Özkan Saçkan’dan Haftanın Kitapları…
İklim değişikliğinin yıkıcı tesiri
Hakan Bulgurlu’dan Tehlikeli Tırmanış. “23 Mayıs 2019 tarihinde, Everest’in tepesine ulaşabilen birkaç bin şanslı beşerden biri oldum. Dünyanın en yüksek dağının doruğunda durmak, tabiatın hayranlık uyandıran kuvvetine şahit olmak beşere kibrini unutturan bir deneyim. Everest’e tırmanmak istememin birkaç sebebi vardı: iklim değişikliğinin yıkıcı tesirini göstermek için çevresel bahislere odaklanmak, insanlara örnek olmak ve karşılaştığımız sorunlara pratik tahliller aramak. Yaptığım seyahatle, tabiata verdiğimiz ziyanı gözler önüne sermek, kaleme aldığım bu kitapta ise hem tepeye çıkarken karşılaştığım zorlukları hem de gezegenimizi ve insanlığın geleceğini muhafaza konusunda hepimizin karşılaştığı zorlukları anlatmak istedim.” Hakan Bulgurlu. (Mundi Kitap)
Yedi bayanın toplumsal hesaplaşmaları
Raşel Meseri’den Küt Oynayan Bayanlar. Sıcak. Çeşme yazında güneş cayır cayır. Sıcak. Hava yorgun, yazlıklarda vakit rehavet içinde. Sıcak. Konut sahibemiz Rezzan’ın lüks villasında gün yeni başlamış; görüntüyü, mutfağı, ağaçları, çiçekleri, havuzu, pergolayı, masayı, iskambil kâğıtlarını, gümüş kadroları, yelpazeleri ve hizmetçiyi tekrar ağır bir gün bekliyor. Bugünkü konuklar, Amerikano olarak da bilinen Küt oyun kümesi. Bu güçlü yazlığın bahçesine, iskambilin cilvesine neler sığmayacak ki: 50-80 yaşları ortasındaki yedi bayanın ferdi ve toplumsal hesaplaşmaları, ihtirasları, itirafları ve kiminin hâlâ Ladino lisanında sakladıkları sırları. Sessiz bir hizmetçinin kendiyle konuşmaları. (Alfa Yayıncılık)
Derin ve karanlık bir seyahate çıkarıyor
Celil Oker’den Beyaz Eldiven Sarı Zarf. Müellif, o daima alışageldiğimiz üslubuna kimi vakit tansiyonu kimi vakit da mizahı ekleyerek yazdığı bu polisiye hikayelerinde okuyucuyu, çok yakından tanıdığımız kahramanı Dedektif Remzi Ünal karakteriyle yesyeni serüvenlere davet ediyor. Zekice kurgulanmış hikayelerinde, bazen sıradan insanların bile karmaşık üzere görünen profesyonelce işlenmiş cinayetleri çözümlemekte ne kadar yetenekli olabileceklerini gözler önüne. Şayet polisiye tipinden hoşlanıyor ve insan denilen muammayı daha da yakından tanımakla ilgileniyorsanız bu kitabı elinizden bırakamayacaksınız. (Altın Kitaplar)
Neleri hakikat, neleri yanlış yaptığınızı bileceksiniz
Tilman Fertitta’dan Kapa Çeneni ve Dinle! Teşebbüsçüler, büyük şirket başkanları, yöneticiler ve her düzeyde yönetimciler için net, öğren ve uygula çeşidinde prensipler içeren, sizi başarılı bir mesleğin ve mutluluğun doruğuna çıkarabilecek birkaç gerçek liderlik yol haritasından biri. İş insanları ya da istekli teşebbüsçüler; bu kitap şirketinizi bir üst seviyeye taşıyacak. Deneyimli bir yönetici de olsanız, yolun başında da olsanız, bu kitabı bitirdiğinizde neleri yanlışsız neleri yanlış yaptığınızı bileceksiniz. “Tilman’ın işletme sahipleri için ortaya koyduğu her periyoda uyan dersleri sık sık tekrar okumak ve gözden geçirmek isteyeceksiniz.” Tom Brady. (Bilgi Yayınevi)
Çarpıcı bir politik taşlama
