Corona virüsü nedeniyle hayatını kaybeden Dr. Mesut Cem Birincinin ve Dr. Yalçın Özdemir’i anmak için bir ortaya gelen İstanbul Tabip Odası (İTO) İdare Heyeti, bir basın toplantısı düzenledi. İstanbul Tabip Odası (İTO), “İstanbul için acil kapanma” daveti yaparak acil olarak uygulanması gereken 7 önlemi sıraladı.

“BİZDEN KIRAN ARTIĞI OLMAMIZ İSTENİYOR”

“Bu salgın açıkçası kırana döndü” diyen İTO Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, “Bizden kıran artığı olmamız isteniyor. Yani, ‘ölen ölsün, kalan sağlarla biz bu işi yürütelim’ diye. Lakin bu nitekim gayri ahlaki bir yaklaşım bize göre” sözlerini kullandı.

“İSTANBUL’DA COVID-19’A AYRILMIŞ AĞIR BAKIM ÜNİTELERİ BÜSBÜTÜN DOLU”

Geçtiğimiz Ekim ayı sonunda bir rapor yayınladıklarını hatırlatan Küçükosmanoğlu, “Dedik ki: Hasta sayısı denetimden çıkmış bir formda artıyor. Dediler ki: ‘Yeterince yatağımız var. Ağır bakım ünitelerimiz tam dolu değil’. Bugün geldiğimiz durum iki hafta içinde, İstanbul’da COVID’e ayrılmış yataklar, hastaneler, ağır bakım üniteleri büsbütün dolu” diye konuştu.

“BAKANLIK BİLGİLERİNİN GERÇEK OLMADIĞI ORTAYA ÇIKTI”

Sıhhat Bakanlığı’nın salgına ait bilgilerinin gerçeği yansıtmadığını savunan Küçükosmanoğlu,  “Bakanlık bilgilerinin gerçek dışı olduğu ayan beyan ortaya çıktı. Bunu aslında kendileri de itiraf ettiler. Lakin mazeret şu: ‘Herkes bu türlü yapıyor’… Halbuki herkesin bu türlü yapmadığını da biliyoruz” sözlerine yer verdi.

“HEKİM KAYBIMIZ 60, TOPLAM SIHHAT ÇALIŞANI KAYBIMIZ 150’Yİ BULDU”

Küçükosmanoğlu, açıklamasına şu sözlerle devam etti:

* Doktor kaybımız 60’ı, toplam sıhhat çalışanı kaybımız 150’yi buldu.

* Yarından itibaren beş gün mühletle saat 21.00’da ışık kapama hareketi yapılacak.

* Sıhhat çalışanlarının kaybı durumunda yahut hastalığı durumunda bunun bir meslek hastalığı olduğunu kabul edilmesini önceleyen fakat bunun yanında salgınla ilgili gayrete de dikkat çeken bir kampanya başlayacak.

“AMBULANSLAR COVID-19 HASTALARINI TAŞIMAYA YETMİYOR”

Küçükosmanoğlu’nun akabinde İTO İdare Şurası Üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu da açıklamalarda bulundu.

“Salgın siyaseti bütünüyle iflas etti” diyen Ömeroğlu, şu tabirleri kullandı:

* İstanbul için acil kapanma vakti. İstanbul Tabip Odası olarak meslektaşlarımızdan topladığımız bilgiler ve alandaki müşahedelerimiz durumun vahametini gösteriyor.

* Ambulanslar, Covid-19 hastalarını taşımaya yetişemiyor. Hastalar saatlerce sedyelerde bekletiliyor.

* Hastanede mevcut servisler yetmiyor; her gün yeni eni Covid-19 servisleri açılıyor.

* Servise yatması gereken birçok hasta kâfi yatak olmadığı için acillerde tutuluyor.

* Ağır bakımda yatması gereken birçok hasta, acillerde ya da servislerde bekletilip; ağır bakım yataklarının boşalması bekleniyor.

“ÖZEL HASTANELER COVID-19 HASTALARINI FİYAT KARŞILIĞI KABUL EDİYOR”

Yalnızca COVID-19 hastalarının değil, öteki hastaların da servis, yatak ve ağır bakım kasveti sebebiyle sıhhat hizmeti alamadığını söyleyen Ömeroğlu, “Kamu hastaneleri muhtaçlığa yanıt veremediği için devreye sokulan özel hastaneler COVID-19 hastalarını lakin fiyat karşılığında kabul ediyor. Bütünüyle ilçe sıhhat müdürlüklerini üzerine yıkılmış olan filyasyon çalışmaları, olayların fakat çok az bir kısmına yetişebiliyor” formunda konuştu.

