Türkiye’deki tüm Tabip Odalarının lider ve yöneticileri, Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Kurulu üyeleri 15 Nisan Perşembe günü saat 12.30’da Ankara’da sıhhat Bakanlığı önünde, Tabip Odası üyeleri ise tüm Türkiye’de birebir gün ve saatte Vilayet Sıhhat Müdürlüklerinin önünde toplanarak ”Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz. Vefatları durdurun” diyerek seslerini duyurmaya çalışacak. TTB, tüm sendika, sıhhat meslek örgütleri, “tüm siyasi partileri, yakınlarını kaybeden tüm vatandaşları davetlerini sahiplenmeye, yanlış siyasetlere itiraz etmeye, bu fecî gidişata dur demeye, hayat hakkını savunmaya” çağırdı.

ÜÇÜNCÜ VE EN YÜKSEK TEPE YAŞANIYOR

İnternet ortamında düzenlenen basın toplantısında bir ortaya gelen TTB Merkez Kurulu ve tabip odalarının liderlerinden oluşan 64 tabip, salgında üçüncü tepe ve vilayetlerinde Covid-19 psalgınının geldiği tasa verici durumu lisana getirdi. Basın toplantısında konuşan TTB Merkez Kurulu Lideri Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Eksik, yanlış, tutarsız siyasetler başarısız salgın idaresi nedeniyle ülkemizde denetim altına alınamayan salgın üçüncü ve en yüksek pikini yaşıyor” diyerek  Sağlık Bakanlığı ile iktidarı sert sözlerle eleştirdi.

“SALGINI ÖNLEMEK YERİNE SEYRETMEKLE YETİNİYORLAR”

Fincancı, sıhhat çalışanlarının her gün ölümlere tanıklık etmekten tükendiğini belirterek “Günlük hadise sayıları 50 bini aştı. Can kayıpları gerçek sayıların lakin üçte birini yansıtan resmi sayılara nazaran dahi 250’lerde. Hastanelerimiz Covid-19 hastalarıyla doldu. Yeni açılan servisler dahi muhtaçlığı karşılamaya yetmiyor. Ağır bakımlarda yer bulunamıyor.

Her gün çaresizlik içinde yeni ölümlere tanıklık etmekten tükeniyoruz. Bu türlü olacağını başta Sıhhat Bakanlığı olmak üzere tüm yönetenler biliyordu. Tedbirleri almak yerine seyretmekle yetindiler” diyerek gelinen noktada aşı umudu tacirliği yapılarak algı yönetilmeye çalışıldığını, maske, ara, hijyen tekerlemesiyle hatanın vatandaşa yıkıldığını söyledi.

“TOPLUMUN SIHHATİ BİR AVUÇ İNSANIN ÇIKARINA TERKEDİLİYOR”

Basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, insanların hayatlarını kurtaracak tüm bilgi ve birikime sahip olduklarını, lakin Sıhhat Bakanlığı’nın bilim ve bilgiyi dışladığını söyleyerek, “Sağlık Bakanlığı ve iktidar tüm bilimi dışlıyor. Bu ülkenin insanlarını önlenebilir, korunabilir bir hastalıktan korumuyor, mevte mahkum ediyor adeta. Bu kabul edilemez. Şayet bilimi uygulamaya devam etmezlerse, toplumun sıhhatini bir avuç insanın mali çıkarına terk edeceklerse çekilsinler. Biz Covid-19 ile çaba ederiz. Bu salgını yönetiriz” sözlerini kullandı.

İSTANBUL’DA AĞIR BAKIM İÇİN SIRA BEKLENİYOR

Özel hayatları kalmayan, yıpranan, tükenen sıhhat çalışanlarından hayat kurtarması beklendiğini belirten Tabip Odası liderlerinin vilayetleriyle ilgili son durumu değerlendirmeleri özetle şöyle:

* İstanbul’da bütün hastaneler bütün ağır bakımlar dolmuş durumda. Hastalar yatış ve ağır bakıma geçebilmek için sıra bekliyor. Yatırmak, için hasta tercihi yapmak, ağır bakıma almak için birilerinin ölmesini beklemek hiçbir doktorun dilek etmediği bir durumdayız. Bütün doktorlar, sıhhat çalışanları tükendi. İktidarın bir an evvel can kayıplarını durdurması gerekiyor. Artık şuurlu olarak salgın yönetilmemekte.

