Ramazan ayı için beslenme tekliflerinde bulunan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde misyonlu Diyetisyen Melike Şahin, iftar sonrası alınacak kuru yemişlerin E vitamini içeriğinden ötürü bağışıklığa yardımcı olacağını söyledi.
“SAHUR ÖĞÜNÜNÜ ATLAMAYIN”
Ramazan beslenmesi denince akla birinci gelen şeylerin uzun süren açlık ve susuzluk ile sonrasında itinayla hazırlanmış sofraların olduğunu tabir eden Diyetisyen Şahin, şunları söyledi:
* Bu sene Ramazanın pandemi sürecine denk gelmesiyle bir de orucun bağışıklığımıza tesirinin ne olacağı sorusu akıllara gelmekte.
* Ramazan beslenmesi sahur, iftar ve iftar sonrası olarak kendi içinde bir bütündür.
* Ramazanda beslenmemiz sahurda başladığı ve kendimizi sahurda uzun sürecek açlığa hazırladığımız için sahur öğününü atlamamanızı tavsiye ederim.
“SAHURDA PROTEİN KESİNLİKLE ALIN”
Sahurda tüketilecek besinlerin içerisinde protein kaynaklarının kesinlikle olması gerektiğini belirten Şahin, şu sözleri kullandı:
* Süt ve süt eserleri (yoğurt, ayran, kefir, peynir vb.) ve yumurta en kaliteli protein kaynaklarındandır. Protein içerikli bir sahur daha uzun mühlet tok kalmamızı sağlar. Proteinlere ek olarak doğal yağlardan da tüketmemiz mide boşalmasını geciktirecektir.
* Zeytin ve yağlı tohumlar (ceviz, badem, fındık, fıstık) bu yağ kaynaklarına örnektir. Zeytin tuzlu olursa susamanızı sağlayabilir bu yüzden tuzsuz tüketilmesini tavsiye ederiz. Elbette bunları 5-6 adet tüketmek kâfi olacaktır. Ekmek tüketimi ise glisemik indeksi daha düşük olan esmer ekmeklerden (kepek, çavdar, tam buğdaylı) olmalıdır.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde misyonlu Diyetisyen Melike Şahin. FOTO: SÖZCÜ
“İFTARI VAKTE YAYIN”
İftar beslenmesinde de dikkat edilmesi gerekenleri açıklayan Şahin, şöyle konuştu:
* İftarda dikkat etmemiz gereken birinci bahis yeme süratimiz olmalıdır. Uzun süren bir açlıktan sonra süratli bir biçimde besin alımı daha fazla besin tüketmemize neden olacaktır. Buna ek olarak kan şekerini artırabilir, tansiyonu yükseltebilir ya da sindirim problemlerine sebep olabilir.
* İftarda tüketeceğimiz besinleri yavaş ve vakte yayarak tüketmeliyiz. Çorba ile başladığımız öğüne 10 dakika kadar orta verip ana yemeğe sonra devam etmeliyiz. Lif sahur ve iftar öğünümüzde yerini almalıdır. Çiğ ya da pişmiş zerzevata menülerimizde yer vermeliyiz.
* Sebzeler içerdikleri vitamin ve minerallerden ötürü Covid-19 beslenmesi için de vazgeçilmezdir. İftar sonrasında tatlı yerine alacağımız meyveler de vitamin içeriklerinden ötürü bağışıklık sistemimize dayanak olur.
* Yeniden iftar sonrası alacağımız kuruyemişler E vitamini içeriklerinden ötürü bağışıklığımıza yardımcı olacaktır.
“İFTAR VE SAHUR ORTASINDA 2 LİTRE SU İÇİLMELİ”
Ramazan beslenmesinde yediklerimizin ne olduğu kadar bunların ölçüsünün da değerli oluğunu belirten Şahin, “Uzun mühlet aç kalsak da muhtaçlığımız hiç değişmemektedir. Bedenimizin gereksiniminden daha fazla besin tüketmemeliyiz. İftar ve sahur ortasında 2 litre su içmeliyiz. Su tüketimi gün içerisinde oluşabilecek sıvı kaybının yerine konması bakımından önemlidir” dedi.
Sözcü
