TL’deki bedel kaybı bugün hızlandı. Dolar/TL 8,61, euro/TL de 10,47 ile rekor tazeledi.
6 Kasım 2020’de iktisat idaresindeki değişikliğin çabucak öncesinde dolarda 8,57 ile kırılan rekor, bugün aşılmış oldu.
Tera Yatırım Baş Ekonomisti Enver Erkan ve Işık Üniversitesi Öğretim Vazifelisi Doç. Dr. Cihan Bolgün, TL’deki bedel kaybının nedenlerini ve bundan sonrası için öngörülerini sozcu.com.tr ile paylaştı.
‘RİSKLER BİRİKTİ VE KIRILMA OLDU’
TL üzerinde bir müddettir biriktiğini ve son iki günde de kırılma olduğunu belirten Erkan, TL’nin başka para ünitelerinden negatif ayrıştığını, dolar endeksinin genel olarak düşüşte olduğunu ve tahvil faizlerinde de önemli bir değişim olmadığını vurguladı.
Dolasıyla TL’deki paha kaybının temel nedeninin ülke içi dinamikler olduğunu söyleyen Erkan, Naci Ağbal’ın Merkez Bankası’ndaki vazifesinden alınmasından bu yana TL’deki paha kaybının yüzde 16 olduğuna, ve TL’nin benzeri ülke para ünitelerinden ayrıştığına işaret etti.
Enver Erkan
‘TAMPONLAR ZAYIF, İÇ SİYASETTEKİ TANSİYON DE EKLENDİ’
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) önümüzdeki periyotta varlık alımlarını azaltmasından (tapering) kaynaklı dünyada bir dalga olacağını, gelişmiş ülkelerdeki faizlerin de bu sürece ekleneceğini belirten Erkan, “Bu gelişmeye karşı tamponlarımız zayıf. TCMB ise güçlü bir siyaset yönlendirmesi yapmıyor. Buna siyasetteki gerginlik de eklendi” dedi.
Şirketlerin Haziran’da yapacakları borç geri ödemeleri nedeniyle yüklü döviz talepleri olduğunu, bu durumun da mevcut öbür kırılganlıklara eklendiğini, kur artışı bu türlü devam ederse enflasyonu yüzde 17’lerde tutmanın zorlaşacağını, hükümetin ise enflasyonu düşürmeye değil büyümeyi destekleme çerçevesinde faize yaklaşacağını belirten Erkan, şöyle devam etti:
‘8,50’NİN ÜZERİ RİSKLİ’
“Bizim gerçek faizimiz misal ülkelerden yüksek olmasına karşın görüldüğü üzere kâfi gelmiyor. Faizin artması gerekiyorsa artmalı, speküle edilmemeli, belirsizlik oluşmamalı.”
“Kur 8,50’lerin üzerini olağanlaştıracak olursa yeni bir banda girmesi manasına gelir, bu da üst istikametli risk demektir” diyen Erkan, yüksek kurun enflasyonu da yükselteceğine, bu durumun da bir sarma oluşturmakta olduğuna işaret etti.
Cihan Bolgün
‘KUR ARTIŞININ NEDENİ İÇ SİYASETİN ISINMASI’
Sedat Peker görüntülerinin da katkısıyla son üç haftada siyasette ısınma olduğuna, muhalefet partilerinin erken seçim için bastırdığına ve siyaset, iş dünyası ve mafya münasebetlerine dair artan tartışmalara işaret eden Cihan Bolgün, bu durumun döviz kurlarına katkısı olduğunu söyledi.
Görüntülerdeki içeriğin Cumhurbaşkanı ile ilgili mevzulara sirayet edebileceğine dair de haberler olduğunu belirten Bolgün, kurdaki artışın iç siyasetten kaynaklandığını, dolar endeksinde son bir haftada bir pahalanma olmadığını, gelişen ülke para ünitelerinde de genel bir satış dalgası yaşanmadığını lisana getirdi.
‘DÖVİZ GELİRİ YETERSİZ’
Döviz gelirleri tarafında sorun olduğunu, salgından ötürü turizmde şimdi istenen seviyeye gelinemediğini, vatandaşın dolarizasyon eğilimde de bir kırılma olmadığını belirten Bolgün, pay ve tahvil tarafından ise yıl başından bu yana bakıldığında nette 1 milyar dolarlık çıkış olduğunu söyledi.
Yabancı portföy girişi olmadığını, yalnızca konut satışı kaynaklı döviz girişi olduğunu, iç siyaset de ısınınca kurun arttığını belirten Bolgün, dolarda 8,50’nin aşılmasıyla kritik bir eşiğin aşıldığını, haftayı da 8,50’nin üzerinde kapatırsa gelecek hafta 8,50-8,75 aralığında süreç görülebileceğini kaydetti.
BLOOMBERG ENFLASYONA VE BORÇ ÖDEMELERİNE İŞARET ETTİ
Bloomberg, dolar/TL’deki rekoru “Yerellerin döviz talebi enflasyon kaygılarına eklenirken TL rekor düşük düzeye geriledi” başlığıyla dünyaya duyurdu.
Haberde, para siyasetinin, enflasyon artışını dizginlemek için fazla gevşek olduğuna dair tasanın TL’de baskı yarattığı, haziranda şirketlerin 6,9 milyar dolarlık borç geri ödemesi için döviz alımlarının kuru üst ittiği belirtildi.
Coex Partners’tan makro stratejist Henrik Gullberg de TL’nin istikrarlı bir biçimde bedel kaybettiğini ve bu durumun nedeninin para siyasetinin enflasyon beklentilerini denetim altına almak için kâfi sıkılıkta görünmemesi olduğunu söyledi.
Haberde, NATO içindeki Belarus tartışmasının yarattığı jeopolitik tansiyona de işaret edildi.
Sözcü
