Saadet Partisi (SP) Genel Lideri Temel Karamollaoğlu haftalık basın toplantısında gündeme ait açıklamalarda bulundu. Merkez Bankası liderlerinin kısa aralıklarla değiştirilmesinin iktisada büyük ölçüde ziyan verdiğini tabir eden Karamollaoğlu, Kanal İstanbul Projesi’ne devlet garantisi verilmesini de eleştirdi.
“20 SENEYİ BİZ 2 SENEDE KAT ETTİK”
Türkiye iktisadının her geçen gün berbata gittiğini tabir eden Karamollaoğlu, “Ekonomide neredeyse elle tutulur bir şey kalmadı. Sayın Cumhurbaşkanı sorunu daima Merkez Bankası’nda da değil Merkez Bankası liderlerinde arıyor. Son 2 senede 4 Merkez Bankası lideri gördü bu ülke. Milletlerarası alanda da kabul edilen bir norm var. Bir Merkez Bankası lideri vazifesinde en az 5 sene kalır.
Yani 20 seneyi biz 2 senede kat ettik. Kabahat Merkez Bankası liderlerinde değil Merkez Bankası liderleri kendi hallerine bırakılsaydı inanıyorum ki Türkiye’nin iktisadı bugünkünden çok daha makûs olmazdı. Siz Merkez Bankası liderlerini daima değiştirirseniz istikrar kalmaz. Cumhurbaşkanı makamını daima koruma etmesi, istikrarın işareti değil tam zıddı her mevzuya el atıp burayı da ben düzeltirim demesi istikrarsızlığın ta kendisidir” diye konuştu.
“DİKTA MAHİYETİNDE BİR BAŞKANLIK SİSTEMİ”
Karamollaoğlu şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanı başkanlık sistemine geçmeden evvel, ‘Bana itimadın, ben geleceğim düzelteceğim Türk tipi başkanlık sistemi dünyanın hiçbir yerinde yok. Nasıl bir başkanlık sistemiymiş? Dikta mahiyetinde bir başkanlık sistemi. Denetlenemeyen, sorgulanamayan, hesaba çekilemeyen bir başkanlık sistemi. Dünyanın hiçbir yerinde bu türlü bir başkanlık sistemi yok. Benzerleri Rusya’da vardı geçmişte, Çin’de de vardı kısmen fakat Rusya çöktü,Çin halini değiştirdi.”
“BU VEBALİN ALTINDAN SİZ DEĞİL SÜLALENİZ KALKAMAZ?”
Dış siyasette savruluyoruz yeniden iktisatta olduğu üzere. Hiçbir istikrarlı siyasetimiz yok. Ne biz NATO’nun yanında dik durabiliyoruz ne de NATO bizim yanımızda. ABD bizim müttefikimiz mi değil mi? Aşikâr değil. Rusya ile durumumuz belirli değil, bir kavgalıyız bir barışık hale geliyoruz” diye konuştu.
BEN BU YARGIÇLARIN KARŞISINA ÇIKMAK İSTEMEM
Temel Karamollaoğlu, 31 Mart Lokal Seçimleri’nde Saadet Partisi’ne yönelik açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya karşılık veren iki parti üyesine hakaret suçlamasıyla para cezası verilmesine reaksiyon gösterdi. Karamollaoğlu, Soylu’nun mahallî seçimlerdeki argümanlarını hatırlatarak şunları söyledi:
“Bizim birtakım parti mensuplarımız cezalandırıldı. 31 Mart seçimlerine giderken herkesin gözü önünde Sayın İçişleri Bakanı bizi PKK’yla işbirliği yapmakla suçladı. Resmen ‘anlaşma imzaladı Temel Karamollaoğlu’ dedi. Sonra da seçimlere giderken Cumhurbaşkanı İstanbul seçimlerinden evvel söyleyince telefon açmak mecburiyetinde kaldı. Zira seçimlerden sonra gittim pasaportumu alamadım. Karşısında terör yazmışlar. Birisi yaz demiş. Bu patlayınca elleri ayakları birbirlerine tutuştu. 2 gün içinde pasaportumu verdiler. Allah’tan korkun. Hiç mi vicdanınız yok, hiç mi utanma hissiniz yok? Bu gelişmeler karşısında parti mensubu 2 kardeşimiz ‘bu yalan’ dedi. ‘Eğer bu türlü bir muahede varsa Allah bu muahedeyi yapanların belasını versin’ dedi.
Maalesef onlara karşılık Sayın Soylu’dan geldi. Mahkeme parti mensuplarımıza ceza verdi. Ben bu yargıçların karşısına çıkmak istemem. Ben bunların vicdanı olduğuna, adil olduğuna inanmıyorum. Bunların zirvesinde birtakım yetkililer var. Hakkımı helal etmiyorum. İmzaladı diyor, bu imzayı getirmeyen onursuzdur. Bu ülke bunlarla yaşanamaz hale getiriliyor. Evre değişecek bir gün, siz de bir gün yargıçlar huzuruna çıkacaksınız.”
Sözcü