George Orwell’den Hayvan Çiftliği. Fazla çalıştırılan ve makus muamele gören hayvanlar bir gün toplanıp yaşadıkları çiftliği ele geçirirler. Sonunda kelam sahibi olmuşlardır, çiftlikte daha adil ve eşit bir toplum oluşturmaya kararlıdırlar. Domuzların öncülüğünde bu yeni sistemi kurmak için çalışmaya başlarlar. Bu nizam birinci başta çiftliğin gelişmesini sağlasa da vakitle hayvanların öngöremediği meseleler ortaya çıkacak ve eskisinden daha acımasız bir rejim kurulacaktır. Muharririn klasikler ortasına girmiş ikinci ünlü romanı ve çarpıcı bir politik taşlamadır. (Can Yayınları)
Ateş her şeyin unsurudur ve yeniden onda çözülür
Turgut Özgüney’den Herakleitos – Bir İnsanın Karakteri Onun Yazgısıdır. Antik Yunan’ın karanlık filozofu Herakleitos ideoloji tarihine gizemli fragmanlarıyla damgasını vurmuştur. Yalnızlığı seven, asık hızlı, somurtkan Herakleitos’a kelamları anlaşılamadığından ötürü yurttaşları Karanlık ismini takmıştır. Ona nazaran kozmosta var olan her şey ateşten oluşmuştur, ateş her şeyin prensibidir ve yeniden onda çözülür. Şeylerin daima değişimi, karşıların birliği, kozmik ateş, genesis, logos, nemli ve kuru ruhların hermeneutiği onun derinlikli ideolojisinde değindiği esas hususlardandır. (Destek Yayınları)
Çarpıcı kurgu ve yaşayan karakterleri
Fatih Gezer’den Ölüler Kıraathanesi. İstanbul’un meşhur ve meşum bir mahallesinde, bir poker masasında son bulan sekiz hayat… Sekiz umut, sekiz el, sekiz pas, sekiz rest! Kitapta öykümüz bol palavralı oyunun ve yerin dışına çıkıyor, itimat edilmez bir ışığın aydınlattığı gecede okuru göz göz konutlar, acımıza bigane sokaklar, geçmiş vakitler ve dertli hayatlar içinde ustalıkla gezdirip nihayetinde yeni bir günün ümit var aydınlığına çıkarıyor… Çarpıcı kurgusu, yaşayan karakterleri ve uzman kalemiyle lezzetli bir birinci roman. “Fatih Gezer’in romanı hakikaten farklı ve özgün.” Zülfü Livaneli. (Everest Yayınları)
Kardeşlik, kan bağının ötesinde bir mucize!
Kaan Elbingil’den Kardeş Mardeş Deme Bana! Tek çocuk olmaktan mutlu Salih Emre, yeni mahalleye ve okuluna alışmaya çalışır. Borçlardan bunalan ailesi, ona hem kardeş olsun hem de lisan öğretsin diye, yabancı bir öğrenciyi meskenlerine davet eder. Çat pat Türkçe konuşan Hans’ın gelişi, Salih Emre’yi sıkıntıdan çıkarır. Fakat, komşu kızı Elif’le sonunda konuşmayı başarması ve babasının çorbacı dükkânında işlerin beklenmedik biçimde yoluna girmesiyle, hayatı değişmeye başlar. Ta ki bir gün konutlarının kapısı çalınana dek… (Günışığı Kitaplığı)
İçine taş üzere oturan sıla hasreti
Mehmet Güler’den Taş Üşümesi. “Taş üşümesi” taş üzere ağır bir söylemdir. Taşında bir lisanı vardır ve bu mahallî olduğu kadar kozmiktir de. Tıpkı çiçeklerin, kuşların, suların lisanı üzere. Taş taş üstüne örülen bir yapıda yerini yadırgayan taş üşür. Taşa tekrar biçim verilerek yüzyıllar uzunluğu yerleşeceği yeri bulması sağlanır. Pekala ya toplum üşümüşse… Aklını kaçıp giden sevdalısıyla gurbete göndermiş Püsküllü Perihan da üşümüş bir taştır. Doğup büyüdüğü mahalleye dönen Kerem öğrencilik ve hapislik yıllarının muhasebesinde kendine bir yer aramaktadır. Kerem’e öfkesi dinmeyen Gökçen’in sevgisi üşür. Sürgün yollarında yitip giden cetlerinin ayak izlerini takipte, içine taş üzere oturan sıla hasretini söküp atmaya çabalayan Mimar Orta ve onunla buluştuğu taş iştirakinde aşkını şekillendiren Öğretmen Çimen. (h2o Kitap)
Kanseri bile nazikçe karşılayan hayat öğretmenim
