Diego Armando Maradona’nın dünyayı yasa boğan vefatının akabinde çok şey yazıldı çizildi. Dünyada olduğu üzere Türkiye’de de derin izler bırakan Arjantinli efsanenin Sevilla forması giydiği devirde Galatasaray ile oynadığı şov maçı da yine gündeme gelmişti. O maçın unutulmaz anlarından biri Galatasaray forması giyen Şevket Candar’ın, Maradona’ya attığı çalımdı.

Hafızalara ‘Maradona’ya çalım atan adam’ olarak kazınan Candar’la SÖZCÜ HAFTASONU için çok özel bir röportaj gerçekleştirdik.

• O anı bizlere anlatır mısınız?

“Rahmetli gelmiş, geçmiş ve gelecek en iyi futbolcuydu. Messi yanından geçemez. Topu orta alandan bir alıyordu, al alabilirsen. Sözlerle anlatılmaz bir futbolcuydu. Sağdan, soldan, ortadan gittiğinde ne yapacağı muhakkak değildi. Allah yeteneği vermiş de almayı unutmuş. Sevilla ile özel maçımız vardı. Simone de oynuyordu, Maradona da. Taç kenarının orada bir çalım attım. Denk geldi, iki üç kişi daha geçtim, gerime bir baktım ortada Maradona da varmış. ‘Ulan ne yapıyorum’ dedim. O maçta hiç sıkmadı. Terlemedi bile. Gösteri için gelmişti. Ölçü olamaz lakin ona çalım atmak harika bir his. Onu yakından görmek gurur verici. Unutulmaz bir anımdı. Çocukluğunun idolüne karşı oynamak farklı bir şeydi. Ayaklarım titriyordu. Adamın yüzüne bakamıyordum. O denli bir gücü vardı.”

“NAİM’İN OKULUYDU”

• Biraz kendinizi anlatır mısınız?

“1966 Bulgaristan doğumluyum. Liseye kadar spor okulunda okudum. Oradaki spor okulları devlet destekliydi. Komünist rejimde devlet destekliydi. Her büyük kentte bir spor okulu vardı. Naim Süleymanoğlu üzere o da spor okulunda yetişmeydi. Daha sonra ikinci ligde bir gruba çıkıp oynamaya başladım. Türkleri pek sevmezler ve üstlere çıkarmazlar. Bulgar liginde çok çok az Türk futbolcu çıkartırlar, ben de ortalarından biriyim. 1986’dan 1989’a kadar top oynadım. O periyotta Türkiye için kapılar açıldı. Sıra aldık konutumuzu boşalttık. Bir anda hudut kapandı. Kaldım orada. Giden gitti kalan kaldı. Bonservisim elimdeydi. Bir teklif geldi Lokomotiv grubundan. Oraya gidip orada oynadım. Akabinde Türkiye’ye transfer oldum.

RAŞİT HOCA KEŞFETTİ

• Pekala Galatasaray’a nasıl geldin?

“Raşit Çetiner beni Galatasaray’a kazandırdı. Avcılar’da akrabalarda kalırken ona ulaştılar. O devirde Raşit Hoca, Mustafa Denizli’nin birinci yardımcısıydı. Yanımda kaset vardı. Ve hocaya gönderdik. O da konutundan izledikten sonra Mustafa Hoca’ya izletti. Mustafa Hoca da görüyor çabucak egzersize çıkartalım diyor. İdare de görüyor. Yurdeşen Karahasan abi. Ondan sonra alalım dediler. Sonraki gün antrenmana çıktım. Antrenman bitmeden pasaportumu aldılar.”

• Galatasaray’a geldikten sonra hayatında ne değişti?

“Galatasaray’a transfer olursan hayatın tam değişiyor. Türkiye’nin beğenilen futbolcusu oluyorsun. Beşerler sana ilgi gösteriyor. Görmediğim pahası görmüştüm.”

• Florya’daki maceran neden kısa sürdü?

