Denizli’de Pamukkale ilçesine bağlı Eymir köyü sakileri su kaynaklarının büsbütün kuruması nedeniyle mağdur olduklarını söyledi. Köylüler 7 yıl evvel köyde küçük bir arazi satın alan AKP’li eski vilayet genel meclisi lideri ve büyükşehir belediye meclis üyesi Halil Pekdemir’in kendisine ilişkin alanda üç kere su sondajı yaptığını, çıkan suyu 25 kilometre ilerideki serasına borularla taşıyarak köyü susuz bıraktığını ileri sürdü.

Birkaç dekarlık arazi içinde üç sondaja müsaade verilmediğini kuyulardan ikisinin ruhsatsız olduğunu öne süren köylüler kuyulardaki pompaların hiç durmadan çalıştığını söz etti. Üçüncü sondajın yapılmasından kısa müddet sonra köyün tüm su kaynaklarının kuruduğunu belirten muhtar Namık Kurt, “Köyün her tarafından su çıkardı. Artık bırakın tarla sulamayı hayvan sulamak için bile su bulamıyoruz. Kuyu açıldıktan sonra tüm kaynaklar kurudu” diye konuştu.  Kurt imza toplamaya başladıklarını DSİ’ye müracaat edeceklerini söyledi.

SUSUZLUK GÖÇE NEDEN OLMAYA BAŞLADI

75 ailenin yaşadığı köyde vatandaşların geçimini bahçecilikten kazandığını söyleyen Kurt, “Burada zerzevat ve meyve yetiştirilir. Su olmayınca beşerler mecburen kuru tarıma yöneldi. Ona da domuz hayır vermiyor. Kimse para kazanamıyor. Bu nedenle 4-5 aile şimdiden kente göç etti. Kuyular açıldıktan sonra köyün içme suyu da azaldı. Beşerler içme suyunu kullanıp bahçe sulamaya çalışıyor. Daha evvel DSİ’ye dilekçe verdim, kaymakamlığa gittim lakin meselemizi çözmediler.

Öğrendiğimiz kadarıyla 350, 450 ve 850 metre derinliklerdeki kaynaklardan su çıkarıyorlar. Çok değil üç yıla kadar belediye bize su bulmak zorunda kalacak. Zira içme suyumuz da kalmayacak. Bunların hepsi birebir kaynaktan besleniyordu. Firma evvelki muhtar periyodunda buradan küçük bir yer alarak köylülerle taahhütname imzaladı. Çıkan suyu vatandaşa da vereceğini taahhüt ederek köylülerin isteğini aldı. Fakat vatandaş aldatılmış durumda. Yeni öğrendik ki mutabakatın altına not düşmüş yalnızca artan suyu vereceğini taahhüt etmiş. Artık su bana yetmiyor diyor. Çobanlar hayvan sulayamıyor. Doğal ömür tehdit altında. Bu suyun 25 kilometre ileriye taşınmasına kim müsaade etti?” sözlerini kullandı.

TAŞIMA SU İLE AĞAÇLARINI SULUYOR

Ağaçlarının kurumasını engellemek için kimi köylüler tankerlerle su taşıyor. On günde bir su taşıdığını söyleyen üretici Osman Arslan, “Köyden su getiriyorum. Bizim köyde su olmadığı için Uzunpınar’dan tankerle taşıyorum. 15 kilometre öteden getiriyorum. Bu topraklar daha evvel yabanî sulama tekniği ile sulanıyordu. Üstteki kuyular açılınca suyumuz akmaz oldu. Buradan fasulye biber kaldırıyorduk. Artık ağaçlarım için 10 günde bir su taşıyorum. Yerini sulamak isteyen herkes mecburen bu türlü yapıyor. Yazık günah. Kuyu açmadan evvel su ovaya kadar iniyordu. Artık buraya kadar bile gelmiyor” diye konuştu.

Üretici Fatma Arslan ise, “Ben burada büyüdüm.  Eskiden burada su çoktu. Her taraftan su çıkıyordu. Çok suyumuz vardı. Kendi köylümüz varken köyün suyunu diğerlerine verdiler. Kuyu açılınca su kalmadı” diye kaydetti.

