Aile doktorları çalışanlarının Ağustos ayında yapılan aksiyonlara takviye vermek için iki gün iş bırakmaları sonrasında İzmir Sıhhat Müdürlüğü‘nün aksiyona katılan tüm tabip ve hemşirelerin işe gelmedikleri münasebeti ile maaşlarını kestiği sav edildi. Birlik Sıhhat Sen Genel Lider Yardımcısı Murat Kalaycıoğlu, “Bu yapılan hukuk dışı bir uygulamadır” dedi.
Aile doktorları çalışanlarının Ağustos ayında yapılan aksiyonlara dayanak vermek için iki gün iş bırakmaları sonrasında İzmir Sıhhat Müdürlüğü‘nün aksiyona katılan tüm doktor ve hemşirelere işe gelmedikleri münasebeti ile maaş kesintisi uyguladığı ileri sürüldü.
Sıhhat Bakanlığının aile hekimliği çalışanlarının fiyatlarını düzenleyen mevzuatı 30 Haziran’da güncellediğini, 1 Temmuz’da yürürlüğe giren yönetmelik kararlarına nazaran, aile hekimliği çalışanlarına, zati çok ağır ve işletilemez duruma getirilen mesailerine bir ek yük daha yüklemiş olduğunu belirten Birlik Sıhhat Sen Genel Lider Yardımcısı Murat Kalaycıoğlu, “Böylece mesai müddetince istenilen işlerin yerine getirilmesi neredeyse imkânsız hale gelmiş oldu. Bu yapılan hukuk dışı bir uygulamadır” dedi.
TIPKI YÖNETMELİKLE FİYAT KESİNTİSİ UYGULANDI
Asla yerine getirilemeyecek olan bu işlerin yerine getirilememesi nedeniyle de tıpkı yönetmelikle fiyat kesintisi uygulandığını söyleyen Dr. Kalaycıoğlu, “Ayrıca, aile tabiplerine toplumsal medya da dahil olmak üzere her türlü konuşma ve yazma yasağı getirildi. Yasaklamayla yetinmeyen bakanlık, aile tabiplerini bir de ceza puanı dayatması ve iş akdinin sonlanması tehdidi ile tehdit etti. Yani, aile doktor ve hemşirelerine, hem sağır, hem kör, hem de dilsiz olacaksınız dendi. Sav ediyoruz ki, bu türlü bir uygulamanın dünya üzerinde bir örneği daha yok. Hatta ülkemizde ne özel dalda, ne de diğer bir resmi kurumda bir örneği yok. Aşikâr ki, çok farklı bir akıl ve fikir eseri olan bu yönetmelik ve getirileri birinci olarak Temmuz 2021 tarihinde alanda uygulama imkânı buldu. Her aile hekimliği ünitesinden toplamda bin TL civarı kesintiler yapıldı. Hem kesilen maaşları, elimizden alınan iş garantisini, elimizden alınan özgürlüğümüz ve kelam haklarımızı fakat en değerlisi yapılması imkânsızlaştırılan mesai ile vatandaşa veremediğimiz sıhhat hizmetinin geri alınması ve yönetmeliğin geri çekilmesi için Ağustos ayında iki farklı günde miting, protesto ve gösterileriler yapıldı” dedi.
KİMİ SENDİKALAR ACZ İÇİNDE
Murat Kalaycıoğlu, siyasallaşmış ve hükümet tarafında kalan ve üyelerinin haklarını savunamayacak kadar acz içinde olan sendikalar hariç, çabucak tüm sendikalar ve meslek örgütleri Ağustos ayında yapılan aksiyonlara dayanak vermek için anılan günlerde 2 gün iş bırakma aksiyon kararı aldıklarını hatırlatarak şunları söyledi:
“İzmir Sıhhat Müdürlüğü ise bir skandala imza atarak aksiyona katılan tüm doktor ve hemşirelerden işe gelmedikleri münasebeti ile maaş kesintisi uyguladı. Neden bir skandal diyoruz. Zira bir çalışanın mesaiye gelmemesi durumunda yapılması gereken tüm inceleme ve soruşturmaları pas geçerek, tüm bu incelemelerin sonunda hatalı bulunacak olan çalışana yapılabilecek bir cezai yaptırımı direk uyguladı. Maaş kesme cezası verildi. Üstte kelam ettiğimiz değişik bir zekâ eseri olan yönetmelikte bile yer almayan kanunsuz ve yöntemsiz bu uygulamanın hiçbir izahı olamaz. Çünkü gün hesabı ile brüt maaş kesintisi tam bir hak gaspıdır. Bu gün bir memurun maaşı üzerinde haciz bile olsa yapılacak kesintiler bu formda gün hesabı ile brüt maaştan yapılamaz.”
SENDİKAL HAK ARAYIŞLAR CEZALANDIRILAMAZ
Bu hususta gerekli her türlü müracaat ve hak arayışlarının devam ettiğini de kelamlarına ekleyen Kalaycıoğlu, “Sendikal hak arayışları anayasal haktır. Artık tüm hak kaybına uğrayan çalışanlar sendikamızın da takviyesi ile dava süreçlerini başlatacaklardır. Hukukun işlediği bir ülke için kazanma garantisi olan bu davalarda tek tek avukatlık fiyatları ve dava masrafları taraflara ödenecektir. Yani önemli bir kamu ziyanının tam başındayız. Bu haksızlığa sebep olanların bir an evvel yanlıştan dönmesi, yapılan yanlışı düzeltmesi temennimizdir. Aksi halde yapılan yanlış, TCK 118’nci unsur gereği sendikal faaliyetlerin engellenmesi kapsamına girmektedir. Dava süreçleri sonunda ilgili avukatlara ödenecek olan dava fiyatlarından ötürü kamu ziyanına sebep vermekten savcılığa hata duyurusunda bulunulacaktır” sözlerini kullandı.
Sözcü