“Resmen hakkımı yediler. Şampiyon olduk her şey yolunda gitti. Bütün kupaları aldık. Yeni imza atmıştım ve Almanya’ya kampa gittik. Ondan sonra ne oldu anlayamadım döndüm, Adnan Polat aradı. ‘Gel’ dedi. Gittim. ‘Kusura bakma seni Ankaragücü’ne gönderiyoruz’ dedi. ‘Olur mu o denli şey her şey yolunda gidiyor neden’ dedim. Ağlayarak çıktım gittim. Gururuma yediremedim. Ankaragücü’ne gittim. Ancak bu, benim sonum oldu. İki ay sonra çok bahtsız kaza geçirdim. Periyodun lideri Celal Aydın aramadı. Kalçam çıktığı için 6 ay oynayamadım. Beni aramadıkları için artık orada oynamak istemiyorum dedim. Petrol Ofisi, Denizlispor, Siirt’e ondan sonra Zeytinburnu… O denli mesleğim bitti ve futbolu bıraktım.”

BEŞİKTAŞ’A UNUTULMAZ GOL

“TSYD maçıydı. Kalli hocanın geldiği sene. Kendimi göstermek için her şeyimi vermek zorundaydım. Beşiktaş’a karşı Madida’yı marke ediyordum. Top geldi. Santradan önümü boş gördüm, sol ayağımla bir vurdum baktım 90’a gitti. Herkes havalara uçtu. Biraz da talihim vardı. Antrenmanda 100 tane deneme atsam atamazdım.

“ÇENEMİ TUTAMADIM”

“Benim dezavantajım burada doğup burada büyümemekti. Keşke burada doğsaydım. Orada rahattım. Hazır cevaplılığım ve ani reaksiyonlarımın kurbanı oldum. Çenemi tutmadım. Galatasaray’da büyük haksızlıklara uğradım.”

“YALAKA OLSAM HOCA OLURDUM”

“Teknik yöneticiliğim tutmadı değil. Sistem bozukluğu var. Bir siyasi partiye yakın olmalısınız. Yalaka olsam bir yere gelirim. Yalaka değilim. Hocalığıma güveniyorum. Allah baht versin herkes görecek.”

“UEFA KUPASI’NIN TEMELİNİ KALLİ ATTI”

“Galatasaray efsanesi bizim vaktimizde oluşmaya başladı. UEFA Kupası’na giden temeli Karl Heinz Feldkamp attı. Kalli’nin periyodundan itibaren, genç isimler ekibe kazandırıldı ve yıldızlaştı. Okan, Tugay, Suat, Bülent vardı. Bunların üstüne Hakan Ünsal, Hagi, Popescu, Taffarel eklendi ve muvaffakiyet yakalandı. Başlangıç Kalli’nin periyodunda oldu. Kalli, Alman olduğu için disipline hayrandı. Adam antrenmanda dakikti. Bu disiplinle kazandı. Futbolu çok iyi bilen isimdi. Ön tarafta yapılan baskı onun vaktinde olmuştu. Fatih Terim, Kalli’nin bıraktığı mirasa sahip çıktı ve zaferler kazandı. Fatih Hoca üstüne koyarak devam etti. Hakkıyla aldı, tartışmasız Türkiye’nin bir numarası.”

“OKAN BURUK BAYERN’E GİDECEKTİ”

“OKAN ile öteki grup oyuncuları ortasında büyük fark vardı. Çok çok yetenekliydi. Ayağı Trabzonspor maçında kırılmasaydı Bayern Münih’e gidiyordu. Vahim yetenekliydi. Maradona’nın en güçlü vakti üzereydi. Topu aldığında ondan topu alamazdınız. Uyum, oyun zekası, dikine oynama, gol atma, gol attırma her şey vardı. Ona faul yapmadan topu ondan alamazdınız. Sakatlığı çok berbat oldu. Görünen köy kılavuz istemez. Kendini çok iyi yetiştirdi. Gittiği bütün ekiplerde üstüne kattı. Maalesef bizden sonraki kuşakta teknik yönetici olan kendini futbolcu sanıyor. Lakin sen artık teknik yönetici olmuşsun. Orada yenilik neyse onu takip edeceksin. Futbol elektronik eşya üzere. Devamlı gelişiyor ve kendini yenilemen lazım. Hoca kendini çok yeniledi ve geçen sene hakkıyla şampiyon oldu.”

Sözcü