulunan Kılıçdaroğlu, burada elektrik faturasını ödeyemediğini söyleyen çiftçiler ile bir ortaya geldi.

Çiftçinin düşüncelerini lisana getiren Kılıçdaroğlu, “Az evvel Ziraat Odası Liderimizin bulunduğu bir ortamda gübre ve ilaç fiyatlarına gelen artırımları gördük. Üretilen eserlerin çiftçinin dilek ettiği fiyattan alıcı bulamadığını, hasebiyle çiftçilerin büyük ziyanları olduğunu ve elektrik borçlarının bulunduğunu söz ettiler. Aslında bu yalnızca size mahsus bir olay değil; Türkiye’nin neresine gidersek gidelim emsal bir keder var. Vatandaşımız huzursuz, daima bir arada bir şey bekliyoruz, bu memlekette huzur olsun istiyoruz. Bir arada yaşayalım, birlikte yaşayalım. Fazla kamplaşma oldu, fazla bölündü, toplum ayrıştı. Toplumu ayrıştırmamak lazım, bölmemek lazım, hepimiz tıpkı kahvede oturuyoruz; çay içebiliyoruz, sohbet edebiliyoruz, mescide gidebiliyoruz, ibadetimizi yapabiliyoruz. Ayrımcılık olmaz, bu memleketteki herkesin karnının doyması lazım. Çiftçinin kazanması lazım, esnafın kazanması lazım, manavın, bakkalın, kahvecinin kazanması lazım. Bunlar olabilirse memlekette huzur olabilir. ‘Biri yer, biri bakar kıyamet ondan kopar’ demiş cetlerimiz. Birisi karnını doyurup hükümdarlar üzere yaşarken, öbür tarafta çocuk yatağa aç giriyorsa bir meselemiz var demektir” diye konuştu.

‘UMUTSUZLUĞA KAPILMAYIN’

Hükümeti eleştiren Kılıçdaroğlu “19 yıldır ülkeyi yönetiyorlar; en sonda geldiğimiz noktada ülkede huzur kalmadı, rahmet kalmadı. Konutlarda huzur kalmadı, çocuklarımız işsiz. Çiftçi, vatandaş herkes ‘ne olacak bu memleketin hali?’ diye düşünüyor. Sizden tek isteğim var; ümitsizliğe kapılmayın. Bu memleket büyük bir memlekettir, güzel bir memlekettir. Bu memleketin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bütün sıkıntıları çözebiliriz kâfi ki iyi niyetle, güzellikle hareket edin. Kâfi ki kendi cebinizi değil, vatandaşın cebini düşünün. Siyaset; zenginleşme aracı değildir. Siyasete giren kişi zenginleşmez. Bu türlü bir kuralı da yoktur. Siyasete giren adam zenginleşiyorsa bilin ki, malı götürüyordur. Buna müsaade vermemek lazım” tabirlerini kullandı.

‘BURASI MÜLTECİ DEPOSU MU?’

Sığınmacılar hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

* Önümüze sandık gelecek, ne yaparlarsa yapsınlar sandık gelecek. Her bir vatandaşım, geçmişte hangi partiye oy verdiyse hepsine hürmet duyarım ancak önümüze bir sandık gelecek.

* Bakın, şu anda resmi sayılara nazaran 3 bin 600 Suriyeli var. Tekrar kendilerinin tabir ettiği resmi sayılara nazaran, 600-700 bin Afgan var. Ya Allah aşkına bu memleket Afgan’a ya da Suriyelilere depo edilecek bir memleket mi? Burası mülteci deposu mu?

* Bu türlü bir şey olur mu? Bu türlü bir anlayış olabilir mi? Mültecilerin hiçbirisine kızmıyorum. Onun altını çizeyim.

* Onlarda insan kızmıyorum, onları buraya getirene kızıyorum. Hudutları açıp yol geçen hanına çeviren, ülkeyi bu hale getirenlere kızıyorum. Bunu onlar yapıyorlar.

‘2 YIL İÇİNDE BÜTÜN SURİYELİLERİ KENDİ ÜLKELERİNE GÖNDERECEĞİM’

İran hududuna gittiğini belirten Kılıçdaroğlu “İran sonundaki gümrük görevlileriyle görüştüm, konuştum. ‘Buradan Afganlar geliyor mu?’ dedim. ‘Hayır bizden gelmiyor, gelse bile pasaportunu göstermek zorunda’ dedi. Pekala, bu türlü nasıl yürüyor? Yüz binlerce kişi, kabile kabile geliyorlar. 2 bin 900 kilometre yolu aşıyorlar. İran hududunu aşıyorlar ve Türkiye’ye geliyorlar. Hiçbirisinin yanında çocuk da yok. Hepsi genç, askerden güya yeni gelmiş bireyler. Ellerine silah verseniz, savaşa gidecekler. Bunların Türkiye’de ne işi var? Bunlar hangi sondan geliyorsa, kendi ülkelerinei İran’a iade edilmeleri lazım. Onlarda Afganistan’a mı iade eder, öteki bir şey mi onu kendileri çözmeleri lazım. Biz kendi karnımızı doyuralım, çoluk çocuğumuza bakalım. Onlarda insan elbette. Onlarında problemleri varsa, onların problemleriyle da ilgilenelim. Ancak benim bu millete kelamım var; en geç 2 yıl içinde bütün Suriyelileri kendi ülkelerine göndereceğim” diye konuştu.

