Çalar Saat haberleriyle FOX’ta 8 dönemdir reytingde birinci sırayı alan gazeteci İsmail Küçükkaya’nın “Fikri Hür Vicdanı Hür” isimli yeni kitabı ülkenin son 20 yılını tahlil ediyor. Yeni Türkiye’de medya, toplum ve siyasetteki kutuplaşma, meslektaşı Fatih Portakal’ın vedası ve daha pek çok çarpıcı hadisesi ayrıntılı anlatıyor kitapta… Medya üzerindeki baskının giderek arttığına dikkat çeken Küçükkaya ile yeni kitabını ve Türkiye gerçeklerini konuştuk…
İsmail Küçükkaya, Hande Zeyrek’in sorularını yanıtladı.
‘DÜŞÜNEN İNSAN İSTEMEZLER’
– Kitapta Türkiye’nin son 20 yılına dair tahlillerinizi anlatıyorsunuz…
Biz gazeteciler kendimizi gözden geçirelim. Ancak toplumun da kendisine bakması gerek. Gazetecilik mesleği Turgut Özal ile başlayarak AKP iktidarında hızlanarak erozyona uğradı. Gazeteciler, siyasilerle, iktidarlarla ara ayarını kaybetti. Bu devirde de iktidar medya mühendisliği yaparak medyayı dönüştürdü ve meslektaşlarımız da bencilce davranıp büyük yanlışlar yaptı.
– O aranın hududu ne olmalı?
Gazeteci muhatabıyla eşittir. Muhakkak bir uzaklıkta olmalısın. Bizde ise bu vıcık vıcık olmuş. Ben bunları reddediyorum. Ben yayınlarımda muhatabımla eşit münasebet kuruyorum. Kimseyi ezmiyorum lakin ezilmiyorum da.
– Meslek hayatınızın en sıkıntı devri son yıllar mı?
Türkiye’de gazetecilik her vakit zordur. Düşünen, sorgulayan insanları istemezler. Her devir zordu fakat en zoru AKP iktidarı devrinde oldu. Zira AKP iktidarı vaktinde işsiz ve tutuklu gazeteci sayısı çok arttı. Bu periyodun içinde de en zoru FETÖ vaktiydi. Tasfiye listeleri, tutuklu gazeteciler çok artmıştı lakin artık de devam ediyor.
MEDYA KURUMLARI EL DEĞİŞTİRDİ
– Kitapta Cumhurbaşkanı Erdoğan için ‘medyayı adeta ustalıkla bir mühendislikle dönüştürdü’ sözünü kullanmışsınız. Bu dönüşüme toplum nasıl karşılık verdi?
Erdoğan, ne vakit ki gücü tek başına ele geçirdi bütün medya kurumları da el değiştirdi. Bunu bilerek, planlayarak yaptı. Medyanın yüzde 90’ını denetim eder hale geldi. Gazeteciler için SÖZCÜ, FOX ve birkaç yayın dışında alternatif kalmadı. Halk kendi yaşadığı gerçekliğin iktidar medyası tarafından çarpıtıldığını görünce o medyadan uzaklaştı. İktidar medyası okunmuyor zira onların Türkiye’si ile halkınki birebir değil.
ERDOĞAN’A NE SORARDI
– Erdoğan’la en son ne vakit bir ortaya gelip sohbet ettiniz? Yayınınıza gelse neler söylersiniz?
En son 2011 yılında bir seyahatte kendisine eşlik etmiştim. Yayınıma gelse, ‘Şimdi yüzde 51’e, koalisyona mecbursunuz. Bundan pişman mısınız?’ diye sormak isterdim.
– Kitabınızın ismi üzere her vakit fikri ve vicdanı hür bir gazeteci olabildiniz mi?
İsim, bu mesleğe bakışımdaki ana idelimdi. Her vakit fikri ve vicdanı hür gazeteciliği ortaya koymaya çalıştım. Büyük Başkan Atatürk’ün bizden beklediği de buydu. Gazeteci rastgele bir öndere ya da siyasala, tarikat yahut cemaat önderine biat etmemeli.
– Fikrinizi özgürce söyleyemediğiniz bir durumla karşılamadınız mı?
Olmaz mı? Boğazımın dokuz düğüm olduğu vakitler oluyor.
