Olay, geçen yıl 2 Ağustos’ta Muratpaşa ilçesi Konuksever Mahallesi 798 Sokak’ta meydana geldi.
3 katlı apartmanın giriş katında yaşayan Gökhan Çınar, polisi arayarak birlikte yaşadığı Hatice Şimşek’in hareketsiz yattığını söyledi. İhbar üzerine adrese giden polis ve sıhhat takımları, Şimşek’in hayatını kaybettiğini belirledi.
Kuşkulu görülen mevtin akabinde bölgeye Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Ofis Amirliği ve olay yeri inceleme grupları istendi. Bu sırada sorgulanan Gökhan Çınar’ın meskenin balkonuna çıkarak sık sık gözyaşı döktüğü görüldü.
Kuşku üzerine kelepçelenerek gözaltına alınan Gökhan Çınar’ın 11 cürümden kaydı olduğu ortaya çıktı.
Çınar’ın birinci tabirinde, “Alkol almıştık. Gece hengame ettik ve dövdüm. Sonra uyuduk, uyandığımda öldüğünü anladım. Akabinde bir yakınımı, daha sonra da polisi aradım” dediği öğrenildi. Polis Gökhan Çınar ile olay gecesi tıpkı meskende olan kız kardeşi Ü.Ç. ve sevgilisi S.A’yı da gözaltına aldı.
Adliyeye sevk edilen Gökhan Çınar ve Ü.Ç. ‘kasten öldürme’ cürmünden tutuklanırken, S.A. ise savcılıktaki sözünün akabinde tutuksuz yargılanmak üzere özgür bırakıldı. Ü.Ç., tutukluluğa yapılan itirazdan bir hafta sonra tahliye edildi.
Gökhan Çınar dün üçüncü defa hakim karşısına çıktı. Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Gökhan Çınar, bulunduğu cezaevinden SEGBİS ilişkisi ile katılırken, şikayetçiler ve taraf avukatları, Antalya Bayan Dayanışma Merkezi ve Dayanışma Derneği vekili Avukat Aylin Onursev, Antalya Barosu Bayan Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Konseyi avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Şikayetçi vekili avukat Parıltı Deniz Toklu, sanığın maktule sistemli olarak şiddet uyguladığını öne sürerek, “Sanık Gökhan’ın eziyet ederek taammüden insan öldürme hatasından cezalandırılmasını, sanık Ü.Ç.’nin ise bu suça iştirak ettiğinin kabulünü ve sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Duruşmanın savcısı temel hakkındaki mütalaasında, sanığın yaklaşık 2 yıldır maktul ile sevgili olduğunu belirterek, “Dosyada mevcut raporlarda tespit edildiği üzere sanığın maktulü darbederek, künt baş travmasına bağlı olarak beyin kanaması ve beyin doku hasarı sonucu vefatına neden olduğu anlaşılmıştır. Sanığın ‘kasten öldürme’ hatasından cezalandırılması kamu ismine mütalaa olunur” dedi.
Sanık avukatı ise savcının mütalaasına karşı savunma yapmak için mahkemeden mühlet talebinde bulurken, maktulün kayarak düştüğünü ve bu formda yaralandığını öne sürerek müvekkilinin hatasız olduğunu tez etti. Sanığın tutukluluğunun devamına karar verilen duruşma ertelendi.
AVUKATLAR: SAVCI, AĞIRLAŞTIRILMIŞ MAHPUS İSTEMELİYDİ
Duruşma sonunda konuşan Antalya Bayan Dayanışma Merkezi ve Dayanışma Derneği vekili Avukat Aylin Onursev, savcının ömür uzunluğu mahpus cezası istediğine dikkat çekerek, “Bizler ve Antalya Barosu Bayan Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu’nu temsilen katılan avukatlar, savcılık mütalaasına katılmıyoruz. Hatice ölmeden evvel sistematik azap görmüştür. Failin ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası almasını talep ediyoruz” dedi. Avukat Onursev, “Ayrıca savcılık makamı, Hatice ölürken orada olan öbür sanıkların beraatını talep etmesi bir bakıma ‘şiddet yanı başınızda olsa bile ihbar etmeyebilirsiniz’ demiş olmaktadır. Oysa ceza yasasında ‘suçu bildirmeme suçu’ açıkça tanımlanmıştır” diye konuştu. (DHA)
Sözcü