‘HERKES ÜLKESİNDE HUZUR İÇİNDE YAŞAMAK İSTER’

Suriyeli sığınmacılara harcanan parayı da eleştiren Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

* Bize para verirseniz, biz mülteci alırız’ diyorlar. Suriyelilere harcanan paranın 40 milyar dolar olduğu söyleniyor. Kim söylüyor?

* Devletin başındaki kişi, söylüyor. 40 milyar dolar parayı harcadıysanız, 40 milyar doları bizim çiftçiye verseydiniz ne olurdu? Yalnızca Türkiye’yi değil, bütün Orta Doğu’yu beslerdi.

* Avrupa’yı beslerdin. 40 milyar dolar veriyorsun, pekala karşılığında ne alıyorsun? Hiçbir şey almıyorsun. 40 milyar dolar kimin parası? Bizim paramız. O vakit Suriye işine neden girdik? Niçin hengame ettik? Hani 24 saatte gidecektik, Emevi Camii’nde namaz kılacaktık?

* Oraya gidemedik ancak 3 milyon 600 bin Suriyeli Türkiye’ye geldi. Bütün coğrafyada var. Dokularımız bozulacak. Ben insanları seviyorum. Kimliği, inancı, ömür stili ne olursa olsun insanlara hizmet etmeyi de seviyorum fakat herkes kendi ülkesinde daha hoş.

* Herkes kendi ülkesinde huzur içinde yaşamak ister. Bizi çok güçlü, varlıklı bir ülkeye gönderseler bile biz tekrar kendi ülkemizde yaşamak isteriz.

* Bu topraklar bizim topraklarımız. Bu topraklarda birlikte bir arada yaşamalıyız ve en kıymetlisi huzur içinde yaşamalıyız.

‘HER VATANDAŞIN BAŞIMIN ÜSTÜNDE YER VAR’

Ülkede huzuru sağlayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu “Size kelamım söz. Geçmişte ne olursa olsun, bu huzuru sağlayacağım. Bu ülkede kim olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, geçmişte hangi partiye oy verdiyse versin, her vatandaşın benim başımın üstünde yeri var. Her vatandaş, bu ülkede huzurlu yaşama hakkına sahip olmalıdır. Bakın, gençlerimiz geleceği yurtdışında arıyorlar. Niçin bizim ülkemiz berbat bir ülke mi? Niçin yurt dışında arıyor? Milyonlarca gencimiz işsiz, iş bulamıyor. Çiftçimiz ve esnafımızın sorunu var. Herkesin sıkıntısı var ancak çözülecek. Allah’ın müsaadesiyle, sizlerin takviyesiyle çözülecek. Sandık gelecek ve gideceksiniz. Türkiye’nin yazgısını değiştireceksiniz. Güçlendirilmiş demokrasiyi getireceğiz. Cumhuriyetten bu yana 100 yıl geçti. 100’üncü yılında Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız. İnşallah bunu başaracağız” diye konuştu.

‘ARKADAŞLAR KABAHAT BİZDE’

Belediye seçimlerine değinen Kılıçdaroğlu “Burada arkadaşlara sordum, az bir oy farkıyla belediyeyi kaybetmişiz. Önümüze o da gelecek. Allah’ın müsaadesiyle belediyeyi de alacağız. Vatandaşın kabahati yok. Arkadaşlar kabahat bizde. Vatandaşa gerçeği söyleyeceğiz. Kabahat bizde. Biz iyi çalışırsak, iyi bir aday çıkarırsak her yerde kazanırız. Bakın, bizim bütün belediyelere verdiğim talimat şu; sakın ola vatandaş ortasında ayırım yapmayın. Herkese hizmet götürün ancak yoksul mahallelere ayrıcalık yapın. Oralara biraz daha fazla hizmet götürün diyorum. Vatandaşlar ortasında ayırım yapmıyoruz” sözlerini kullandı.

‘İNSAN İÇİN HARCANDIĞINDA PARA HER VAKİT VARDIR’

Kılıçdaroğlu, her vakit vatandaşın yanında olduklarını belirterek şunları kaydetti:

* Bakın yangın, zelzele ve sel olduğunda bizim belediyelerimiz koşuyor. Yiyeceğini, içeceğini, konutunda buzdolabı ve çamaşır makinesi yoksa da onları, her şeyini sağlıyoruz.

* İster Doğu’da ister Batı’da olsun ister Marmaris’te isterse Karadeniz’de olsun, bütün gereksinimlerini karşılıyoruz. Türkiye güçlü bir ülke. Kaynağın nerede harcanacağı değerli.

* İnsan için harcadığında para her vakit vardır. Para yok diye bir şey yok. Hepimiz vergi ödüyoruz. Verginin nereye gittiğinin hesabını sormamız lazım. Bunu da soracağız.

* Birileri götürüyor onu biliyorum lakin onun öne geçeceğim. Siz hiç meraklanmayın. Çok kararlıyım. Bu memlekete huzur getireceğim. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemek en büyük günah.

* Hasebiyle büyük Rabbimiz ‘kul hakkı ile karşıma gelmeyin’ diyor. Kim kul hakkı yediyse onun hesabını sormak da bizim misyonumuzdur.

Sözcü