Bircan Usallı Silan’dan Hayatın Provası Yok – Filiz Akın. Gerçek, yalın, dost bir insan kalabilmek için Filiz Akın olmak gerekiyor. Zülfü Livaneli. Sinemanın efsane ismi, sarışın hoşu, herkesin kalbine girmiş Filiz Akın’ım. Türkan Şoray. Kendisini tanıdığımda yalnızca dış hoşluğu değil ruhunun da ne kadar hoş ve gerçek olduğunu gördüm. Benim hem ablam, hem arkadaşım, hem sırdaşım oldu… Oya Başar. Onu sözcüklerle ifade edemeyeceğim kadar çok seviyorum. Sanatına, zarafetine, asaletine, hoşluğuna hayranlığım büyük. Ayşegül Aldinç. Filiz Akın… Bana hayat veren insan. Zevkli, kaliteli, kibarlık örneği… Kanseri bile nazikçe karşılayan hayat öğretmenim. Beni daima şaşırtmayı başaran, benim en iyi arkadaşım, annem. İlker İnanoğlu. (İnkılap Kitabevi)
Sarsıcı ekonomik hareketler
Chris Lewis’ten Liderlik Labaratuvarı – 21.Yüzyılda Liderlik. Liderlik mahareti deyince aklımıza gelen her şey, son 25 yılda temelden değişti zira 21. yüzyılda, hepimiz üzere, başkanlar de değişik bir dünyadalar. Pek çok üst seviye yöneticinin uykularını kaçıran yeni bir dünya sistemi ve yepisyeni global tartışma başlıkları var: Sarsıcı ekonomik hareketler, Brexit enflasyon, politik iktidarlar, kripto paralar, yeni duvarlar, robotlar… Günümüz başkanları tüm bunlarla nasıl baş edebilir? Chris Lewis ve Dr. Pippa Malmgren, Liderlik Laboratuvarı’nda, bu büyük değişim çarkına nasıl ayak uydurulabileceği konusunda yol gösteriyor, ipuçları veriyor, örnekler üzerinden sorular yöneltiyorlar. Yalnızca eski kuralların neden artık işlemeyeceğini açıklamakla kalmıyor, birebir vakitte yenidünya tertibinde yerleşen yeni pahaları, bu yeni nizamın nasıl bir liderlik beklediğini anlatıyorlar. (İş Bankası Kültür Yayınları)
Taşlanarak öldürülen bir bayanın gerçek öyküsü
İhsan Çankaya’dan Şener Büyüktürk’ün Sergüzeşti. Yusuf Kâmil Şener Divan edebiyatı uzmanı bir Türkolog ve akademisyen, Şener Büyüktürk ise onun gazetedeki yazılarında kullanmak istediği fakat işvereninin fazla savlı bulması nedeniyle uzun mühlet kullanamadığı mahlasıdır. Yusuf bu takma ismi birinci kez romanı Ayşe ile Mihail tıpkı gazetede tefrika edilirken kullanır. Tıpkı mahlası üzere değindiği husus prestijiyle da epeyce sansasyona açık bu tarihî roman, 1680’de, İstanbul’da, zina ettiği gerekçesiyle taşlanarak öldürülen bir bayanın gerçek kıssası üzerine heyetidir. Evli bir adam olan Yusuf bu romanın yazım sürecinde öğrencisi Aleko ile aşk yaşamaya başlar. Hem romanının hem de bu münasebetin onu sürükleyeceği atmosfer, en az memleketin toplumsal iklimi kadar çatışmalı ve çetrefil olacaktır. (İthaki Yayınları)
Sinemasal bir seyahat
Memet Baydur’dan Sinema Yazıları. Sıradan izleyicisinden meraklı takipçiye kadar herkese hitap eden lisanıyla Baydur, 11. yüzyıldaki gökbilimcilerin icatlarından Lumière Kardeşler’in birinci şovlarına, oradan günümüze çektiği çizgide sinemanın bütün bir kıssasını anlatıyor. Orson Welles’ten Charlie Chaplin’e, Hitchcock’tan Renoir’a, Bergman’dan Kurosawa’ya tüm ustalara, Hollywood’dan Bollywood’a, Fransız, İtalyan, İngiliz ve Doğu Avrupa sinemasından Sovyet sinemasına, çizgi sinemadan bilimkurguya, tüm duraklara uğruyor. Sinemanın arkeolojisini yaparak açtığı kapıyı, sinemanın ehemmiyeti, hoşluğu ve tehlikesinin altını çizerek kapatıyor. Kitap, muharririn rehberliğinde sinemasal bir seyahate çağırıyor. (Kırmızı Kedi Yayınları)
