Ekonomin çıkmaza girdiğini tabir eden Karamollaoğlu her kısımdan külfet seslerinin yükseldiğini belirtti.

Doların 8 lirayı geçerek rekor kırmasına da değinen Karamollaoğlu, “Hükümetin bu bahisteki çelişkili hali bizi kaygıya sevk ediyor. Bakan çıkıyor, ‘Ben dövize bakmam’ diyor. Esasen bakmadığı için aldı başını gidiyor döviz tahminen baksa bir şey olacak lakin 8 lirayı geçti dolar nerede duracağı muhakkak değil” diye konuştu.

“KENDİ OLUŞTURDUKLARI KİN VE NEFRET HAVUZUNDA BOĞULACAKLAR”

Karamollaoğlu, Fransa’da Hazreti Muhammed’e yönelik hakaret içerikli karikatürlerin yayımlaması, okullarda gösterilmesi ve duvarlara yansıtılmasının yanlışsız olmadığını ve kınadığını söyledi.

Karamollaoğlu, “Müslümanlar birbirleri ile barışık değiller. Müslümanlar ortasındaki çatışma üzülerek söz ediyorum ki artıyor, azalmıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, Peygamber Efendimiz’e yönelik ahlak dışı karikatürleri yayınlaması ile ırkçı ve ‘İslamofobi’ye dayanan teşebbüsünü şiddetle kınıyorum. Bilinmelidir ki dünyaya barışı lakin İslam getirir. Çok küçük hesapların peşinde gidenler, her vakit tarihin çöplüğüne atılmayı hak ederler; kimse de onlara prestij etmez. İslam’a bu kadar saldırmalarının altında ne yatıyor? Hem de tam Mevlid Kandili öncesinde. Macron kendi ülkesinde de müslümanlar bulunmasına karşın İslam’a saldırmakta tereddüt etmiyor. Bunun da kesinlikle karşılığını görecektir ve kesinlikle kendisi kendi memleketinde hezimete uğrayacaktır. Berlin’de Ulusal Görüş mescidine yapılan saldırıyı kınıyorum. İslam’a saldıranlar, kendi oluşturdukları kin ve nefret havuzunda boğulacaklardır” diye konuştu.

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 97. yıl dönümünü kutlayan SP başkanı Karamollaoğlu, “Cumhuriyetimiz, bir asırlık serüvenine yaklaşmak üzere bu memnunluğu daima birlikte yaşıyoruz. Cumhuriyet demek, halkın iradesi ve istişare ile işleri yürütmek demektir. Gazi Meclisimiz birinci açıldığı vakit duvarında onlar işlerini istişare ile yaparlar Ayet-i kerimesi yazıyordu. Bugün yaşadığımız sorunları de istişare ile çözebiliriz” sözlerini kullandı.

“8 LİRAYI GEÇTİ DOLAR NEREDE DURACAĞI BELİRLİ DEĞİL”

Türkiye’nin ekonomik sıkıntılarının giderek büyüdüğün tabir eden Karamollaoğlu, her geçen gün ümitlerinin tükendiğini kaydederek şöyle konuştu:

* Hükümetin bu mevzudaki çelişkili hali bizi kaygıya sevk ediyor. Bakan çıkıyor, ‘ben dövize bakmam’ diyor. Aslında bakmadığı için aldı başını gidiyor döviz tahminen baksa bir şey olacak ancak 8 lirayı geçti dolar nerede duracağı aşikâr değil.

* İleriye matuf varsayımlar yapılıyor bakan diğer bir telde çalıyor Merkez Bankası Lideri öbür bir telden çalıyor. Birisi enflasyon amacı yüzde 12 derken öbürü yüzde 10’dur diyebiliyor, hükümetin içinden çıkıyor bunlar. Bu da bizim ekonomik sorunlarımızın bu hükümet tarafından çözülebileceği konusunda ümitlerimizi her geçen gün biraz daha kaybetmemize vesile oluyor.

“HANGİ SAYISI ALSAK HER YERDE MEŞAKKAT VAR”

Doların son 6 yıldaki yükselişine de değinen Temel Karamollaoğlu, “Ekonomi kolaya alınacak bir bahis değil. Hangi sayısı alsak her yerde sorun var. Maliye Bakanı doları önemsemiyor lakin ben doların ne mana tabir ettiğini tarihi süreçte size söz edeyim; Bugün dolar 8,15 civarında değişiyor, Euro 9,60 geçmişe bakarsak 2014’de Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğu devirde dolar 2 lira 10 kuruştu. 2017 Anayasa Referandumu’nda, ‘Bu bir geçsin uçacağız’ diyordu o vakit dolar 3 lira 60 kuruştu. 2018′ de, ‘Bana yetki verin bütün sorunları çözeceğim’ dediğinde 4 lira 70 kuruştu. Son olarak geldiğimiz noktada 8 lira 15 kuruş. Bu gidişle de nerede duracağı belirli değil, zira istikrarlı bir siyaset ortada yok. Hala israf devam ediyor, hala yolsuzluk devam ediyor, hala rüşvet atmosferi ortadan kalkmadı. Türkiye’de yatırım yapılmıyor. Yeni gelen iktisat paketinin Meclis’te müzakere edilmesine müsaade verilmiyor, nasıl düzelteceksiniz?” diye sordu.

