Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki elektronik gereç üretilen fabrikada çalışan Gülnur Kocabaş, geçen yıl 28 Mayıs sabahı saat 06.00 sıralarında işe gitmek için Alaybey Mahallesi’ndeki konutundan çıktı.
Kocabaş, 813 Sokak’a geldiğinde, gerisinden erkek arkadaşı Yusuf Akbulut seslendi. Sesin geldiği istikamete dönen Kocabaş, Akbulut’un pompalı tüfekli saldırısına uğradı.
Akbulut’un peş peşe 3 el ateşlediği tüfekten çıkan saçmalar, genç bayanın göğsüne isabet etti. Gülnur Kocabaş olay yerinde hayatını kaybetti. Olayın akabinde yakalanan Yusuf Akbulut hakkında ‘tasarlayarak taammüden öldürme’ kabahatinden dava açıldı.
Davanın ikinci duruşması Manisa 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya öldürülen Gülnur Kocabaş’ın babası Eyüp Kocabaş, kız kardeşi Sevinç Kocabaş ve bayan derneklerinin temsilcileri katıldı.
Sanık Yusuf Akbulut da duruşmaya SEGBİS metoduyla katıldı. Duruşmada öldürülen Gülnur Kocabaş’ın iş yerindeki iki arkadaşı şahit olarak dinlendi. Ayrıyeten Gülnur Kocabaş’ın komşusu da davayla ilgili tanıklık yaptı.
“ÇOK PİŞMANIM”
Gülnur Kocabaş ile 3 yıldır sevgili olduklarını ve kendisini aldattığı tarafında tabirler veren Yusuf Akbulut, duruşmada çok pişman olduğunu söyledi.
Sanık Yusuf Akbulut, “Pişmanım, acılı aileye başsağlığı diliyorum. Çok pişmanım” dedi. Şahitlerin ve sanık Yusuf Akbulut’un dinlenmesinin akabinde öteki şahitlerin da dinlenebilmesi için dava 27 Nisan’a ertelendi.
“O YALNIZCA BENİM KIZIMI DEĞİL BİZİ DE VURDU”
Duruşmanın akabinde kızını kaybeden baba Eyüp Kocabaş ve kız kardeşi Sevinç Kocabaş, adliye önünde açıklama yaptı. İndirim alabilmek için sanığın palavra söylediğini lisana getiren baba Eyüp Kocabaş, sanık Yusuf Akbulut’un kendisine başsağlığı dilemesine çok üzüldüğünü anlattı.
Baba Eyüp Kocabaş, “Olayı büsbütün planladığı halde şu andaki tüm savunması indirim almak üzerinedir. Kanunlarımızdaki indirim boşlukları, tahrik boşlukları sanığın işini kolaylaştırıyor. Planlı olarak cinayeti işlediği aşikâr olduğu halde başsağlığı dileyebilecek kadar kendini küçültmüştür. İndirim alabilmek için ‘duacıyım’ diyebilmektedir. Yoksa cürmü işlediği sabittir. Biz yalnızca çocuğumuzu kaybettiğimizle kalıyoruz. Yargıçların bizim için iyi tarafta takdirini kullanmasını canı gönülden istiyoruz. Bize başsağlığı dilemesi bizi daha da üzdü. Bir insanın evladını öldürüp sonra başsağlığı dilemek kadar acı bir şey yok. O yalnızca benim kızımı öldürmedi, bizi de vurdu. 313 gündür biz yaralı bir haldeyiz. Benim çocuğum artık nefes almıyor lakin o hala yaşayabiliyor. İndirim alabilmek için de her türlü iftirayı atabiliyor, konuşabiliyor. Lakin karşısında ‘sen palavra söylüyorsun’ diyebilecek bir Gülnur yok. O yüzden rastgele tabir verebiliyor. İstediği iftirayı atabiliyor. Karşısında sen palavra söylüyorsun diyebilecek bir Gülnur yok” dedi.
“KARDEŞİMİ YATTIĞI YERDE BİLE RAHATSIZ EDİYOR”
Sanık Yusuf Akbulut’un sözlerine reaksiyon gösteren kız kardeş Sevinç Kocabaş da, “Kazayla vurduğunu söylüyor, Gülnur’un hakaret ettiğini söylüyor. Ancak ben kardeşimi bildiğim için Gülnur sokak ortasında tartışacak, birine bağıracak pozisyonda değil. Zati ona fırsat bile vermemiş, direk gelir gelmez vurmuş. Hala ona iftira atmaya, palavra söylemeye devam ediyor. Vurdum ben yatayım demiyor. Hala çıkabilme umudu var. Benim kardeşim toprağın altında konuşamıyor. Hele o son gün ben pürüz olamadığım için ben kendimi suçluyorum. Uyanamadığım için kendimi suçluyorum. Uyansam tahminen bu türlü olmazdı. Akşamları servise ben götürüyordum, bir şey olmasın diye daima ben götürdüm. Hala palavra söyleyip kardeşimi yattığı yerde rahatsız ediyor. Bari orada huzurlu bıraksın” diye konuştu.
Sözcü