ÜRETİCİ HÜSEYİN ŞAHİN: MUHATAP BULAMIYORUZ

Üretici Hüseyin Şahin üç kuyudan 7 yıldır durmaksızın su çekildiğini, kuraklığın artması ile birlikte susuzluğun daha da ortaya çıktığını belirterek, “Birer hafta ortayla üç kuyu açtılar. Başından beri suyu buradan alıp seralarına taşıyorlar. Kelamda burada ceviz bahçesi yapacaklardı. Göstermelik ağaç diktiler. Bir defa bile sulamadılar. Kaygıları yetiştiricilik değil buradaki suyu almak. Ağaçlarımız kurudu. Yıllardır şikayet ediyoruz kimse gelmedi, muhatap bulamadık. Bir bölgeye üç kuyu vurulmaz. Benim suyumu kurutmaya gelmiş. Buradan ovaya giden su büsbütün kesildi. Evvelce gözlerden su çıkardı artık bir damla bile yok” diye konuştu.

ŞERİF ŞEN: ONLAR TİCARET YAPIYOR BİZ REZİLLİĞİNİ ÇEKİYORUZ

Üretici Şerif Şen; “Kendi suyumuz bize yetiyor. O ticaretini yapıyor biz rezilliğini yaşıyoruz. 25 kilometreye su çaşıyor burada köylü mağdur oldu. Hayvan sulamak için bile su yok.  Konuşmak istedik anlaşmak istedik her seferinde kaçıp gittiler. Benim suyumu götüremez. Kendi toprağına istediğini yapsın kimse karışmaz lakin suyu bu köyden dışarı çıkaramaz. Beni susuz bırakmaya hakkı yok. Burada herkes kendi eserini yetiştiriyordu. Artık birtakım vatandaşların bir kilo domates alacak durumu yok. O orda para kazanacak biz burada mağdur olacağız, bu türlü bir dünya yok. Burası cennet üzereydi. Benim hayatımı resmen bitiriyor. O vakit bize yaşanacak bir yer versinler” dedi.

NAİL DOĞAN: BİR KUYU İÇİN RUHSAT ALDI

Üretici Nail Doğan tüm suyu kullanan seranın yanı başında sulama kanalı olduğunu ileri sürerek, “Buradan su götüreceğine seranın tabanındaki kanaldan su alsın. 25 kilometre öteye su götürdü burada yeşillik kalmadı. Üç sondaj bir ortada olur mu? Buraya göstermelik ceviz dikti, sulamıyor bile. Aldıysa sondajın birine ruhsat aldı. Bu köy bilmiyor ne ruhsatı var ne yok, nereye kadar yasal. Tek bildiğimiz tüm suyumuzun gittiği. Tek bir kişi köyün bütün mukadderatıyla oynadı” diye konuştu.

CHP MEVZUYU TAKİP EDECEK

CHP Pamukkale İlçe Lideri Arda Arpacı bölgeye gelerek vatandaşların problemlerini dinledi. Engelli üretici Ali Osman Vural, “Haftada bir ton biber kaldırıyorduk. Süreki su çekerek burayı bitirdiler. Ağaçlar bile kurudu. Bütün milletin köy halkının geleceğini bitirdiler” diye isyan etti.

Üretici Mürüvvet Ergil, “Sesimizi çıkarıyoruz diye bizi jandarmaya şikayet ediyorlar. İçmek için bile suyumuz yok. Hepsi kesildi. Ne bahçe edebiliyoruz ne içecek su var. Sağdan soldan su buluyoruz. Üç kuyu açtı. Bize buraya gelin toplanın anlaşalım dedi ne gelen var ne giden? Bu türlü iş mi olur? Herkesin hakkını yiyor” tabirlerini kullandı. Arpacı ise köylülerden bilgi aldıktan sonra tüzel olarak neler yapılabilir inceleyeceklerini belirterek, “Burada ne yapılabilir hukukçu arkadaşlarımızla birlikte inceleyeceğiz. Köylüler mağdur. Bu mağduriyetin giderilmesi gerekir. Mevzunun takipçisi olacağız” diye konuştu.

Sözcü