“ERDOĞAN HALİNİ ÇOK YUMUŞATMIŞ”

Malatya’da partisinin kongresine katılan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’a bir esnafın “Evimize ekmek götüremiyoruz” demesinin akabinde, Erdoğan’ın “Bu biraz bana abartılı geldi. Çok abartılı geldi. Evet. Keyif çayı bak. Çayı iç” diyerek karşılık vererek çay dağıtmasını anımsatan Karamollaoğlu, şöyle konuştu:

* Erdoğan son vakitlerde parti kongrelerine biraz daha katılma isteğini ortaya koydu. AK Parti kongrelerine hem Cumhurbaşkanı olarak hem de parti genel lideri olarak katılıyor ülkenin sorunlarıyla ilgili fikirlerini lisana getiriyor.

* Vatandaşlar da fırsat bulduklarında kendi sorunlarını ona aktarmaya çalışıyorlar. İşte bildiğiniz üzere bir minibüsçü Erdoğan’a, konuta ekmek götüremediğini söylemişti. Yalnız herkes Sayın Erdoğan’a çok saldırdılar, ‘Bunu abarttın’ dediği için, ‘Nasıl Cumhurbaşkanı bu türlü bir kelam kullanır?’ dediler.

* Bana nazaran Erdoğan tutumunu çok yumuşatmış bir orta, ‘Ananı al git’ demişti artık o denli demiyor. Abartıyorsun demek bir sorunun olduğunu kabul etmek demektir.

* Sorunun olduğunu görüyor onun için de keyif çayı ikram ediyor, ‘Al şunu bir keyif çayı iç aklın başına gelir’ diyor. Herkes bunu çok fazla tenkit ettiler, ben tenkit edilecek bir özellik olarak görmedim, gelişme olarak değerlendirdim.

“‘BEN ÖLÜRSEM SİZ DE ÖLÜRSÜNÜZ’ DİYOR”

“AK Parti’nin son devirlerde geldiği nokta bizi biraz şaşırtıyor. Tek partili devri daima olarak tenkit eden Erdoğan, tam manasıyla tek partili bir devri inşa ediyor artık” diyen Temel Karamollaoğlu, açıklamasını şöyle sonlandırdı:

* Türkiye’nin geleceği ile Ak Parti’nin geleceği özdeşleşti’ diyor. Kaç tane parti kuruldu Türkiye’de sonra asamesi bile okunmaz oldu? Nasıl oluyor da Ak Parti’nin geleceği Türkiye’nin geleceği ile muadil kabul ediliyor? Ak Parti tarihe karışacak yarın lakin Türkiye değil.

* Türkiye ne Erdoğan’ın, 1940’larda CHP’nin tek partisine benzemeye çalışması üzere bir istikamette gelişebilir, ne de 1990’ların atmosferine biz katiyen dönemeyiz.

* Çay ikramını 1790’lar Fransız İhtilali’nde bir kraliçe ekmek bulamayanlara pasta tavsiye etmişti birazcık da buna benziyor. Yani karnın açsa bile çayla o açlığı bastır diyor. Türkiye’nin yazgısının Cumhur İttifakı ile eşleştirilmesini katiyen yanlışsız bulmuyorum. Yani millete diyor ki, ‘Ben ölürsem siz de ölürsünüz’ yok arkadaş sen ölürsen cenaze namazını kılar seni defnederiz lakin bu ülke ölmez.

* Bu çok tehlikeli bir yaklaşım milleti tehdit ediyor. Bu yaklaşım AKP’ye hiçbir yarar sağlamayacak. Türkiye’nin yazgısının Cumhur İttifakı ile eşleştirilmesini mutlaka yanlışsız bulmuyorum. Yani millete diyor ki, ‘Ben ölürsem siz de ölürsünüz’ yok arkadaş sen ölürsen cenaze namazını kılar seni defnederiz lakin bu ülke ölmez. Bu çok tehlikeli bir yaklaşım milleti tehdit ediyor. Bu yaklaşım AKP’ye hiçbir yarar sağlamayacak.

Sözcü