‘BEDENİMİ TERBİYE ETTİM ÇOK SISTEMLI YAŞIYORUM’
Haftanın 5 günü yayına çıkan İsmail Küçükkaya, bir gününü nasıl geçirdiğini sorduk, şöyle anlattı: “04.30’da kalkarım. 3 saatlik yayınım var ve öğleye kadar kanalda kalıyorum. Bir çorba içip meskene gidiyorum. 1 saat uyuyorum. Sonra günlük sporumu yapıyorum. Saat 16.00’dan itibaren sonraki gün için hazırlık başlar. 22.00’da yatıyorum. Hafta sonu da saatlerle çok oynamıyorum. Vücudumu terbiye ettim ve çok tertipli yaşarım. Her gün yatmadan evvel kesinlikle yarım saat şiir okurum.”
İsmail Küçükkaya
KURTULUŞUN REÇETESİ ATATÜRK DEĞERLERİ!
– Fatih Portakal’a yenelik bırakıp gitti tenkitlerine ne diyorsunuz?
Fatih’in kararı özgür iradesidir. Fatih korkak olsaydı bu yayınları yapamazdı. Bazen bırakmak da yürek işidir. FOX’a cezalar kesiliyor. SÖZCÜ’ye kamu duyuruları verilmiyor. Işvereni ceza ile yıldırılmaya çalışılıyor. Halk TV 5 gün kapatılıyor. İktidarın alternatif muhalefete tahammülü azaldı. Kurallar ağırlaşıyor. Demokrasiyi savunmaya devam etmeliyiz. Benim işverenim halk. Ben buyruğu, talimatı ve kararı halktan alıyorum.
– Türkiye’yi baskı ortamından kurtaracak reçete nedir?
Kurucu Cumhuriyet kıymetlerine dönmek. Atatürk’e borcumuz var. Türkiye şu anda ağır bir hastalık geçiriyor. Kutuplaştırdılar. Türkiye’yi ortak bedeller şemsiyesi altında birleştirmemiz gerekiyor. Tedavimiz Atatürk’ün kurucu bedellerinde.
KARŞI KARŞIYA KALDIĞIMIZ BASKI FATİH’İ YILDIRDI
– Kimse Fatih Portakal’ın FOX Haber’i kendi isteğiyle, tepede bırakacağına inanmak istemedi. Siz inandınız mı?
Fatih ile 35 dakikalık bir konuşma yaptık. Doğal ki kimse başına silah dayayıp onu bıraktırmadı. Ancak şunu da biliyorum, mesleğinin tepesindeydi. Tabiatıyla bırakmaz insan. İklim sorunu. Karşı karşıya kaldığımız baskı onu yıldırdı. ‘Birader yaşadıklarımız az şey mi? Konutumun üzerinde drone uçurdular’ dedi. Hakkında mahpus istemli davalar var. Bunlar kolay şeyler değil. Fatih yoruldu ve yıprandı. Bir baskı olmasa, tam manasıyla özgür olsa işini yapmaya devam ederdi.
– Kitabınızda ‘korkuyorum’ yazmışsınız… Bir gün siz de ‘Buraya kadar’ der misiniz?
Natürel ki endişelerim var lakin korksan da dik duracaksın boyun eğmeyeceksin. Özgür yayın yaptığım sürece işimin başındayım.
Küçükkaya, İmamoğlu ve Yıldırım yayın sonrası bu pozu vermişti.
EĞİTİME BAĞIŞ YAPTILAR AÇTIĞI DAVADAN VAZGEÇTİ
2019 mahallî seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye lider adayları Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu oturumunu yöneten İsmail Küçükkaya, o tarihi günün öncesinde ve sonrasında yaşananların tüm ayrıntılarını da “Fikri Hür Vicdanı Hür” kitabında anlattı. “O günlerde iktidar tarafından büyük haksızlık yapıldı” diyen Küçükkaya imgelerini müsaadesiz paylaşan otel idaresine açtığı davada ÇYDD, TEV ve Darüşşafaka’ya 50’şer bin lira bağışta bulunmaları karşılığında uzlaşma sağladıklarını ve davadan vazgeçtiğini de anlattı.
İsmail Küçükkaya’nın ‘Fikri Hür vicdanı hür’ kitabını www.sozcukitabevi.com‘dan ya da 0 212 948 22 78 numaralı telefondan temin edebilirsiniz…
Sözcü