Süzülüp geldi bu kitaptaki her bir sözcük
Nusret Gürgöz’den Dünyanın En Hoş Kabahati. “…Maden ocaklarından, duruşma salonlarından, gözaltı merkezlerinden, cezaevlerinden, vefat bodrumlarından, faili meçhullerden; acılardan, çığlıklardan, ağıtlardan; bozkırdan, karlı zirvelerden, dağ göllerinden, patikalardan, subaşlarından, kuşlardan; aşklardan, sevgilerden, hoş günlerden, çocuk gözlerinden, bebe uykularından; türkülerden, semahlardan, halaylardan, şiirlerden, seksenlerden, doksanlardan, iki binlerden… Süzülüp geldi bu kitaptaki her bir sözcük…” Nusret Gürgöz. (Kora Yayın)
İnsani hikayelere şiirsel bir lisanla dokunuyor
Buket Güler’den Hiç Tanımadım Hiç Unutmadım. Muharrir kitabında ekranlarda sabun köpüğü üzere kaybolan öykülere samimiyetle dahil oluyor. Zihninde yer eden haberlerin öncesinde ve sonrasında olabilecekleri akıcı bir üslupla ele alıyor. Kitap, satır ortalarında kalan kâğıt emekçilerinin umutlarına, yarış atlarının özgürlüğe koşuşlarına, işsiz bir babanın kederlerine, bayanların endişelerine, ormanların çığlığına, mülteci çocukların hayallerine, süratlice bakıp geçtiğimiz haberlerin gerisindeki dramlara, insani hikayelere şiirsel bir lisanla dokunuyor. Sanmam, biz de bir sestik tahminen, Birileri için yıllar evvelki, Şaşırtan müsabakada. Melih Cevdet Anday. (Nemesis Kitap)
İnsanın yaşadığı duygusal açmazlar
Serhat Yabancı’dan Zihin Tuzakları-Kendine Yardım Kitabı. Kitap, insanın yaşadığı duygusal açmazları ele alıyor ve kendinizle keyifli olmanın reçetesini veriyor. Dilediğiniz kadar okuyabilirsiniz. 1. Zihin Tuzakları nedir ve ne için kullanılır? Zihin Tuzakları; değersizlik, yetersizlik, sevilmeme korkusu, yalnız kalma kaygısı üzere hislerle boğuşanlara özel olarak, muharrir tarafından yazılmış bir kendine yardım kitabıdır. 2. Zihin Tuzakları nasıl kullanılır? Zihin Tuzakları’nı konutta, yolda ya da rahat ettiğiniz rastgele bir yerde okuyabilirsiniz. Tekrar okumaya gereksinim duyduğunuz takdirde kitaba yine başlayabilirsiniz. Daha tesirli olması ismine kitaptaki sorulara yanıt vermekten çekinmeyiniz. 3. Muhtemel yan tesirler nelerdir? – Tasalardan arınma. – Özgüven. – Özsaygı. – Kendin olma. – Gerçek memnunluk. (Mona Kitap)
Çakralarda biriken ağır güçler nasıl temizlenir
Alberto Villoldo’dan Şaman-Şifacı–Bilge. Nasıl şaman olunur? Hayvan rehberliği ne demektir? Kadim şamanik uygulamalar ile kendimizi şifalandırmamız mümkün mü? Atalarımızın yazgısını yaşamak zorunda mıyız? Kutsal alan yaratmak ne manaya geliyor? Şamanlar, dünyayı hayal ederek var eder. İnkaların torunu olan And Dağları Şamanları, yüzyıllardır kullandıkları şifa tekniklerini birinci defa bir Batılı ile paylaştı ve antropolog Dr. müellif, yakın vakte kadar yabancılardan saklanan bu kadim bilgelik geleneğini daha yakından tanımamız, kendimizi ve diğerlerini şifalandıracak araçları kullanmayı öğrenmemiz için tüm öğrendiklerini kitapları aracılığıyla okurlara aktarıyor. Bu kitapta güç ve şifa çalışmalarının merkezinde yer alan çakralar sistemine şamanların nasıl yaklaştığını ve çakralarda biriken ağır güçleri nasıl temizleyebileceğinizi öğreneceksiniz. Tıpkı vakitte binlerce yıllık kadim bir öğretinin ritüelleri ile hayata farklı bir bakış açısı kazanacak, bir diğerine gereksinim duymadan kendinize şifa verebileceksiniz. (Omega Yayınları)
