Pandemi nedeniyle 1 yıldan uzun müddettir muhakkak aralıklar açılıp akabinde kapanan esnafın yaşadığı sıkıntıları bu sefer çocukları lisana getirdi.

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile bir ortaya gelen gençler ailelerinin yaşadığı ekonomik badireleri anlattı. Hem okuyup hem de çalışarak ailelerine takviye olan gençler işsizlik korkusu ve güvensizlik nedeniyle yurt dışında hayaller kurduklarını lisana getirdiler.

Gençlere umutsuz olmamaları iletisi veren CHP önderi Kılıçdaroğlu, mahallî üretime odaklı siyasetler ile iktisatta yaşanan sıkıntıların çözülebileceğini söyledi.

“BİZ HİÇBİR FORMDA KİRA DAYANAĞI ALMADIK”

Gençler kederlerini şöyle anlattılar:

*Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde 3. sınıf öğrencisiyim. Küçüklüğümden beri dükkanda babamla birlikte çalışıyorum. Hem okuyup hem çalıştım. Güç diye hayallerimden hiçbir vakit vazgeçmedim, çalıştım ve Tıp Fakültesi’ni kazandım. Pandemide bize gösteriyor ki insan sıhhati her şeyin üstünde olan bir şey. O vakit ne kadar değerli bir meslek seçtiğimi anladım. Pandemiden ötürü bizim de bir gelir kaybımız oldu. Evvelden 7 gün çalışabiliyorduk şu an 5 güne düştü. Onun dışında çalışma saatleri de kısıtlı 12’den sonra müşteri geliyor 6 üzere bitiyor. Onun dışında pek bir vakit kalmıyor. İnsanların da yeme içme üzere şeylere daha çok yöneldi. Giyim şu an daha lüks ve değerli olduğu için bize sıfır eser gelmiyo,r geldiği vakit da defolu geliyor. Pandemi ekonomik olarak bizi zorluyor.

“İNSANLARIN BİRDEN FAZLA YURT DIŞINA GİTMEYİ DÜŞÜNÜYOR”

*Annem terzilikle uğraşıyor, babamın da kafesi vardı. Pandemi başladıktan sonra, kaideler sebebiyle babam kafesini kapatmak durumunda kaldı. Pandemiden sonra konuttaki gelir teke düştü. Ben üniversiteye başladığımdan beri çalışıyorum. Kendi gereksinimlerimi kendim gidermeye çalışıyorum. Tanıdığım birçok insan da bu halde. Zira her ne kadar emek göstersek de çalışsak da, ne gereğince imkan sağlanıyor ne gereğince burs var ne de eğitimimize odaklanmamız için gereken kurallar bize temin ediliyor. Hem okuyup hem çalışmaya, hayata tutunmaya çalışıyoruz. Ancak bu uzun sürecin sonunda da tekrar başımızda olan şey işsizlik korkusu oluyor. Hem ekonomik ezalar hem de siyasi konjektörü  bir ortada düşündüğümüz vakit insanların birçok yurt dışına gitmeyi düşünüyorlar zira burada yitip gitmekten, burada kaybolmaktan, burada gösterdikleri eforun karşılığını alamamaktan korkuyorlar.

“BABAMIN MESKENDE SESSİZLEŞTİĞİ ÇOK GÜN OLDU”

*Üç kardeşiz, iki yaşında kardeşim var. Onun gereksinimleri oluyor, daha çocuk. Oyuncak istiyor, bezi oluyor, maması oluyor. Bunları karşılamakta zorlandığımız günler oldu. Faturalarımızı ödemekte zorlandığımız günler oldu. Üniversiteye hazırlanıyorum gelecekle ilgili kaygılandığım çok gün oldu. Babamın meskende sessizleştiği çok gün oldu. Annem babam ve ben çok etkilendik bu 1 yıllık süreçte. Zira bir açılıyor bir kapanıyor, tam işler düzeldi dediğimiz anda tekrar kapanıyor ve biz etkileniyoruz. Bir ek gelirimiz yok aile büyüklerimizden takviye alıyoruz. Devletten aldığımız ödenek yetersiz. Babam onunla işlerini mi halletsin, üç tane konuttaki çocuğunu mu doyursun? Sahiden sıkıntı bir süreç.

*İki küçük kardeşim var, onlara baktığım için eğitim öğretimime devam edemiyorum. Mesken geçimi durdu, devam etmiyor. Çocuklar mağdur, çocuklara kitap alamıyorum.

“PANDEMİ ŞU AN EN BERBAT DÖNEMDE”

*Babam yedek kesim satışı yapıyor. En çok etkilendiği kısım ise sokağa çıkma kısıtlamaları. Olağanda 6 gün çalışıyordu artık 5 güne düştü ve resmi tatillerde de düşüyor. Sokağa çıkma kısıtlamalarında müsaade alınamıyor, denedik aslında müsaade almayı ancak alamadık. Kimileri alabiliyor o iş nasıl oluyor bilmiyorum, torpille olabilir. Çalışan sayısı birebir ancak gelir azaldı, sigortalar ödeniyor. Kredi çekildi fakat 6 ay ödemesiz diye ödemeleri başladı hiçbir erteleme olmadı ki pandemi şu an en berbat periyodunda.

*Minik bir çay ocağımız var Ankara’da. Biz hiçbir halde kira dayanağı almadık, minicik bir alanımız varken.

*Öyle bir anlatıyorlar ki, güya herkes çok memnun, kimsenin sorunu yok. Bugünün Türkiye’si, periyodun lale dönemi üzere zaman işte…

*Bul bütün denizleri koy beni içine, çabaladıkça batıyorum daha da derine, kaldırımlar götürmüyor artık beni evime… Söyle Kemal amca söyle ne olur, kim çıkaracak bizi seviyeye?

“BUNLARIN TAMAMINI AŞMAK MÜMKÜN”

Gençlerin yaşadıkları problemleri dinleyen Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi:

*Sizden daha evvel de pek çok bilhassa üniversite mezunu olup işsiz kalan genç arkadaşlarla bir ortaya geldim. Onlar da çok büyük bir ümitsizlik içindeler. Sizden evvel görüşme yaptığım arkadaşlarım da büyük ölçüde yurt dışına gidebilir miyim? Yurt dışında daha rahat iş bulabiliriz diye bir beklentileri var.

*Kaygılarınız, sorunlarınız var biliyorum, bunların tamamını aşmak mümkün. Türkiye iktisadında izlenen politikayı hızla değiştirmek lazım, iktisat tümüyle para siyasetiyle yürütülemez.

*Para ve maliye siyasetinin birlikte olması lazım ve iki siyasetin da üretime endekslenmesi lazım. Teşvik siyasetlerinin lokal üretime, istihdam yaratan siyasetlere endesklenmesi lazım.

“SARAYLI KEFEN EDEBİYATI YAPSIN, SIKINTILARINI BEN ÇÖZECEĞİM”

Kılıçdaroğlu, gençlerle buluşmasının akabinde toplumsal medya hesabından da şu açıklamayı yaptı:

“Gençlerin gerçekte neler yaşadığını bazen göremiyoruz. Bu kere esnaflarımızın evlatları olan gençlerle buluştum. Tahlil üretemeyen Saraylı onlara kefen edebiyatı yapadursun, problemlerini ben çözeceğim. Gençleri düzlüğe çıkaracağım.”

Sözcü