SÖZCÜ’nün ortaya çıkardığı Malatya’da AKP’li Yeşilyurt Belediyesi’nin eğitim mazeretiyle Almanya’ya gönderdiği 45 şahıstan 43’ünün yurda dönmemesiyle ortaya çıkan “hizmet damgalı pasaportla insan kaçakçılığı” skandalının bir benzerinin Tunceli’de yaşandığı ortaya çıkmıştı.

Tunceli’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yurt dışına “Alevi Dedesi” gönderme projesi kapsamında seçilen bireylerden 20’sinin gittikleri ülkeye iltica ettiği ortaya çıkmıştı.  ‘Alevi Dedesi’ olarak Almanya’ya gönderilenlerin ortasında 15 yaşındaki bir çocuğun da olduğu söz eden Tunceli Cemevi Lideri Ali Ekber Yurt, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’na kabahat duyurusunda bulunduğunu tabir etmiş, lakin soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığını açıklamıştı.

ARACILARA 50 EORO ÖDEME

‘Alevi Dedesi’ olarak gösterilerek Almanya’ya gönderilenler ortasında bulunan 15 yaşındaki D.G.’nin babası Kamer Gül’e SÖZCÜ ulaştı. Gül, şu anda 18’ine girmek üzere olan çocuğunun Almanya’ya gönderilmesi için aracılara 5 bin euro verdiğini söyledi.

Kamer Gül, yaşananları SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:

* Ben Almanya’ya çocuğumdan yaklaşık 2 sene evvel geldim. Onu da buraya getirecektim, lakin çocuğumun yaşı küçüktü. Bundan ötürü kimi irtibatlara geçtim.

Alevi dedesi olarak 15 yaşında Almanya’ya giden D.G.’nin hizmet pasaportu.

“BİZ HRİSTİYANLIĞI SEÇTİK LAKİN OĞLUM ALEVİ DEDESİ OLARAK GELDİ”

* Ben Almanya’ya geldiğimde çocuğum orada (Tunceli’de) kalmıştı ve çocuğumu buraya getirmem lazımdı. 2005’ten beri Türkiye’deki Evanjelistlerle beraberim. Tunceli de küçük olduğu için herkes birbirini tanıyor ve bu durumu biliyordu.

* Bir Hristiyanın çocuğu Alevi Dedesi olarak gelebilir mi? Ben ve oğlum Hristiyanlığı seçmişiz lakin oğlum Alevi Dedesi olarak gelmiş. Oğlum buraya geldiği ve ilticaya başvurduğu vakit Alman mahkemelerine çocuğum buraya nasıl geldiğini sunmuşum. Alman mahkemeleri de benim çocuğumun Diyanet üzerinden Alevi Dedesi olarak Almanya’ya geldiğini biliyor.”

“BENİM TEK DERDİM ÇOCUĞUMU BURAYA GETİRMEKTİ”

Hizmet damgalı pasaportla insan kaçakçılığında Diyanet’in kullandığını sav eden Gül, açıklamalarına şöyle devam etti:

* Zira Diyanet bilmiyor ki kimin cemevine gidip, vazife yapıp yapmadığını… Nereden bilsin. Benim oğlum hayatında cemevine hiç gitmemiş ki.. Gelenlerin hiçbirisi de cemevine gitmemiş ve sorulan sorulara da karşılık verememişler.

* O süreçte bir kısmı Almanya’da kalırken bir kısmı da Hollanda, İsviçre ve Belçika’ya gitti. Beşerler ekonomik sorunlardan, siyasi nedenlerden ve yargılamalarından ötürü geliyorlar. Cemevi kendi başına yurtdışına seyahat düzenleyip insan gönderemiyor.

* Zira cemevi ibadethane olarak geçmesine karşın memleketler arası bir statüye sahip değil. Bu üzere seyahatleri lakin Diyanet gerçekleştirebilir.

* Benim tek derdim çocuğumu buraya getirmekti. Çocuğumun Almanya’ya gelmesi sonrasında haberlerde izledim, çocuğumun Alevi Dedesi olarak gönderildiğini bu halde öğrendim.

* Ben yalnızca çoğuma kavuşmak istedim. Bunun için en hoş yolda o yoldu, parasını verdim çocuğumu getirdim olay bu”

“HAFTADA BİN KİŞİNİN ALMANYA’YA GİRİŞİ VAR”

Türkiye’den gri pasaportla çıkanların sonrasında mülteci olarak başvurduklarını belirten Gül, “Geldiklerinde ise bazıları evleniyor, bazıları de Türkiye’de yaşanmış problemleri anlatıyorlar ve o meseleler üzerinden mülteci olmak için müracaat yapıyorlar. Televizyonlarda diyorlar ki bin kişi falan gitmiş hangi bin kişi? Türkiye’den gelen iltica kamplarına baktığınız vakit haftada bin kişinin Türkiye’den girişi var. Şu anda Avrupa’ya gitmenin en kolay yolu gri pasaport. Ve şu anda en çok doğu vilayetlerinden gelenler var” sözlerini kullandı.

Sözcü