Fransa’nın devlet yapısı ve eğitim sistemleri
ANDREWS Jenkins’den Kısa Fransa Tarihi. Kitap, Kelt, Roma ve Cermen kültürleri üzerine kurulmuş bir devlet olan Fransa’nın tarihini muhakkak bölümler halinde ele alıyor: Keltler ile Romalıların savaşları, Cermenlerin sahneye çıkışı, Karolenj ve Bourbon Hanedanları, Fransız İhtilali, Paris Komünü, Alman işgalleri, Cezayir sorunu, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci cumhuriyetler… Bu kitabı okuyarak Fransa’nın edebiyat, sanat, ideoloji ve bilimde nasıl bu kadar başarılı olabildiğini ve dünya başkanı vasfında ileri teknoloji firmaları çıkarabildiğini öğreneceksiniz. Ayrıyeten devlet yapısı ve düzeneğinin işleyişi, yönetim, vergi, eğitim, sıhhat ve soysal güvenlik sistemleri hakkında bilgi sahibi olacaksınız. (Say Yayınları)
Kazanan olmak için harap olmaya gerek yok
Esra Alkan’dan Artık Nasıl Çıkarım Bu İşin İçinden? Yaşarken Öğrenen Adam: Mustafa Gözcü. Tılsımınız olacak hayatta. Kazanan olmak için harap olmaya gerek yok. Görün, fark edin, elinizi uzatın, çözün. Elinizdeki kitap, belgeseliyle birlikte bunun en kolay yolunu gösteriyor. Zira yaşarken öğrenmiş bir kimliğin pratiği var bu satırlarda. İstediğiniz hayat çok kolay. Karmaşık bilgiler yok. Mustafa Gözcü, bu kolaylığı çocukluğunda keşfedip hayat seyahatinde deneyimlemiş. Nasıl mı? El yordamıyla, göz nuruyla… Onun yaşanmışlıklarını okuyup içselleştirmeniz çok kolay olacak. Artık kitabı alın ve ardınıza yaslanın. (Totem Yayınları)
Farklı olmaya ve bunu sevmeye dair
Rita Mae Brown’dan Yakut Orman. Müellifin yürekli ve akıcı üslubuyla hayat bulan kitap, Molly Bolt’un çocukluğuyla başlayıp genç bir bayan olarak kendini ve dünyadaki yerini bulmasına uzanan bir büyüme kıssası. Amerika’nın güneyinde yoksul bir kasabada büyüyen Molly’nin evvel San Francisco, akabinde New York’a uzanan serüveni -aradan geçen vakit birçok şeyi değiştirmiş olsa da- bugün hâlâ yeniliğini ve dönüştürücü tesirini koruyor. Gittiği her yerde bayanları kendine çeken Molly karşısına çıkan tüm pürüzlere karşın ne onları ne de kendini sevmekten vazgeçiyor. Kitabın klasikleşmiş karakterinin tüm dünyaya baş tutmak kıymetine hayallerinin ve dileklerinin peşinden gitmeye dair bildirisi bugün de yankılanmaya devam ediyor. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca okura ulaşan Yakut Orman’ı en iyi 1980 yılındaki kapağında yer alan bir not tanımlıyor: Farklı olmaya ve bunu sevmeye dair bir roman. (Umami Kitap)
Kırık bir kemanla babasının yasını tuttu
Akira Mizubayashi’den Can Kırığı. Müellif kitabında anımsama, köksüzleşme ve sonsuz yas üzere izlekleri klasik müziğin tınılarıyla buluşturuyor. Tokyo, 1938 yılı. Klasik müzik tutkunu dört amatör müzisyen –Japon İngilizce profesörü Yu ve üç Çinli konuk öğrenci– tertipli olarak toplanıp prova yapmaktadır. Japonya-Çin Savaşı’nın devam ettiği o periyotta, müziğin kurduğu bu dostluk köprüsü askerlerin provayı basıp dört müzisyeni İmparator’a karşı komplo kurmakla itham etmesiyle yıkılır. Askerlerden biri Yu’nun kemanını kırıp tüm müzisyenleri karargâha sorgulamaya götürecek ve bu anlar o esnada dolaba saklanan Yu’nun 11 yaşındaki oğlu Rei’nin babasını son görüşü olacaktır. Rei o günden sonra elinde babasından tek hatıra olan kırık bir kemanla babasının yasını tutmak ve anısını yine inşa ederek büyümek zorunda kalacaktır. (Yapı Kredi Yayınları)