“DURUM HER GEÇEN GÜN DAHA DA BERBATA GİDİYOR”

“İstanbul’un sıhhat problemleri S.O.S veriyor ve durum her geçen gün daha da berbata gidiyor” tabirlerine yer veren Ömeroğlu, “AKP rejiminin sıhhat siyasetleri bütünüyle iflas etti. İstanbul için acil kapanma zamanı” dedi.

ACİL ALINMASI GEREKEN 7 ÖNLEM SIRALANDI

Ömeroğlu, salgının denetim altına alınabilmesi için alınması gereken 7 acil önlemi ise şöyle sıraladı:

* İstanbul’un sıhhat altyapısının bu gidişe dayanabilmesi mümkün görünmemektedir. Öbür kente giriş-çıkış kısıtlaması en az 14 güne kadar; toplumsal hareketliliğin azaltılması, sokağa çıkma kısıtlaması, temel-zorunlu ve acil mal/hizmet üreten işler dışında tüm işlerde çalışmaların durdurulması olmak üzere virüsün yayılmasını azaltacak, durduracak tedbirler süratle hayata geçirilmelidir.

* Salgınla uğraş hastanelerde değil, alanda kazanılır. Aktif bir filyasyon çalışması için birinci basamak sıhhat hizmetlerindeki aile hekimliği-ilçe sıhhat müdürlüğü ikiliği kaldırılmalı; aile sıhhati merkezleri süratle bölge tabanlı olarak organize edilmelidir.

* Salgının denetim altına alınamamasının sorumluluğunu vatandaşlara yıkıp, yalnızca maske-mesafe-hijyen tekerlemesiyle pandemiyle başa çıkılamaz. Yapılması gereken, Dünya Sıhhat Örgütü’nün başından beri önerdiği üzere çok sayıda test yaparak hastalık tanısı konanlara katı bir izolasyon uygulamak; meskende izolasyon şartlarının sağlanamadığı durumlarda mahallî idarelerle de iş birliği yaparak barınma imkanları sağlamaktır.

* Özel hastanelerin, COVID-19 hastalarından para talep etmesine hiçbir biçimde göz yumulamaz. Kamu sıhhat kurumlarının muhtaçlığa karşılık veremediği her durumda özel hastaneler Sıhhat Bakanlığı’nın denetimine geçirilmeli, yurttaşların sıhhat hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön şartsız bütünüyle parasız olmalıdır.

* COVID-19 dışı hastaların aylardır ertelemek zorunda kaldıkları sıhhat hizmeti gereksinimi daha fazla bekletilemez. Bölge ve nüfus özellikleri dikkate alınarak pandemi dışı hastaneler belirlenmeli ve ilan edilmelidir.

* Salgın uğraşı lakin yüksek motivasyonlu ve kâfi sayıda sıhhat çalışanlarıyla kazanılabilir. COVID-19 pandemisinin oluşturduğu istihdam muhtaçlığı göz önüne alınarak KHK ile ihraç edilmiş ve ataması yapılmayan doktorlar ve sıhhat çalışanları hemen misyona başlatılmalı; aylardır pandemi gayreti nedeniyle yorgun düşmüş sıhhat çalışanlarının çalışma şartları ve özlük hakları süratle düzeltilmelidir.

* Türkiye’de salgının sekiz aydır denetim altına alınamamasının sorumlusu kuşkusuz; on binlerce yurttaşımızın hayatına mal olan pandemi sürecinden muvaffakiyet öyküsü çıkarmaya çalışan AKP zihniyetidir. Bugüne kadar izlenen eksik, yanlış, tutarsız uygulamalara derhal son verilmeli; hemen aklın ve bilimin ışığında, açık, şeffaf, emniyetli, toplumun bütün kesitlerinin iştirakine açık yeni bir salgın siyaseti oluşturulmalıdır. Gelinen vahim durum göstermektedir ki Türkiye’de salgınla çabanın ön şartı, bu zihniyetle çabadan geçmelidir.

Sözcü