ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield’in Türkiye’deki devlet hastanelerinin ABD ve öbür ülkelerdeki ilaç şirketlerine 2,3 milyar dolar borcu olduğunu ve borcun ödenmemesi halinde şirketlerin Türkiye’den çıkabileceğini söylemesi reaksiyon çekti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, “İlaç krizi yalnızca bir mali krizin sonucu değildir. Hükümet ektiği rüzgarın fırtınasını biçiyor” dedi.

YA KIRK KATIR…

Yılın birinci 6 ayında Toplumsal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 222.5 milyar liralık gelirine karşılık 259.9 milyar liralık masrafının bulunduğunu kaydeden Karabat, “SGK cari masraflarının dahi yüzde 15’ini finanse edememektedir. Kaldı ki borç ödesin… ABD Büyükelçisi Satterfield da fırsattan istifade ederek ülkemize bir tezgah kuruyor” diye konuştu.

Sıhhat Bakanlığı’nın her yıl şubat ayında ilaç alımları için kullanacağı bir sabit kur belirlediğini hatırlatan Karabat, şöyle konuştu:

“Örneğin 2020 yılı için Euro’yu 3.81 TL kabul etti. Euro’nun bugün 9 TL’ye dayandığı düşünülürse şirketlerin neden kaçmak istediği daha net anlaşılır. Bir ilaç firması için eserini Avrupa’da satmak Türkiye’ye satmaktan yüzde 200 daha kârlıdır.”

ABD’li şirketlerin bir an evvel alacaklarını tahsil edip Türkiye pazarından çıkmanın yolunu aradığını savunan Karabat,
“Bu tabloda hükümet için çıkar yol, borçlu kalmaya devam etmektir. Bu ise uzun vadede Duyun-u Genele yönetimi demektir.
İşte hükümetin başkanlık sistemine geçişle uyguladığı yanlış siyasetin ülkeyi getirdiği ya kırk katır, ya kırk satır siyasetinin sonuçları bunlardır” diye konuştu.

TIBBİ MATERYAL BÖLÜMÜNDE DE TIPKI SORUN

CHP’li Özgür Karabat, “Ülkemizde yerli tıbbi gereç tedarikçileri de alacaklarını tahsil edememe sıkıntısından muzdarip. Tedarikçilerden alacaklarının yüzde 30’u ila yüzde 60’ından feragat etmesi bekleniyor. Tedarikçiler Hazine ve Maliye Bakanlığı’yla pazarlık yapacaklar. Merkezi idarenin toplam borcu GSYH’nin yüzde 40’ına dayandı. Tablo çok açık bir mali krize işaret etmektedir” dedi.

Sözcü