Gerçek manaya dair fevkalâde bilgiler
Martin Kemp’ten Leonardo. Muharrir, dünyanın en ünlü sanatsal dehası Leonardo da Vinci’nin hayatını ve çalışmalarını böylesine eşsiz yapan şeyin ne olduğunun peşine düşüyor. Bu Rönesans adamının Mona Lisa ve Son Akşam Yemeği üzere başyapıtlarının gerisindeki “gerçek” manaya dair inanılmaz bilgiler sunuyor. Leonardo’nun gelişimini tüm çeşitliliğiyle takip ederek, gerçekleşmemiş hayalleriyle, hamilerle alakalarıyla ve İlah, beşerler ve tabiat hakkındaki görüşleriyle bütüncül bir portresini sunuyor. Yirmi bin sayfayı aşkın çizim ve not, insan gözünün yapısından uçan makineler ve dev arbalet dizaynlarına kadar inanılmaz keşiflerini ve icatlarını detaylarıyla aktarıyor. (Alfa Yayıncılık)
Kâbuslar ve öldürme isteğini kim kamçılıyor?
Hakan Balcı’dan Endişeyi Bekleyenler. Karanlık yalnızca kendi varlığına hürmeti olan bir yaratık mı? Kâbuslar ve öldürme isteğini kim kamçılıyor? Düş ile kozmosun kardeş olduğu bu hikayelerde çağrışımların, kimi vakit çok sessiz dokunuşlarına, kimi vakit da gürültüyle akan ürpertisine tanıklık edeceksiniz. Karanlık, sessizlik, kuşku üçgeninde yaratılan boşluklarla, mevtin kime yakıştığını düşünürken bulacaksınız kendinizi. Ansızın gerçeğe dönmek istediğinizde de ecelin yüzü olmayan gölgesinin, gözlerinize baktığını hissedeceksiniz. (Bilgi Yayınevi)
Harcanan bir hayatın hikayesi
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’den Kumarbaz. Kitap, ruhsal realizmin en başarılı kalemlerinden biri kabul edilen Dostoyevski’nin kumar borcunu ödeyebilmek için yirmi dokuz günde bitirdiği, romanın ana karakteri Aleksey İvanoviç’i de kendisinden esinlenerek yarattığı romanıdır. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen kumarbazların toplandığı kurmaca bir Alman kasabası olan Rulettenburg’da geçen roman, müellifin 1862’de yaptığı Avrupa seyahatinin izlenimleriyle doludur. Muharririn da şahsen uğraş ettiği parasızlık ve kumar düşkünlüğünü anlatan kitap, fecî ve amansız bir saplantının, harcanan bir hayatın hikayesidir. (Can Yayınları)
‘Her şey cinselliğin sonucudur’
Özgür Uysal’dan Bu İşler İnce İşler-İlişkiler ve Cinsellik Üzerine Denemeler. Kovalanınca kaçan mı oldun? Yoksa daima kaçanı mı kovaladın? Aşkına her vakit karşılık bulabildin mi? Yoksa hâlâ arıyor musun? Sence uzunluğu mu kıymetli yoksa fonksiyonu mi? Pekala senin fantezin hangisi? Bad uzunluk mu yoksa player erkek mi? Malum bu işler ince işler. O denli uluorta herkesle konuşulmaz lakin herkesi ilgilendirir. Burada kaygıları değil, tahlilleri tartışıyoruz. Bilimden faydalanıyor ancak hislerimizin da sesini dinliyoruz. Hayır utanmıyoruz zira dürüstüz. Ayrıyeten hiç de ayıp değil çok eğlenceli… (Destek Yayınları)
Dün, bugün ve yarın yazılmış gibiler
Ferit Edgü’den Yolun Gittiği Yer. Bu kısacık hikayelerdeki gerçekliğin tuhaf bir belleği var. Dün, bugün ve yarın yazılmış gibiler. Vakit, bireyler, (varsa) olaylar, okurun düş gücüne bırakılmıştır. Yorum yok. (Everest Yayınları)
Sözcü