“ANKARA’DA HASTA 12 SAAT SEDYEDE BEKLEDİ”

* Ankara’da bir hastamızı yatırmak için kamu ve özel hastaneler dahi hiçbir hastanede yer bulamadık.12 saat boyunca hastamız sedyede kaldı. Bütün bu ölümlerin sorumlusu politiklerdir. Biran evvel önlemlerin alınması gerekiyor.

* Adana’da bir yılın sonunda başa döndük. Biz artık burada beceriksizlik değil arka niyet arıyoruz. Bu kadar beceriksizlik yönetememekten değil kasıttan olur. Bu gidiş gidiş değil.

* Bursa’da kelamın bittiği yerdeyiz. Pandemide artık durum tespiti devri bitti. Eylemcilik evresine geçmeliyiz. Tüm toplum katmanlarının katılması gerekiyor. Günü kurtarma peşindeki yönetenlerden umudumuz kalmadı.

* Bolu’da  rakamlar süratle yükseliyor, o nedenle çok endişeliyiz.

* Giresun’da olayların tam pik yaptığı bir devirdeyiz. İktidar ve politikler bunu nasıl anlamıyor görmüyorlar. Diğer bir ülkede mi yaşıyorlar. Anlaşılır üzere değil.

“DİYARBAKIRDA 6-7 KAT ARTIŞ VAR”

* Diyarbakır’da 6-7 kat fazla artış var. Kapanan servisler tekrar açıldı.

* İzmir’de yönetilemeyen bir pandeminin üçüncü pikini yaşıyoruz. Mevt ve olaylar katlandı. Ağır bakımlarda yer kalmadı. Acillerde sedyelerde bekleyen hastalar var. Yönetemeyenler ölümlerin hesabını vermek zorundalar.

“HASTANELER TIKANMIŞ, TÜKENMİŞ DURUMDA”

* Bartın’da dehşetli derecede hadise artışı var. Hastaneler tıkanmış, tükenmiş durumdayız. Alandan yağmur üzere hasta geliyor. Kelam bitti, her şey görülüyor.

* Batman’da  aşı yetersizliği bölgemizde çok kısıtlı. 3-4 günde bir 20 adet aşı gönderiliyor. Sırası gelenleri bile aşılayamıyoruz.

* Samsun, Karadeniz’de en fazla hadisenin olduğu ilin temsilcisiyiz. Pandemide maalesef tükenme noktasına geldik.

“ESKİDEN CANA GELECEĞİNE MALA GELSİN DENİRDİ, ARTIK CANA GELSİN MALA GELMESİN DENİYOR”

* Tekirdağ, Bu kadar çok hastalık, bu kadar çok mevt yaşanmayabilirdi, önlenebilirdi. Bizi üzen budur. 30 binin aşkın yurttaşın vefatı kabul edilebilir değildir.

* Urfa, evvelden bir kaza olduğunda etrafta toplananlar cana geleceğine mala gelsin kaygısı. Pandemide ise mala geleceğine cana gelsin siyaseti izleniyor. Kırk kente mevsimlik tarım emekçisi gönderen bir iliz. Hem ilimiz hem tüm Türkiye için ve sıhhat hakkından yararlanamayan mevsimlik emekçiler problemine dikkat çekiyoruz.

Van-Hakkari, bilimi hiçe sayan bir idareyle pandemi yönetiliyor, bedelini toplumun geniş bir kısmı ödüyor. Bütün kaybettiğimiz canların hesabını vermeleri gerekir.

Sözcü