Bayan cinayeti davalarında, sanıklar çoklukla savunmalarında aldatıldıklarını, sevgili ya da eski sevgili olduklarını öne sürüyor. Öğretim üyesi Aylin Sözer’in öldürülmesine ait soruşturmada, kuşkulu Kemal Ayyıldız tabirinde bir periyot alaka yaşadıklarını argüman etmiş, Aylin Sözer’in ailesi ise bu tezin gerçek olmadığını söylemişti. Bayan cinayeti davalarında karşılaştığımız misal savunmaları, bu savunmalara neden başvurulduğunu ve öne sürülen ‘sevgiliydik’ üzere tabirlerin cezada indirim uygulanmasına tesiri olup olmadığını bayan hakları savunucuları ve hukukçulara sorduk.

‘İLİŞKİLERİ YOKSA DA VARMIŞ ÜZERE YAPIYORLAR’

Avukat Süreyya Kardelen Yarli, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) taammüden öldürme fiilinin sevgili ya da eski partner tarafından işlenmiş olmasına yönelik cezayı azaltıcı bir husus bulunmadığını belirtiyor.

Yarli, hukuktaki farklı yargılama pratiklerinden ötürü hatanın faillerinin ‘haksız tahrik’ hususundan yararlanarak cezada indirim aldıklarını söylüyor.

Yarli, “Bu noktada failler, öldürülen kişi ile ortasında bir münasebet olsa da olmasa da her fırsatta bir bağ varmış üzere deklare etmekte ve bu bağdan doğan bir sorundan ötürü öldürmek zorunda kaldıkları savunmalarını yapmaktadır” sözlerini kullanıyor.

Avukat Yarli, ‘Beni aldatıyordu öldürdüm.’, Beni terk etmek istedi, çok üzüldüm yaraladım.’, ‘Bana yahut erkekliğime laf etti’, ‘Gözüm döndü bıçakladım.’ üzere sözlerin haksız tahrik indirimi alabilmek için savunmalara eklendiğini aktarıyor.

Haksız tahrik unsurunun Türk Ceza Kanunu’nda çok geniş yorumlandığını anlatan Avukat Süreyya Kardelen Yarli, “Bu unsur her sonlanan, aldatılan yahut gözü dönen için uygulandığından ötürü, failler bunu bilmekte ve o kişi ile hiçbir bağları olmasa dahi varmış üzere yargılama makamını yanlış yönlendirerek bu unsurun uygulanmasına çalışmaktadır. Yeterli hal indirimi üzere bu unsurun de her evrak için değil istisnai durumlarda uygulanması gerektiğini düşünmekteyim” sözlerini kullandı.

‘HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ CESARETLENDİRİYOR’

Yarli, medyada yer alan bayan cinayeti haberlerinde özel hayata vurgu yapılmasının öldürmeyi yasal bir konuma soktuğunu bunun da failleri yüreklendirdiğini söylüyor.

Avukat Yarli kelamlarını şöyle noktaladı: Bu sebepte haksız tahrik hususunun bilhassa bayana yönelik cinayetlere çok sonlu ve dar bir yorumla uygulanması gerektiğini düşünmekteyim. Aksi halde tüm potansiyel faillerin önünü yargı topluluğu olarak elbirliği ile açmış olacağız

NE YAPMALI?

Türkiye Bayan Dernekleri Federasyonu Lideri Canan Güllü bayan cinayetlerinin önlenmesi için yapılması gerekenleri anlatıyor. Güllü’ye nazaran Türkiye’de bir bayan siyaseti yok ve bayanlar periyot dönem siyasetin gereci yapılıyor.

İstanbul Sözlemesi ve 6284 sayılı kanunun olduğunu ancak uygulamaların yalnızca mevzuatta kaldığını aktaran Güllü, “Yargı dağıtacak hakim ve savcılarda zihniyet dönüşümünü sağlamazsanız mevzuat işe yaramaz. Şiddet bahisli olayda cezasızlık yaşanırsa, hukuka itimat azalır ve bayan yalnızlaştırılarak, mukadderatına mahkum edilir” değerlendirmesinde bulundu.

Sokak ortasında katledilen Emine Bulut’u anımsatan Canan Güllü “Ölmek istemiyorum diyen bir bayanın çığlığını duymaktan aciz bir mahkeme vardı. Hepimiz bayana karşı şiddet konusunun taraflarıyız ve siyaset üstü olarak gayret etmeliyiz. Medya lisanını değiştirerek, yargı ve kolluk önyargısız yaklaşarak ve kanunları uygulayarak, lokal idareler düzeneklere ulaşmayı sağlayarak, özel kesim çalışanlarını bilgilendirerek, bu çalışmaları hemen yapmalıyız. Yoksa daha çok bayan, çocuk istismara uğrar. Birlikte gayret ağını süratlice örmeliyiz” diyerek kelamlarını noktaladı.

FOTO: SÖZCÜ / Kemal Ayyıldız, emniyetteki süreçlerinin akabinde adliyeye sevk edildi.

‘GERÇEK DIŞI BEYANLARDA BULUNUYORLAR’

Sözcü