Samsun’da, tartıştığı eşi Yasemin Çitil tarafından kendisine ilişkin tabancayla vurularak öldürülen özel harekat polisi Emrullah Çitilin annesi Sebiha Çitil, oğullarından yadigar kalan torununun kendilerine gösterilmediğini söyledi.
Samsun’un Tekkeköy ilçesi 19 Mayıs Mahallesi’nde yaşayan 5 yıllık evli Yasemin ve Emrullah Çitil ortasında tartışma çıktı.
BALKONDAN DÜŞEN EŞİNE İKİ EL DAHA ATEŞ ETTİ
Tartışma sırasında Yasemin Çitil, silahını aldığı polis eşi Emrullah Çitil’e tek el ateş etti. Yaralanan Emrullah Çitil, 1’inci kattaki meskenlerinin balkonundan kaldırıma düştü. Yüzüstü beton tabana düşen Çitil’e eşi balkondan 2 el daha ateş etti. Sıhhat takımlarınca hastaneye kaldırılan Emrullah Çitil, kurtarılamadı.
Gözaltına alınan Yasemin Çitil, ‘eşi taammüden öldürme’ kabahatinden tutuklandı. Emrullah Çitil’in cenazesi ise memleketi Sivas’ta toprağa verildi. Olayın akabinde çiftin 3 yaşındaki çocukları M.A.Ç., süreksiz olarak mirasçılık evrakı ile Yasemin Çitil’in babası Bayram Çakmak’a verildi. Bu sürecin akabinde Emrullah Çitil’in annesi Sebiha Çitil torununu göremediğini söyledi.
‘ÇOCUĞUM YERİNE TORUNUMU BAĞRIMA BASAYIM’
Oğlu Emrullah ve gelini Yasemin Çitil’in evliliklerinin sıkıntılı geçtiğini öne süren Sebiha Çitil, şunları söyledi:
* Onların hiç huzuru yoktu. Bu yüzden bizim de huzurumuz yoktu. Daha sonra Emrullah boşanmak istese de Yasemin ‘çocuğu göstermem’ diye tehdit ettiği için boşanamıyordu.
* Olay yaşanmadan bir gün evvel telefonda konuştuk. Van’a misyona gidecekti ve çok memnundu. Şu an an torunumu Yasemin’in ailesi bize göstermiyor. Bu nasıl bir vicdan ben anlamıyorum. Biz bu aileyi tanıyamamışız. Evladımı da torunumu da elimden aldılar.
* Yasemin ailesiyle sorunlar yaşamış ve onu yurda vermişler, yurtta büyümüş. Ben torunumu istiyorum. Bana torunumu göstersinler. En azından çocuğum yerine torunumu bağrıma basayım.
* Ailesi de bu olayın içinde. Sorumlu kimse cezasını en ağır biçimde çeksin. Çocuğumu yediler.
‘ONUN TERÖRÜ EVİNDEYDİ’
Yetkililerden yardım isteyen Emrullah Çitil’in ablası Zekiye Gülbahar ise, şöyle konuştu:
* Benim kardeşim dağlarda terörist kovalıyordu. Onun terörü koynundaymış. Benim kardeşime sahip çıkın. Aylardır ne yiyebiliyoruz ne içebiliyoruz ne de uyuyabiliyoruz.
* Benim kardeşimi çocuğu kucağındayken haince sırtından vurdu. Kanı yavrusunun üzerine sıçradı. O mesleğine o kadar aşıktı ki vatanını, bayrağını o kadar çok seviyordu.
* Yasemin, kardeşimin bıyıklarına kadar kıskanıyordu. Bir meskenin tek oğluydu Emrullah, o bizim her şeyimizdi. O bizim çınar ağacımızdı, çınarımızı soldurdular. Bizim kardeşimiz devlet elinde olmasa da şehit oldu.
* Çocuğumuzu istiyoruz. O ailenin ruhsal sıkıntıları var ve çocuğumuz orada çok ziyan görecek. Tek bir dileğimiz var o da kardeşimin davasına sahip çıkılmasıdır. Sorumluların en ağır cezayı almalarını istiyorum.
* Allah’ımıza havale ettik lakin devletimize güveniyoruz. O bayanın cezasını çekmesini ve kardeşimin kanının yerde kalmamasını diliyorum. Yeğenimi alıp kardeşimizin yerine koymak istiyoruz.
* Şayet şehit olsaydı içimiz bu kadar yanmayacaktı. Bu vatan ve bayrak için şehit olmayı çok istiyordu. Burada şurası bir sistemi ve işi vardı.
* Lakin o ‘vatanım ve bayrağım için dağlarda çaba edeceğim, vatanımı koruyacağım, bayramı indirmeyeceğim’ diye polis oldu. Lakin onun terörü koynundaymış. Onun teröristi evindeymiş. Lütfen yardım edin.
‘EN SONUNDA ÇEKİP VURACAĞIM DEMİŞTİ’
Emrullah’ın kardeşi Rabia Çitil ise, Yasemin Çitil’in çok derecede kıskanç olduğunu ve ağabeyini bu nedenle bunalttığını belirterek, şunları söyledi:
* Daima her şeyi sorun eden, saçının formundan kıyafetine kadar karışabilen bir insandı. Ağabeyimin yanında giysi biçimim hakkında beni uyarır onun yanında kıyafetlerime, oturmama dikkat etmemi söylerdi.
* Annem ağabeyime sarıldığı vakit bile rahatsızlık duyardı. Hatta ağabeyimi kendi öz oğlundan bile kıskanırdı. Ağabeyim boşanmak istedi ve boşanma davası açtı bu süreçte özel hareket polisliği eğitimine gitmişti.
* Yasemin, ağabeyimin yanına gidip gönlünü almaya çalışarak sensiz ölürüm, yaşayamam üzere sözlerle ağabeyimi ikna etti. 5 Kasım 2020 tarihinde onları ziyarete gitmiştik.
* Ortalarında kıskançlık yüzünden çıkan bir sorun vardı ve Yasemin bana ‘en sonunda çekip vuracağım, nerde yattığını bileceğim ve başım rahat edecek’ demişti. Bu kelamı unutamadım. Ağabeyimin vefat haberini aldığımda aklıma birinci bu kelamlar geldi.
* Yasemin, ağabeyimin en büyük zaafı olan merhametinden faydalandı. Bir sorun olduğu vakit ağlardı, sızlanırdı, intihar etmeye çalışırdı ve ‘sensiz yaşayamam’ kaygısı. Oğlu olduktan sonra da ‘benden ayrılırsan oğlunun yüzünü göremezsin’ biçiminde tehditler ediyordu.
‘CENAZESİNE BİLE GÖNDERMEDİLER’
Yeğenini özlediklerini söyleyen Rabia Çitil, “Olaydan sonra Samsun’a ağabeyimin özel eşyalarını almaya gittiğimizde saatinden yüzüğüne kadar her şeyini almışlardı. Şu an hatıra olarak konutumuzda saklayabileceğimiz hiçbir şey yok. Yeğenimi babasının cenazesine bile göndermediler. Babasının cenazesine katılsın bir anısı olsun istedik. Biz ağabeyimin anılarına sarılmak istiyoruz” dedi. (DHA)
Sözcü
